Yani onlar naif üniversiteli kızları kullanarak uyuşturucu kaçakçılığında uzmanlaşmışlar. | Open Subtitles | اذا هما تخرجا من اجل تهريب المخدرات مستخدمين لبنات الجامعة الساذجات |
Birçok Amerikalı, kendi hükümetinin uyuşturucu kaçakçılığında yer almış olabileceğine inanmaya istekli gibi görünüyor. | Open Subtitles | أن الأمريكيين يؤمنون بحكومتِهم ربما تورطوا في بعض أعمال تهريب المخدرات |
İnsan kaçakçılığında uzmanlaşmış yerli Çinli çetelere bakacaksınız. | Open Subtitles | العصابات الصينية المحلية المتخصصة في تهريب البشر . |
O konserve kutusu gibi binlercesini uyuşturucu kaçakçılığında kullanıyorlar. | Open Subtitles | علبة السرطان المحفوظ التى كنت تبحث عنها واحدة من آلاف يستخدمونها لتهريب المخدرات |
Denizciler ya rastgele karşılaştılar ya da bölgeyi insan, silah ve uyuşturucu kaçakçılığında kullanmak için özellikle hedef aldılar. | Open Subtitles | والآن الخوف على أن المارينز إما لقوا عثرة في طريقهم أو أنهم بالتحديد استهدفوا من قبل مجموعة احتكار مكسيكية تستخدم المنطقة لتهريب الناس والأسلحة والمخدرات |
Şu ülkelerden hangisinin organ kaçakçılığında kötü ünü vardır? | Open Subtitles | أي من البلدان التالية تشتهر الاتجار بالأعضاء البشرية ؟ |
Norfolk çevresindeki insan kaçakçılığında. | Open Subtitles | الاتجار بالبشر بالقرب من (نورفلوك) |
Elmas kaçakçılığında ona yardım ediyordum. | Open Subtitles | أنا أساعده في تهريب جواهر |
İnsan kaçakçılığında trajik bir kaza. | Open Subtitles | حادث تراجيدي لتهريب الناس |