Banyodan yeni çıkmış ve hepsinden öte, bir kadın gibi kokuyorsunuz. | Open Subtitles | . لقد أخذتي حماماً ، و فوق كل ذلك رائحتكِ كامرأة تمليء المكان |
Herkes gibi sizinde olgun bir kadın gibi davranmanız gerekir. | Open Subtitles | يجب عليك أن تتصرفي كامرأة ناضجة مثل بقية الناس. |
Eğer kadın gibi sızlanıyorsam, sebebi beni bu hale getirdiğin için. | Open Subtitles | ..إذا كنت أنا أنّ مثل امرأة فذلك لأنك أنشأتني بهذه الطريقة |
Çok fazla seyahat etmiş olmama rağmen, hala Amerikalı bir kadın gibi düşünüyorum. | TED | رغم أنني اسافر كثيراً فأنا ما زلت أفكر كإمرأة أمريكية |
O zaman neden içeri girip kadın gibi halletmiyoruz? | Open Subtitles | طالما ذلك لماذا لا ندخل ونصفى هذا الامر كالنساء ؟ |
Karnaval ucubesi yerine kadın gibi gözükmek istersen beni ara. | Open Subtitles | تُريدُ ظُهُور مثل إمرأة بدلاً مِنْ نزوة كرنفالِ، يَدْعوني. |
O zamana kadar İzlanda'da tipik kadın gibi kadınlar olarak tanınmıyorduk. | TED | فنحن لم نكن معروفات نساء مثل النساء في آيسلندا حتى ذلك الحين |
Evet, onları 40 fit derinliğinde kadın gibi yumuşak ve kömür gibi siyah toprağı olan, bir yere dikmeyi planlıyorum. | Open Subtitles | اريد ان ازرعها حيث عمق التربة 40 قدما سوداء كالفحم وناعمة كالمرأة |
Gerçek bir kadın gibi yürüdüğümü hissediyorum. | Open Subtitles | و الآن أحس بأن لدي قدرة المشي كأمرأة واقعية |
kadın gibi pazarlık yapıyorsun. 5,000 bitli dolara razı olup kendini kanuna satıyorsun. | Open Subtitles | وأنت تساوم كامرأة وينتهي بك الأمر بالحصول على خمسة آلاف دولار فقط |
Evet, öyle Ve tıpkı bir kadın gibi sızlanıyor oysa tıpkı küçük bir kız gibi terketti. " yi söylerken. | Open Subtitles | وتمارس الحب تماماً كامرأة نعم، تفعل وتتألم تماماً كامرأة ولكنها تتحطم كفتاة صغيرة |
Seni bir arkadaştan daha çok... genç bir kadın gibi yetiştirmeliydim. | Open Subtitles | كان علي أن أربيكِ أكثر كامرأة شابة وليس كرفيقتي |
Eğer kadın gibi sızlanıyorsam, sebebi beni bu hale getirdiğin için. | Open Subtitles | ..إذا كنت أنا أنّ مثل امرأة فذلك لأنك أنشأتني بهذه الطريقة |
Bugün karşımızda duran şu kadın gibi o da yaşam biçimimizi tehdit ediyordu. | Open Subtitles | لأنه كان خطر إلى طريقتنا في الحياة، مثل امرأة الذي يقف أمامنا اليوم. |
Benim için batı güzel bir kadın gibi. | Open Subtitles | بالنسبة لي، الغرب هو مثل امرأة جميلة، امرأتي |
Efendi bana güvenebilir. Bir kadın gibi aziz tutacağım. | Open Subtitles | يمكن لسيدى أن يثق بى, سأبقيها فى ذهنى كإمرأة |
Spidarialılar savaş alanında zayıf ve kadın gibi olsa da tekstil işinde ustalar. | Open Subtitles | على الرغم من أن السباردينيز ضعفاء كالنساء في ساحة المعركة إلا أنهم أساتذة في فنون النسيج |
Sana hiç, bahardaki bir Parisli kadın gibi koktuğunu söyleyen oldu mu? | Open Subtitles | هل اخبرك أي واحد من قبل بأن رأحتك مثل إمرأة باريسية في موسم الربيع؟ |
Ve tıpkı bir kadın gibi konuşacak. | Open Subtitles | وإن رأيته عن قرب, ستشاهده يتحدث مثل النساء. |
Eğer daha fazla erkek kadın gibi davransaydı, bu kadar çok şiddet yaşanmazdı. | Open Subtitles | لو كان الرجل يتصرف كالمرأة لما كان هناك هذا القدر من العنف |
Bir kadın gibi gülebiliyor muyum diye deniyordum. | Open Subtitles | نعم , لقد كانت أحاول ان كنت استطيع الضحك كأمرأة |
Doktoru, egzersiz yapmazsa yaşlı bir kadın gibi kamburunun çıkacağını söyledi. | Open Subtitles | المعالج الطبيعي أخبرها أنها إذا لم تحصل على أية تمارين فظهرها سيتقوس كسيدة عجوز |
Eğer kadın gibi giyinmiş erkeklerle özel bir işin yoksa, bırak gitsinler. | Open Subtitles | اذا لم يكن لديك عمل لرجال يرتدون ملابس النساء دعهم يذهبون |
O yaşlı kadın gibi olup çıkacağım bir küvetin içinde. | Open Subtitles | سينتهي بي الحال مثل السيدة المسنّة هذه في حوض الاستحمام |
Bu gece çılgın bir kadın gibi neden içeri dalmak istediğini anlamadım. | Open Subtitles | لا أعرف سبب اندفاعك الى هنا مثل المرأة المجنونة |
Bir gün kavanozun dibinde ufacık bir yaşlı kadın gibi yatıyordu. | Open Subtitles | كانت تبدو مثل سيدة عجوز صغيرة ترقد أسفل المطربان, ذلك اليوم |
İçeri kadın gibi girip erkek gibi çıkıyor. | Open Subtitles | يدخل مكانا مثل الإمرأة ويخرج كرجل. - حقّ تحت... |