Şimdi bırakmazsanız sen uçuşunu kaçıracaksın o da okuluna geç kalacak. | Open Subtitles | إذا لم تغادر الآن ستفوتك طائرتك وهو سوف يتأخر عن المدرسة |
Bir grup hergeleyle bira içebilmek için kızının dans resitalini mi kaçıracaksın? | Open Subtitles | ستفوت عرض ابنتك للرقص حتى تستطيع شرب البيرة مع حفنة من المنحطين |
Otobüsü kaçıracaksın neredeyse, ...ve bugün seni bırakamam ayrıca! | Open Subtitles | هيا أيها الكسول ، سيفوتك الباص ولا أستطيع إيصالك اليوم |
Evet fakat tatlıyı kaçıracaksın. Umarım panda seviyorsundur. | Open Subtitles | نعم, لكن سوف تفوت الحلي اتمني أنك تحب الباندي |
Bu şeker hatunlardan birini kadın kovboy ve Kızılderili gibi giyinmesini ikna etmeye çalışmamı kaçıracaksın. | Open Subtitles | ستفوتين محاولة إقناع إحدى تلك الفتيات أن تلعب دور راعية الأبقار |
Hatta öyle yakışıklı görünüyorsun ki, bu odadan çıkmamız lazım yoksa galayı kaçıracaksın. | Open Subtitles | ،وتبدو في غاية الوسامة إمّا علينا الخروج من هذه الغرفة أو ستفوّت افتتاحيتك |
Eğer zamanında çıkamazsak da sen Amerikan Yerlileri Müzesi'ne yapılan okul gezini kaçıracaksın. | Open Subtitles | وإذا لم نخرج من هنا في الموعد سوف تفوتك جولتك الميدانية في المتحف الأمريكي ، ولا نريد أن يحدث ذلك ، أليس كذلك؟ |
Ve bunu görmek için bir dakika durmazsan bu fırsatı kaçıracaksın. | Open Subtitles | وإن لم تتوقف ولو حتى للحظة لتدرك هذا فسوف يفوتك الأمر |
Uyan. Alarm çalmamış. Uçağı kaçıracaksın, saat 9:15. | Open Subtitles | استيقظ، لم ينطلق المنبّه، ستفوتك الطائرة، الساعة 9: |
- Otobüsü kaçıracaksın. - Tamam. Bisikletimle gideceğim. | Open Subtitles | ـ ستفوتك الحافلة ـ لا بأس ، سأركب دراجتي |
Acele etsen iyi olur, havuz kenarındaki bedava içkiyi kaçıracaksın. | Open Subtitles | لكنّ يفضل أن تستعجلي أنت ستفوتك المشروبات على البركة |
Baba, gitmeliyiz. Uçağını kaçıracaksın. | Open Subtitles | يا أبي علينا أن نذهب الطرق مزدحم و ستفوت رحلتك |
Buradasın demek. Filmin sonunu kaçıracaksın, baba. Beğenmedin mi? | Open Subtitles | ها انت هنا , ابي ستفوت باقي الفلم , الم يعجبك ؟ |
Bana bakma, yukarıya bak. kaçıracaksın. | Open Subtitles | لا تنظر الي انظر الى الاعلى هناك سيفوتك المشهد |
Pekala. Tekrar değiştireceğim ama Pacers maçını kaçıracaksın. | Open Subtitles | حسنًا، سوف أغير لك الموعد لكن سيفوتك جزء من المباراة |
üzgünüm ,parktaki tüm günü kaçıracaksın. | Open Subtitles | آسف, أعتقد بأنك سوف تفوت يوم كامل في الحديقة |
- O kahrolası yarışları kaçıracaksın yani. | Open Subtitles | ثم عليك فقط تفوت السباقات لعنة الخاص بك. |
Ama sergiyi ve açılışı kaçıracaksın. | Open Subtitles | لكنكي ستفوتين المعرض و الافتتاحية |
Bu iyi olur tabii ama tüm eğlenceyi kaçıracaksın. | Open Subtitles | مؤكّد أنّ ذلك حسنة، ولكنّكَ ستفوّت المرح كلّه |
Şu ana kadar yapmış olduğun en destansı partiyi kaçıracaksın. | Open Subtitles | سوف تفوتك أكثر الحفلات ملحمية في تاريخ اقامتنا للحفلات |
Ne, yani bebeğe hediye gününü mü kaçıracaksın? | Open Subtitles | وماذا, هل تقلق أن يفوتك حمام الطفل؟ |
Tamam, ama tarihin en büyük muzipliğini kaçıracaksın. | Open Subtitles | حسناً , أنت ستتغيب عن أفضل مقلب على الإطلاق |
Saat 10'daki randevuyu kaçıracaksın ve bunu yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | سوف تفوتي الاجتماع في 10: 00 وأنا لا أريد أن أفعل هذا، حسنا؟ |
Bin artık, Ellen Brody. Uçağını kaçıracaksın. | Open Subtitles | تعالى , إلين برودى سوف تفتقد طائرتك |
Evet, duydum. Ama çok şey kaçıracaksın. | Open Subtitles | أجل ، لقد سمعت ، ولكنكِ ستفوّتين ذلك |
Saat çalmadı. Dokuzu çeyrek geçiyor, uçağı kaçıracaksın. | Open Subtitles | لم ينطلق المنبّه، ستتأخر عن طائرتك، الساعة 9: |
Otuz yedi derece. Bir şeyin yok. Acele et yoksa otobüsü kaçıracaksın. | Open Subtitles | 98.6أنت بخير ، والآن اسرع قبل أن تفوّت الحافلة |
Otobüsünü kaçıracaksın. | Open Subtitles | سوف تفوّتين الحافلة. تمنيّاتي لكِ بيومٍ طيّب. |