| Şimdiye kadar hep Roma'nın düşmanlarına karşı savaştım ondan kalanları kurtarmaya çalıştım. | Open Subtitles | الى حد بعيد لقد حاربت ضد أعداء روما لإنقاذ ما تبقى منها، |
| Bak ben sadece ilişkimizden arta kalanları tamir etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنظر, أنا أحاول أن أبقى على ما تبقى من علاقتنا |
| Tek pul kaldı. kalanları satıp işleri başlatmak için kullandım. | Open Subtitles | بقي طابع بريدي واحد وبعت البقية واستخدمت المال لتسيير الأمور |
| Sadece en iyiyi belirlemeye odaklanamayız; geri kalanları da hareket ettirmeliyiz. | TED | لا يمكننا أن نكتفي بالتركيز على معرفة من الأفضل; لا بد لنا أن نعمل على تحريك البقية. |
| Krematoryumda yakılmış ölü bir adamdan geriye kalanları ölçtüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد قال بأنه قام بقياس بقايا بقايا محروقة لرجل ميت |
| Bir adım önde olmamı sevdiğini biliyorum, kaybolma zamanı yakınında arama yapılmamış ve kalanları çözmek de biraz daha zaman alacak. | Open Subtitles | نعم اعرف انك تحب ان أستبق بخطوة لذا لم يكن هناك اتصالات قريبة من فترة الاختفاء و الباقي سأحتاج لفترة لأخترقه |
| Amacı yakalanmaları önlemek ya da geride kalanları yok etmek. | Open Subtitles | إما بغرض تفادي أن يُقبض عليهم أو للتخلص من البقايا |
| Uygulayacağım Addison tedavisi büyük ihtimalle böbreklerinden kalanları yok edecek. | Open Subtitles | سأبدأ بعلاج داء أديسون مما سيدمر ما تبقى من كليتيك |
| Adli tıp doktoru Trent Annunzio'nun göz yuvalarında kalanları incelerken buldu. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي وجدها في ما تبقى في محجري عيني ترنت انوزيو |
| Sonrasında ise Vatanseverler işe dahil olacak ve geriye kalanları temizleyecekler. | Open Subtitles | و المرة التي بعدها سيدخل الوطنيون متبخترين و يقتلون من تبقى |
| Öğleden sonra bitiriyoruz değil mi? kalanları ne zaman gelecek? | Open Subtitles | سننتهي من ذلك هذه الظهيرة حينما يصل ما تبقى منهم؟ |
| Eğer ben burada doğru temas kurmamış olsaydım kalanları başka bir yerde satmak zorunda kalacaktım. | Open Subtitles | إذا لم اقم باتصال صحيح هنا علي ببيع ما تبقى منها في مكان آخر |
| İş, hasatlarınızı bozup, geriye kalanları çalmalarına kadar vardı. | Open Subtitles | إنها كافية لكي تفسد غلالك و تسرق البقية منها. |
| Kuzeye doğru gidip, geriye kalanları bulalım ve dönmeye zorlayalım... | Open Subtitles | ، سوف نذهب إلى وسط البلدة، ونجد البقية وسوف ندفعهم إلى هنا |
| Peki, o halde geri kalanları ne anlama geliyor? | Open Subtitles | حسنا , حسنا , بعد ذلك , ماذا تعني البقية ؟ |
| Farklı tepkiler gösterirlerse kalanları nasıl tedavi edeceğimizi öğreniriz. | Open Subtitles | إن اختلفت ردة فعل كل منهما سنتمكن من إنقاذ البقية |
| Doğal bir ormandan en son geriye kalanları bulabilmek için bir ulusal parkı inceliyoruz. | TED | نستعرض حديقة وطنية لنجد آخر بقايا غابة طبيعية. |
| Maktulü toplayın da laboratuvara gidelim. Geri kalanları teknisyenler toplar. | Open Subtitles | إجمعوا الضحية وعودوا إلى المختبر، ويمكن للتقنيين البحث عن الباقي. |
| Ondan geriye kalanları bulmalı ve kutsal topraklara gömmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تجد البقايا وتدفنه في الأرض المقدسة |
| Yabani otaları kaldırırsanız, ondan geriye kalanları bulursunuz. | Open Subtitles | ابحثوا بين الأعشاب قد تجدون ما تبقّى منه |
| Tamam. Hepiniz birer zarf alın ve kalanları arkadakilere uzatın. Sakın açmayın. | Open Subtitles | ليأخذ كلٌّ منكم ظرفاً ويمرّر البقيّة للآخرين، لكن لا تفتحوها |
| kalanları saat 9.00'da kilisede göreceğim. | Open Subtitles | وسوف ارى بقيتكم في المقصوره .. الساعه التاسعه تماما |
| Geri kalanları, yer bulana kadar dışarıya zincirleyin. | Open Subtitles | واترك البقيه مقيدين في الخارج حتى نجد مكان لهم جميعا |
| Sağ kalanları başka yere götürmek için elimizden geleni yapacağız. | Open Subtitles | لابد ان نساعدهم سوف نفعل ما فى استطعتنا لحساب الناجيين |
| kalanları yenersen silahı kendin yoketmek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | تغلب على الباقى منّا وسيتحتم عليك تدمير السلاح بنفسك |
| Endişelenme, Cruz'u yakalayacaklar, ...ve geri kalanları da ele geçirecekler. | Open Subtitles | لا تقلق سيقبضون علي كروز وبعدها سيقبضون علي بقيتهم |
| Ekibin geri kalanları kurtulsa bile, hayatta kalmalarına imkan yok. | Open Subtitles | حتى لو كان باقى الفريق حيا فليس لهم مجال للحياه |
| Bu küçük robotların enkazda hayatta kalanları aradığını hayal edin. | TED | تخيل هذه الروبوتات الصغيرة تجول هذا الركام للبحث عن ناجين. |
| Evet, ruhundan geri kalanları yok etmek için hazırlanmış özel bir plaket. | Open Subtitles | نعم، لوحة خاصة ملهمة لتحطيم ماتبقى من معنوياتك |