O bölge hasar görünce yüzleri tanıma kabiliyetini kaybediyorsunuz, değil mi? | TED | الآن، حين تتلف هذه المنطقة، ستخسر قدرتك على رؤية الوجوه، صحيح؟ |
Zıplama kabiliyetini artırmak için baldır kaslarını kısalltım. | Open Subtitles | لقد قصرت عضلات الساق لتزيد من قدرتك على القفز نظرياً |
Bu vakayı etkili bir şekilde sonuçlandırmak hem yönetmek konusundaki kabiliyetini hem de bu işe uygun olup olmadığını gösterecek. | Open Subtitles | وهذه القضية سوف تكون اختبار لك في الاثنين قدرتك على القيادة، وتناسبك للوظيفة |
Lakin artık kabiliyetini öğrendim. İkizinle nasıl saldıracağını tahmin edebilirim. | Open Subtitles | لكنّي أفهم قدرتكَ الآن، بوسعي كذلك استباق نمط هجومكَ مع قرينكَ. |
İkiz yaratabilme gücü kesinlikle takdire şayan bir şey. Lakin artık kabiliyetini öğrendim. | Open Subtitles | قدرتكَ على صنع قرين أمر مُذهل، لكنّي أفهم مكمن قدرتكَ الآن. |
Seloteyp yok, ve memenin üst kısmına gelecek bir detektör daha ekledik ki, görüntüleme kabiliyetini iyice arttırdık. | TED | فقد اختفت الاسلاك واللواصق وقد اضفنا كاشف آخر لكي يقرأ أعلى الثدي والذي اثبت فعلاً قدرته على إكتشاف الاورام |
Bir kredi derecelendirme kuruluşu bir ülkeyi derecelendirdiğinde temel olarak o ülkenin borcunu, geri ödeme kabiliyetini ve istekliliğini değerlendirir. | TED | عندما تقيم هذه المؤسسة بلداً من البلدان، فإنها بالأساس تقدر وتقيم ديون هذا البلد وكذلك قدرته واستعداده على تسديد الدين، |
Bak, bunu yapan her kimse konuşma kabiliyetini bozmuş ama tüm bunları aşacağız, tamam mı? | Open Subtitles | إسمع,الشخص الذي فعل هذا لك خرب قدرتك على الكلام لكننا سنتجاوز الأمر اتفقنا؟ |
Yani yapay zekâsını değerlendirme kabiliyetini sekteye uğratan çekici bir robot. | Open Subtitles | آلية مثيرة تحجب قدرتك على الحكم على ذكائها الاصطناعي؟ |
Senin durumunda da iyileşme kabiliyetini alıyor. | Open Subtitles | وفي حالتك , فلقد اخذت قدرتك علي الشفاء |
Bir tek şehir değil, beni çağırma kabiliyetini de kastediyorum. | Open Subtitles | ليست فقط المدينة قدرتك على الإتصال بي |
- Durun, şu an bu iş kabiliyetini etkiler mi? | Open Subtitles | {\pos(195,225)} انتظري، هل يؤثّر في قدرتك على القيام بعملك؟ حاليـًا ؟ - كـلاّ - |
Bu doğu Avustralya bölgesinde yaşayan hayvan, yedi yılını, bir yapıyı inşa etme kabiliyetini kusursuzlaştırmak için harcıyor.. | Open Subtitles | هنا في شرق "أستراليا" يعيش حيوانٌ يمكث سبع سنوات في إتقان قدرته |
Ciddi yaraları var beyin sarsıntısı, ve hayatının geri kalanında yürüme kabiliyetini bozacak olan ciddi sırt travması. | Open Subtitles | وقد لحقت به اضرار جسيمة مما سبب ارتجاج في المخ والكثير من ضربات اسفل الظهر ...والتي كما قيل لي ستضعف قدرته مدى الحياة ... |