Şu kadarını söyleyeyim anla; | Open Subtitles | يكفي القول بأن لدى آمرالسجنالآنمنزلاًجديداً... |
Şu kadarını söyleyeyim, kahya kutusuna geri döndü. | Open Subtitles | يكفي القول أن الخادم عاد لمكانته |
Yalnız şu kadarını söyleyeyim ki Sol Quint'in seks hayatı sıkıntılıydı. | Open Subtitles | يكفي القول بأن زوجة كوينت) أصبحت منزعجة من تواجده) |
Ama şu kadarını söyleyeyim. Manny Flacco, dışarıdan göründüğünden farklı biridir. | Open Subtitles | ولكن سأقول هذا هناك المزيد بـ(ماني فلاكو) مما تراه العين |
Ama ben sana şu kadarını söyleyeyim! | Open Subtitles | كلاّ، لكنّي سأقول هذا. |
Maaşı balık fabrikasından daha iyi, o kadarını söyleyeyim. | Open Subtitles | أتقاضى راتباً مجزياً مقارنة بمصنع السمك يمكنني إخبارك بهذا القدر |
Konuştuklarımızın tam detayına giremem. Ama şu kadarını söyleyeyim, | Open Subtitles | ولا يمكنني التحدث عن تفاصيل تلك الإجتماعات لكن يكفي أن أقول إن المشكلة وصلت إلى البيت الأبيض |
Şu kadarını söyleyeyim sana. | Open Subtitles | سأقول هذا لك كثيراً. |
- Önemli değil. -Ama şu kadarını söyleyeyim. | Open Subtitles | لا يهم - :لكن سأقول هذا - |
Mitchell'ın iyi yönlerini ortaya çıkarmamıştı, o kadarını söyleyeyim. | Open Subtitles | من المؤكد انه لم يظهر أفضل ما في ميتشل يمكنني إخبارك بذلك الان |
Şu kadarını söyleyeyim Stefan, New York City'yi birbirine katmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | حسنٌ، يمكنني إخبارك بأمر يا (ستيفان)، ضقت ذرعًا بتمزيق مدينة (نيويورك). |
Şu kadarını söyleyeyim, hiç de mutlu bir çocukluk geçirmedim. | Open Subtitles | يكفي أن أقول أن طفولتي لم تكُن طفولة سعيدة |
Şu kadarını söyleyeyim vücudunu uçurur. | Open Subtitles | يكفي أن أقول أنَ النشوَة، عظيمَة جداً |