Bence evinize gidin ve elinizdekine şükredin. Kahve için teşekkürler. | Open Subtitles | عليك الذهاب لمنزلك، وتكون سعيد بما لديك، شكراً على القهوة |
Kahve için teşekkür ederim ve belki bir gün kolumu yine yakarsın. | Open Subtitles | شكرا لك على القهوة. ربما في يوم واحد سوف تعطيني ندبا مرة أخرى. |
Eğer başka birşeye ihtiyacın olursa bizi ara. Kahve için teşekkürler. - Şimdilik hoşçakal | Open Subtitles | اتصلي بنا إن احتجتِ شيء آخر شكراً على القهوة |
Ama sen ve eski eşin, yani o geldiğinde hani geçen gün Kahve için kendi kendime "işte böyle olmalı" dedim | Open Subtitles | لكنكِ وزوجك السابق، عندما مر عليك.. ذلك الصباح لتناول القهوة.. جال بخاطري أن هذا هو ما يجب أن يكون عليه الوضع.. |
Arabanı park yerinde görünce, belki Kahve için ara vermek istersin dedim. | Open Subtitles | رأيت سيارتك في المواقف خلت أنك قد ترغب في أخذ استراحة للقهوة |
Birbirimizi kaybedersek Kahve için Dupont Meydanı'nda buluşuruz. | Open Subtitles | ان فقدنا بعضنا سنلتقي في مقهى دوبونت سيركل لشرب القهوة |
Seninle çıkmak demek istemedim sadece Kahve için çıkmak. | Open Subtitles | أنا لَمْ أَعْنِ أَذْهبُ خارج مَعك، فقط يَخْرجُ معك للقهوةِ. |
Herneyse, Kahve için teşekkürler, ..ki kahve gerçekten iyiydi. | Open Subtitles | على أية حال ، شكراً على القهوة إنها لذيذة جداً |
Neyse, her şey çok güzeldi. Kahve için teşekkürler. | Open Subtitles | على أي حال, هذا كان رائعاً شكراً على القهوة |
Neyse, her şey çok güzeldi. Kahve için teşekkürler. | Open Subtitles | على أية حال، كان هذا رائعاً شكراً على القهوة |
Yapabilirim..canım Kahve için sağol | Open Subtitles | يمكنني القيام بذلك، شكرًا على القهوة يا عزيزتي |
Hayır, iyiyim. Kahve için teşekkürler. Benimle buluştuğun için sağ ol. | Open Subtitles | لا, أنا بخير, شكراً على القهوة شكراً لمقابلتي |
Kahve için teşekkürler. Akşam görüşürüz. | Open Subtitles | نعم ، شكرًا لك على القهوة سأراكِ على العشاء |
Kahve için teşekkür edip tüfeğimi alıp gitmeli miyim? | Open Subtitles | أعلي أن اشكرك على القهوة وأخذ بندقيتي وأرحل ؟ |
Evet, sana Kahve için teşekkür edecek, tüfeğimi alıp gideceğim. | Open Subtitles | حسناً ، ساقوم بشكرك على القهوة وسأخذ بندقتي وسارحل |
Kahve için sağ olun. Size birkaç kartımı vereyim. | Open Subtitles | شكراً لكِ على القهوة سأعطيكِ بطاقتين |
Kahve için teşekkür ederim seks için de ama ilgilenmiyorum. | Open Subtitles | شكرًا لك على القهوة ... والجنس لكنّي لا أبالي |
Bu sabah için beni bağışlamalısın. Geç kalıyorum, sadece Kahve için vaktim vardı. | Open Subtitles | اعذريني، فأنا متأخر ولديّ الوقت لتناول القهوة فقط |
Kahve için gidiyorsun, bir bakmışın Zoe Saldana. | Open Subtitles | نذهب لتناول القهوة ، و هناك زوي سالدانا. |
Kahve için gelmemem konusunda bir şey demediğine eminim. | Open Subtitles | وأنا واثقة أنك لم تقل شيئا بخصوص عدم الحضور للقهوة |
Kahve için işi asmış olman bir yana... çevredeki birini öldürebilirdin. | Open Subtitles | وليس فقط أنك قد أخليتَ موقعك لشرب القهوة كان من الممكن أن تقتل أحد المارة أيضاً. |
Akrabaları, herkesi Kahve için bara davet ediyor. | Open Subtitles | العائلة تَدْعوكم جميعاً للقهوةِ في الحانةِ. |
Bu kadar yolu, sadece Kahve için geldiğine de inanmaz. | Open Subtitles | ولن تصدق أنك قطعت كل هذه المسافة من أجل القهوة |
- Kahve için vaktim yok. | Open Subtitles | - ليس لدى وقت للقهوه - |
Kahve için sağol, ama fazla kalamayacağım. | Open Subtitles | لا أستطيع البقاء لتناول فنجان من القهوة على أي حال. |
bu kötü Kahve için kendimi gerçekten kötü hissediyorum. | Open Subtitles | لقد شعرت بالذنب لتلك القهوة السيئة |
-Ben-Ben Kahve için ve... Gözün için... Tamponlar için, özür dilerim. | Open Subtitles | آسف بشأن القهوة وعينك والسدادة. |