Kabil'i öldürüp, Samson'u susturduğu için geceleri Tanrı'ya dua ediyor, ...inzivadan çıkıp ikinizin icabına bakmasını niyaz ediyorum! | Open Subtitles | لكن من الآن, سأدعو الله كل ليلة أن قابيل القتيل و سامسون المضغوط، يعودون من تقاعدهم |
Mührü biliyordun. Abaddon ve Kabil'i biliyordun. | Open Subtitles | انت تعلم عن قابيل تعلم بشأن العلامه وابادون |
Ve Havva kan ve ter içinde Kabil'i doğurdu. | Open Subtitles | لقد أنجبت "حواء" "قابيل" من العرق و الدم. |
Taliban'ın bir daha ülkeyi ele geçirebileceği ihtimali son derece düşük -- Kabil'i ele geçirebileceği ihtimali çok düşük. | TED | ومن المستبعد ايضاً ان تستطيع طالبان الإستيلاء على الدولة بل حتى أن تسيطر على " كابول " |
Öfkemiz kutlama şampanyamız ile birlikte patladığı sırada Taliban Kabil'i ele geçirmişti ve biz "Yerel cihad bizim sorunumuz değildir" dedik. | TED | و قبل أن نكمل احتفالنا استولت طالبان على كابول و قلنا "جهاد محلي، ليست مشكلتنا" |
Bir resim Kabil'i firari Habil'i ise kıpkırmızı bir leke yanında ölü olarak gösteriyor." | Open Subtitles | صورة يظهر قابيل شارداً و هابيل ميتاً |
Tanrı, günahları karşılığında Kabil'i işaretlemiş. | Open Subtitles | وَضعَ الله علامته على قابيل لذنوبِه |
Kabil'i işaretlediğinden beri, kimse O'ndan haber almadı. | Open Subtitles | لا أحد قد سمع منه منذ قابيل وملحوظ. |
-Habil'in Kabil'i öldürüşünü. | Open Subtitles | - كيف قام قابيل بقتل اخيه هابيل - |
Biliyorsun ki Habil Kabil'i öldürmüştü. | Open Subtitles | لعلمك، قابيل قتل هابيل. |
Habil ile Kabil'i hatırlıyorum. David ve Goliath'ı. | Open Subtitles | "أتذكر (قابيل) و(هابيل)، (داوود)، و(جالوت).." |
Mührü biliyordun. Abaddon ve Kabil'i de biliyordun. | Open Subtitles | علِمت بشأن العلامة علِمت بشأن (ابادون) و (قابيل) |
Habil ile Kabil'i duydun, değil mi? | Open Subtitles | أنت قد سمعت عن (قابيل) و(هابيل)، صحيح؟ |
Ayni Habil'in Kabil'i sevdigi gibi | Open Subtitles | كما أحب (هابيل) أخوه قابيل) بلا شك) |
Taliban Kabil'i ele geçirdiğinde Başkanlık Sarayı'na gittiler ve canlı varlıkların resimlerini parçaladılar hatta taş aslanların yüzlerini söktüler. | Open Subtitles | عندما اجتاحت طالبان كابول ذهبوا إلى القصر الرئاسي ومزقوا اللوحات التي تصور الكائنات الحية حتى أنهم محوا وجوه تماثيل الأسود |
- Kabil'i, saldırıyı. | Open Subtitles | (كابول)، اللهجوم |
- Bu bana Kabil'i hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يُذكّرني بأيّام (كابول). |