"kadar büyük değil" - Traduction Turc en Arabe

    • ليس كبير
        
    • ليست كبيرة بما فيه الكفاية
        
    • ليس أضخَم من أن
        
    • لَيستْ كبيرة بما
        
    • ليست كبيرة جداً
        
    • ليست بحجم
        
    • ليس هكذا لان
        
    • كبيرة بقدر
        
    Makas kadar büyük değil. Open Subtitles أنه ليس كبير لكي يكون مقص لذلك انه شيءُ أصغرُ
    Kolları göğsü kadar büyük değil. Open Subtitles ذراعيه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لمجاراة صدره
    - Carl. Dediğinde yanılıyordun; burası korunamayacak kadar büyük değil. Open Subtitles إنّك أخطأتِ قبلًا، هذا المكان ليس أضخَم من أن يُحمى.
    Bu benim savaşım değil ve Cehennem ikimize yetecek kadar büyük değil. Open Subtitles هذه لَيستْ حربَي وجحيمَي لَيستْ كبيرة بما فيه الكفاية لكِلانَا.
    Büyük, yılana benzer bir şey. Belediye başkanı kadar büyük değil. Ama çok tehlikeli görünüyor. Open Subtitles إنها أفعي كبيرة , ليست كبيرة جداً ولكنها تبدو قاتلة
    Evdeki odam kadar büyük değil ama seviyorum. Evet. Open Subtitles انها ليست بحجم غرفتي في المنزل لكنني احبها
    Hayır, o kadar büyük değil. Open Subtitles لا ! ليس هكذا لان ذلك
    Hayır... Senin alnın kadar büyük değil. Open Subtitles ..كبيرة انها ليست كبيرة بقدر رأسك.
    Yüzün o kadar makyajı tutacak kadar büyük değil. Open Subtitles وجهك ليس كبير بما فيه الكفاية لحمل ذلك الميكياج الكثير.
    - Kimsenin bilmesine gerek yok, ama Dean... - O, daha bunu kaldırabilecek kadar büyük değil. Open Subtitles لاحاجةلمعرفة احد آخر فقط دين يعرف ليس كبير كفايه ليتعامل مع الامر,ليس بعد
    Hapishane hepsini alacak kadar büyük değil. Open Subtitles السجن ليس كبير كفاية لتقبض على كل هؤلاء
    Kameralar çalışıyor, ama bu sürücü bir günden fazlasını kaydebilecek kadar büyük değil. Open Subtitles الكاميرات تدور ، إلا أن عجلتها ليست كبيرة بما فيه الكفاية لتسجّل لأكثر من يوم
    Bunlar iklim krizimizi çözecek kadar büyük değil ve yapmamız gereken şey aslında ne yapabileceğini düşünmemiz gerektiği. TED فهذه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لحل أزمة المناخ، ولذا فإن ما يتوجب علينا فعله هو أننا بحاجة للتفكير في الواقع بما يمكن أن يستلزم ذلك؟
    Oyuncak tıkanmaya sebep verecek kadar büyük değil. Open Subtitles من لعبة ليست كبيرة بما فيه الكفاية _ إلى تسبب تسد.
    - Carl. Dediğinde yanılıyordun; burası korunamayacak kadar büyük değil. Open Subtitles إنّك أخطأتِ قبلًا، هذا المكان ليس أضخَم من أن يُحمى.
    Oda ikimiz için yeteri kadar büyük değil miydi? Open Subtitles الغرفة لَيستْ كبيرة بما فيه الكفايةَ لكلانا
    Ah, ada o kadar büyük değil. Open Subtitles إلى المنحدر الشرقي حسناً , الجزيرة ليست كبيرة جداً
    IMAX kadar büyük değil ama... Open Subtitles ... ليست بحجم الآي ماكس , لكن
    Hayır, o kadar büyük değil. Open Subtitles لا ! ليس هكذا لان ذلك
    Mike Kimble'ın dokusunda bulduğum kadar büyük değil. Open Subtitles (كبيرة بقدر النسيج الذي وُجد في مسلك جرح (مايك كمبل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus