Sigorta onun hasat sezonunu sağlama aldı, ben bugün buna inanıyorum, Afrikalı çiftçilerin kendi kaderlerini kontrol altına almalarını sağlamak için tüm imkanlara sahibiz. | TED | التأمين أمن محصوله هذا الموسم وأعتقد اليوم أننا لدينا كل الأدوات التي تمكن المزارعين الأفارقة من التحكم في مصيرهم |
Eğer dünyaya kaderlerini yalnızca bir kişiye teslim etmelerini öğretirsen, ki bu sen de olabilirsin, onlara ihanet edilmeyi de öğretiyorsun demektir. | Open Subtitles | اذا علمت الناس ان يضعوا مصيرهم فى يد رجل واحد حتى نفسك سوف تعلمهم الخيانه |
Sayın Yargıç, açıkca görülüyor ki, bu insanlar kaderlerini hak ediyorlar. | Open Subtitles | الشرف الخاصة بك، وهؤلاء الناس الواضح يستحقون مصيرهم. |
Merak ediyorum, insanların kaderlerini bilmemesi iyi mi, kötü mü? | Open Subtitles | أتسائل، هل هو شئ جيد ألا يعرف البشر قدرهم أم إنه شئ سئ؟ |
Eğer dünyaya kaderlerini yalnızca bir kişiye teslim etmelerini öğretirsen, ki bu sen de olabilirsin, onlara ihanet edilmeyi de öğretiyorsun demektir. | Open Subtitles | إذا تعلّم الأرض لوضع مصيره في أي واحد رجل، حتى نفسك، |
Çünkü bu senin sonun olacak. Bak, bunu anlıyorum. İstediğim onların kaderlerini gammazlaman değil. | Open Subtitles | لقد فهمت ذلك ، أنا لا أسأل أنت تريد الفرار خارج أقدارهم |
Bir ilişkide, kurbanlar kendi kaderlerini kendileri belirler. | Open Subtitles | بالعلاقة, على الضحايا ان يحددوا مصيرهم الخاص |
kaderlerini inkar ettikleri sürece ben giremem ama sen girebilirsin. | Open Subtitles | لا استطيع الدخول وهم ينكرون مصيرهم لكنك تستطيعين |
'kaderlerini silah gibi kullanır.' 've her zaman ölümü önler.' | Open Subtitles | يستعملوا مصيرهم كسلاح لهم ويتفادون الموت في كلّ وقت |
Üs gemisini Senturyonlara vereceğiz kendi kaderlerini bulabilsinler diye. | Open Subtitles | سنعطى المركبة الآم لاليات القتال وندعهم يجدون مصيرهم بنفسهم |
Üs gemisini Senturyonlara vereceğiz kendi kaderlerini bulabilsinler diye. | Open Subtitles | سنعطى المركبة الآم لاليات القتال وندعهم يجدون مصيرهم بنفسهم |
Bu evdeki bazı ruhlar öfkeli, kinci ve kendi kaderlerini başkalarına da yaşatmayı istiyorlar. | Open Subtitles | الأرواح اللاتي في هذا البيت غاضبة وناقمة ومُتلهفون ليذيقوا الآخرين كأس مصيرهم |
Kazananları siz belirliyorsunuz, kaderlerini siz çiziyorsunuz, | Open Subtitles | أنتم من تحددون الفائزين، أنتم من يحدد مصيرهم |
İnsanların kaderlerini kabullenmek yerine seninle nasıl da anlaşmak istediklerini hiç fark ettin mi? | Open Subtitles | هل لاخظت صعوبة الناس في التعامل معك بدى من قبول مصيرهم |
Bu adamların, birinin onlara rehberlik ettiğinden habersizce kendi kaderlerini tayin ettiklerine inanmaları gerek. | Open Subtitles | هؤلاء الرجل يجب عليهم أن يُصدقوا بأنهم مُسيطرين على مصيرهم غير واعين عن من يقودهم حقاً |
Galiba hepimiz onların kaderlerini çizmelerinden ve ebedi huzura kavuşmalarından etkilendik. | Open Subtitles | أعتقد أنه بتأثيرهم علينا جميعاً حققوا قدرهم وبلغوا السلام الأبدي |
Ben, insanların kaderlerini kendilerinin çizdiklerine inanırım. | Open Subtitles | أنا مؤمنٌ بأنّ البشر هم من يصنعون قدرهم الخاص. |
Güney Vietnamdaki insanlar kendi kaderlerini şekillendirecekler | Open Subtitles | الذين الذين ذهبوا الى فيتنام ليهم الهدف لأن يصنعوا قدرهم |
Sanırım anlatmak istediği, insanların seçimleri ve değer yargılarıyla, kaderlerini belirledikleridir. | Open Subtitles | ، أخاله عنى . أنّ المرء يحدّد مصيره من خلال خيارتِه وقيمتِه |
Sanıkların, kaderlerini jürinin belirlemesini isteme hakları vardır. | Open Subtitles | ولكن إذا كانت المحكمة ...تقترح المدعى عليه دائماً على حق و هيئة المحلفين تقرر مصيره |
Bazı insanlar kendini o kadar kapatıyor ki kaderlerini kendi zihinlerine hapsediyorlar | Open Subtitles | أعتقد أن بعض الناس مُنغلقون على أقدارهم و مُتخفون داخلها في أعماق أذهانهم |
Yüce Tanrımın bana söylediğine göre yakında o şehri yok etmek için kutsal ateşi gönderecek ve her kim onların yanındaysa, kaderlerini paylaşacak. | Open Subtitles | من أجل الرب إلهك وقد قال لي... ... انه يرسل النار المقدسة لتدمير هذه المدينة... ... وجميع الذين يسكنون داخل لظلمهم. |