Makas kadar büyük değil. | Open Subtitles | أنه ليس كبير لكي يكون مقص لذلك انه شيءُ أصغرُ |
Kolları göğsü kadar büyük değil. | Open Subtitles | ذراعيه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لمجاراة صدره |
- Carl. Dediğinde yanılıyordun; burası korunamayacak kadar büyük değil. | Open Subtitles | إنّك أخطأتِ قبلًا، هذا المكان ليس أضخَم من أن يُحمى. |
Bu benim savaşım değil ve Cehennem ikimize yetecek kadar büyük değil. | Open Subtitles | هذه لَيستْ حربَي وجحيمَي لَيستْ كبيرة بما فيه الكفاية لكِلانَا. |
Büyük, yılana benzer bir şey. Belediye başkanı kadar büyük değil. Ama çok tehlikeli görünüyor. | Open Subtitles | إنها أفعي كبيرة , ليست كبيرة جداً ولكنها تبدو قاتلة |
Evdeki odam kadar büyük değil ama seviyorum. Evet. | Open Subtitles | انها ليست بحجم غرفتي في المنزل لكنني احبها |
Hayır, o kadar büyük değil. | Open Subtitles | لا ! ليس هكذا لان ذلك |
Hayır... Senin alnın kadar büyük değil. | Open Subtitles | ..كبيرة انها ليست كبيرة بقدر رأسك. |
Yüzün o kadar makyajı tutacak kadar büyük değil. | Open Subtitles | وجهك ليس كبير بما فيه الكفاية لحمل ذلك الميكياج الكثير. |
- Kimsenin bilmesine gerek yok, ama Dean... - O, daha bunu kaldırabilecek kadar büyük değil. | Open Subtitles | لاحاجةلمعرفة احد آخر فقط دين يعرف ليس كبير كفايه ليتعامل مع الامر,ليس بعد |
Hapishane hepsini alacak kadar büyük değil. | Open Subtitles | السجن ليس كبير كفاية لتقبض على كل هؤلاء |
Kameralar çalışıyor, ama bu sürücü bir günden fazlasını kaydebilecek kadar büyük değil. | Open Subtitles | الكاميرات تدور ، إلا أن عجلتها ليست كبيرة بما فيه الكفاية لتسجّل لأكثر من يوم |
Bunlar iklim krizimizi çözecek kadar büyük değil ve yapmamız gereken şey aslında ne yapabileceğini düşünmemiz gerektiği. | TED | فهذه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لحل أزمة المناخ، ولذا فإن ما يتوجب علينا فعله هو أننا بحاجة للتفكير في الواقع بما يمكن أن يستلزم ذلك؟ |
Oyuncak tıkanmaya sebep verecek kadar büyük değil. | Open Subtitles | من لعبة ليست كبيرة بما فيه الكفاية _ إلى تسبب تسد. |
- Carl. Dediğinde yanılıyordun; burası korunamayacak kadar büyük değil. | Open Subtitles | إنّك أخطأتِ قبلًا، هذا المكان ليس أضخَم من أن يُحمى. |
Oda ikimiz için yeteri kadar büyük değil miydi? | Open Subtitles | الغرفة لَيستْ كبيرة بما فيه الكفايةَ لكلانا |
Ah, ada o kadar büyük değil. | Open Subtitles | إلى المنحدر الشرقي حسناً , الجزيرة ليست كبيرة جداً |
IMAX kadar büyük değil ama... | Open Subtitles | ... ليست بحجم الآي ماكس , لكن |
Hayır, o kadar büyük değil. | Open Subtitles | لا ! ليس هكذا لان ذلك |
Mike Kimble'ın dokusunda bulduğum kadar büyük değil. | Open Subtitles | (كبيرة بقدر النسيج الذي وُجد في مسلك جرح (مايك كمبل |