ويكيبيديا

    "kalıntıları" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بقايا
        
    • البقايا
        
    • آثار
        
    • الرفاة
        
    • بقاياه
        
    • الرفات
        
    • الحطام
        
    • رفات
        
    • رفاته
        
    • رفاة
        
    • بقاياها
        
    • حطام
        
    • أنقاض
        
    • الآثار
        
    • آثاراً
        
    Ama en önemlisi, devasa bir sur duvarı kalıntıları vardı, muhtemelen Priam ve Hector'un Yunanların yaklaşmasını izlediği duvardı. TED والأمر المهم أنه يوجد بقايا جدارٍ حصني ضخم ربما يكون هو نفسه الذي شاهد منه بريام وهيكتور قدوم اليونانيين.
    Yumurta sarısı kalıntıları güncel... ama kabuk 300 yıldan daha eski. Open Subtitles إن بقايا المح حالية لكن الصدفة على مدى 300 سنة قديمة.
    Başka köylerin yıkıntıları ya da buradaki gibi, eski Sovyet dökümhanesinin kalıntıları arasında. Open Subtitles في حطام القرى الأخرى أو هنا في بقايا مصنع سوفييتي قديم لصهر المعادن
    Kurbanların midelerinde bulunan tüm insan kalıntıları aynı şahsa aitmiş. Open Subtitles كل البقايا البشرية الموجودة في معدات لضحايا من نفس الشخص
    Birinin kalıntıları sık sık yada ilk defa görmesi... ...çok heyecan vericidir. TED وهذه الأمور مثيرة جدا، وأنها غالبا ما تكون كذلك فقط، أو للوهلة الأولى، لأي شخص يرى البقايا في أي وقت.
    Gaz yağı kalıntıları var, bu el yapımı olduğuna işaret ediyor. Open Subtitles وجدتُ آثار الكيروسين عليها مما يعني على بأنها الأرجح مصنوعة باليد
    İtfaiyecilerin şefiyle konuştuğumda, yangının kaynağında sigara kalıntıları bulduklarını söyledi. Open Subtitles عندما تحدثت مع ضابط الاطفاء قال انه وجد بقايا سيجاره.
    Fakat, ben, Kenya da yetiştiğim için... ...ve Turkana gölündeki insan kalıntıları araştırmasında ailemle birlikte çalıştığım için... ...kendimi çok şanslı hissediyorum. TED لكني كنت محظوظة جدا لأنني ترعرتُ في كينيا، وخاصة مرافقة والدي إلى بحيرة توركانا في عمليات البحث عن بقايا البشر.
    Okyanus tabanına gömülü olan bu güçlü aletin kalıntıları, günümüze kadar denizler için tuz öğüttükleri su tanrısı Ahti'nin alanında kaldı. TED مدفوناً بأرضية المحيط، بقايا هذه الأداة القوية بقيت في مملكة أهتي، آلهة الماء حيث يطحن الملح للبحار إلى يومنا هذا.
    Afro tarakları bugün hala üretiliyor, yumruk kısmıyla birlikte, yani her gün kullanılan bir eşyada o hareketin kalıntıları var. TED لا تزال أمشاط الأفرو تُنتج لهذا اليوم مع القبضة المرفوعة، فهي من بقايا الحركة في الأدوات المستعملة كل يوم.
    Alderaan'ın kalıntıları arasına giren bir yabancı gemi yakaladık. Open Subtitles أَسرنا شاحنة تدخل الى بقايا نظام الديران
    10 yaşlarında bir çocuğunkine benzeyen iskelet kalıntıları bulduk. Open Subtitles لم نعثُر إلا علىَ بقايا هياكل عظمية. ما يبدو أن طفل يبلغ من العمر 10 سنوات.
    Gelin dostlarımın zavallı kalıntıları. Dinlenelim bu kayalıkta biraz. Open Subtitles تعالوا أيها البقايا المسكينة من الأصدقاء، ارتاحوا على هذه الصخرة
    Bu fani kalıntıları toprağa verirken yere ektiğimiz bu şeyin bir insan değil bir tohum olduğunu biliyoruz, Zorlu kış mevsiminin ardından, onunla tanışmak için hep öne çıkacağız. Open Subtitles .. نرسل تلك البقايا الخالدة إلى الأرض .. أم كل شيء .. عالمين أن ما وضعناه فى الأرض
    Enkazda bulduğunuz ceset kalıntıları. -Dolarhyde'e ait değil. Open Subtitles جاك, هذه البقايا التي وجدت في المنزل لم تكن لدولارهايد
    kalıntıları bulana kadar, bundan emin olmayalım. Open Subtitles حتى أن نجد البقايا لن أضع النقط على الحروف
    Yerin derinliklerinde gömülü, taşkın yatağı üzerindeki şehir kalıntıları bir çeşit teknofosil olarak muhafaza edilirdi. TED ومدفونةٌ عميقًا تحت الأرض، آثار المدن المبنية على السهول الفيضية ستبقى محفوظة مع الوقت كمستحاثات تكنولوجية.
    Büyük baş hayvan kanı ve steroit bezleri kalıntıları taşıyor. Open Subtitles وتحتوي على آثار دماء ماشية وآثار قوية للمنشطات
    kalıntıları bozmak için kullandığını göstereceğim. Open Subtitles سوف أثبت أنها إستخدمت لتشويه الرفاة البشرية
    kalıntıları temizlemek için bunu Bay Mouton'un üzerine serpebilir miyim? Open Subtitles هل يمكنني أن أبعثر فيني جينيه فوق السيد موتان؟ حتى اطهر بقاياه
    Aylar ve yıllar geçti, düzinelerce kabileyle görüştük ve bu kalıntıları evlerine götürmeye çalıştık. TED بعد شهور وثم سنوات، تقابلنا مع مجموعات من القبائل. لنكتشف كيف نعيد هذه الرفات لوطنها.
    Ne yazık ki, Mayor Giuliani, araştırmacılar incelemeye bile fırsat bulamadan, kalıntıları denizaşırı geridönüşüm depolarına nakletme işlemini başlattı. Open Subtitles لسوء الحظـ ، بدأ عمدة نيويورك جوليانى بشحن الحطام إلى مستودعات خردة بالصين قبل أن يفحصه المتخصصون
    Altı milyondan fazla insanın kalıntıları oraya yerleştirilmiştir; bazıları 1300 yıldan eski. TED رفات أكثر من ستة ملايين شخص ترقد بداخلها. بعضها عمره أكثر من 1300 عام.
    Bu tarihe kadar, kalıntıları bulunmuş olmalıydı. Open Subtitles اعتبارا من هذا التاريخ، لم يتم العثور على رفاته الى الآن
    Çok garip. Önce insan kalıntıları, şimdi de bebek fotoğrafı? Open Subtitles هذا غريب جدًا، أولًا رفاة آدمية والآن صور رضيع؟
    Milyonlarca yıl süresince, onların kalıntıları petrole ve gaza dönüştü. Open Subtitles على مدى ملايين السنوات تحولَّت بقاياها إلى نفط و غاز.
    İran boyunca, bu tür yapıların düzinelerce kalıntıları var. Üstelik Ortadoğu'nun geri kalanında ve Çin'e kadar tüm yollarda benzer kalıntılar var. TED توجد أنقاض للعشرات من هذه الأبنية في أرجاء إيران، وما يدل على وجود مثل هذه الأبنية في أرجاء بقية الشرق الأوسط وصولًا إلى الصين.
    Odanı daha yeni temizledim ve sen yine eski kirli kalıntıları toplayıp geliyorsun. Open Subtitles كنت أنظف غرفتك للتو لكنك أحضرت هذه الآثار القذرة مرة أخرى
    Öte yandan, saçlarında ve her iki ayakkabısında sim kalıntıları tespit ettim. Open Subtitles على أية حال، اكتشفت آثاراً لمعان في شعرها وعلى زوج أحذيتها

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد