Seni kilisede bu kadar uzun süre tutan neydi, canım? | Open Subtitles | ما سبب بقاءك في الكنيسة لفترة طويلة يا عزيزتي ؟ |
Bu sesi, senin olduğuna inanacak kadar uzun süre duydun. | Open Subtitles | لقد سمعت هذا الصوت لفترة طويلة و صدقت أنه أنت |
Gelin ve alın. aahh! Bu kadar uzun süre çocukları yalnız bırakmaktan hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | . تعالو واحصلو عليها لا أُحب ان اترك الاولاد لوحدهم مناك لمدة طويلة |
Bu kadar uzun süre beraber kalabildiysek bu Dixon ve senin sayende oldu. | Open Subtitles | أذا كنت أنت وديكسون سببا في شيء فهو أننا بقينا سويا لوقت طويل |
Söylediğim şey de bu. Bu kadar uzun süre işe gelmezlerse sorun olur | Open Subtitles | ما أقوله هو أني سأكون في مأزق اذا لم يخرجوا للعمل لفترة طويلة. |
O kadar uzun süre sevdiğin birinin evlenmesini görmek zor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أنه من الصعب رؤية فتاة أحببتها لفترة طويلة تتزوج. |
İklim değişikliği yüzünden yazları sular, o kadar uzun süre boyunca, o kadar sıcak ki, bu hayvanlar normal fonksiyon gösteremiyorlar. | TED | بسبب تغير المُناخ؛ فالماء حار جدا لفترة طويلة في الصيف، وأن هذه المخلوقات لا تستطيع العمل بشكل طبيعي. |
Neredeyse ölüyordu. Kafatası parçalandı, ve o kadar uzun süre yattı ki. | Open Subtitles | لقد أشرف على ذلك ,حدث له كسر فى الجمجمة و رقد لفترة طويلة |
Aşina olmadığım çevrelerde o kadar uzun süre yaşadım ki... | Open Subtitles | لقد عشت بين محيط غير مألوفة لفترة طويلة. |
Eşi o kadar uzun süre komadaydı ki çekici bir erkeğin nasıl olduğunu kadın unutmuş. | Open Subtitles | بقي زوجها في غيبوبة لفترة طويلة مما جعلها تتوق لأي نوع من الرجال |
Benim kadar uzun süre güç sahibi olursan... herkes senin çocuğundur. | Open Subtitles | عندما تستحوذ على النفوذ لمدة طويلة مثلي فإن الجميع يصبحون صغارك |
Bu keseyi dolduracak kadar uzun süre bu işte kalmak istiyorum. | Open Subtitles | سأستمر في العمل لمدة طويلة حتىأطعمهذهالقطة. |
İlk defa bu kadar uzun süre kullanmadım ve umarım sizi bir daha görmem. | Open Subtitles | لأول مرة اترك المخدرات لمدة طويلة أرجو ألا أراك مرة اخرى |
Neden bu kadar uzun süre, onun bizi bıraktığına ve öldüğüne inanmamıza... | Open Subtitles | لمَ جعلتنا نظن أنها ميتة لوقت طويل حتى ولو كانت تحاول حمايتنا؟ |
Bizim kadar uzun süre evli kaldığınızda bazen savurganlık yapmanız gerekir. | Open Subtitles | عندما تبقون متزوجين لوقت طويل مثلنا أحيانا يجب أن تصرفون ببذخ |
"Lambayı yakmayı başarana kadar uzun süre karanlık mağarada kaldım" | Open Subtitles | لقد عانيت لوقت طويل في الكهف المظلم حتى قمت بإنارة المصباح |
Hem ayrıca senden o kadar uzun süre ayrı kalmaya dayanamazdım. | Open Subtitles | وبالإضافة، لا أتحمّل أن أكون بعيدة عنك طوال تلك الفترة الطويلة. |
Ne kadar uzun süre saygılı olursan dilin o kadar uzun süre yerinde kalır. | Open Subtitles | كلما حافظت على اللياقة والاحترام كلما ستحتفظ بلسانك لفترة أطول |
O kadar uzun süre kapalı kalmışsa büyük bir şey olmuş olmalı. | Open Subtitles | حسنا , لا بد من حدوث شئ لاغلاق هذا المكان لهذه المدة |
ve bu çocuğun kuvözün içinde ısınacak kadar uzun süre durduğunu bile sanmıyorum. | TED | ولا أعتقد حتى أن هذا الطفل بقي فيها لمدة كافية حتى يتدفئ. |
Yani, sizleri o kadar uzun süre görmemek çok garip olacak. | Open Subtitles | سيكون غريباً, عدم رؤيتكما يا رفاق لوقتٍ طويل. |
Yine de, o kadar uzun süre büyü yaptıktan sonra güç toplaman gerekir. | Open Subtitles | ولكن رغم لك , الاستمرار بتلك الصورة لهذه المدة الطويلة |
O kadar uzun süre otelde konaklamaya bütçem yetmez. | Open Subtitles | لا أظن أني أستطيع تحمّل نفقات النزل لتلك المدة |
Suda bu kadar uzun süre kalan hiçbir erkek bir kadını reddedemez. | Open Subtitles | ليس هناك رجل يبقى بعيدا طوال هذه الفترة ويرفض امرأة |
Ve ne kadar uzun süre bu kontrol yöntemlerinden birini kullanırsan potansiyel olarak daha uzun vadeli bir başarıya ulaşılabilir. | TED | و كلما طالت مدة تفاعلك مع احد هذه التدخلات حسنا هذا يدل، ربما، الى النجاح على المدى الطويل |
Kurbanın mümkün olduğu kadar uzun süre can çekişmesi için ana damarları kesmemeye özen gösterirlerdi. | Open Subtitles | لقد كانوا حريصين للغاية على تجنب قطع الشرايين الأساسية حتى تبقى الضحية حية أطول فترة ممكنة |
İlk kez bu kadar uzun süre benimle alay etmeden durdun. | Open Subtitles | هذه أطول مدة قضيتيها معي بدون السخرية مني. |
Fakat bu işi benim kadar uzun süre yapsaydınız herşeyin mümküm olduğunu görürdünüz. | Open Subtitles | ولكن عندما يكون لديك تم القيام بذلك طالما لدي... ... حسنا، أنت تعرف، وممكن أي شيء ل. |