"kalbiyle" - ترجمة من تركي إلى عربي

• قلبه
• قلبها
• بقلب
• بقلبه
• بقلبها

Aradığı cevapların tümünü bu ambarda bulacağına tüm kalbiyle inanmıştı.
وامن من كل قلبه ان بداخل هذا الهاتش سيجد الاجابات

Sakin bir kafaya sahip olmayı kim tüm kalbiyle istemez ki?
من لا يرغب بالراحة , من كل قلبه و بعقل هادئ؟

Beni tüm kalbiyle seveceğine yemin etmişti ama bunun sözlenme olduğunu sanmıyorum.
لقد وعد بأن يحبني من كل قلبه ولكن لاعتقد انه كان عقدا

Belki de sadece hamilelik hormonlarıydı ve kalbiyle alakalı değildi.
او ربما كانت مجرد هرمونات الحمل وليس قلبها على الاطلاق

Minnesota'da arkadaşınızın kalbiyle kurtulabilecek bir kadın var.
هناك إمرأة في مينيسوتا التي يمكن أن يوفّر بقلب صديقك.

Fark ettiğinde, onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir adam bulacak, ...kalbiyle değil, aklıyla yatırım yapan birini.
حالما تكتشف ذلك, ستجد رجلا آخر يصرف عليها رجل يستثمر بعقله وليس بقلبه

Bizim sevgili bebek kızımız doğmuştu, ama kalbiyle ilgili yanlış bir şey vardı.
طفلتنا ولدت قوية لكن كان هناك خطا بقلبها

Seni bekliyor olacak. Josh bu bebeği tüm kalbiyle sevecek.
ستكون بانتظارك حسنا جوش سيحب ذلك الطفل من صميم قلبه

Şimdi başka şarkı mı? Sen dedin ki kalbiyle ve ruhuyla Söyleyen kazanacaktır
انت قلت ان من يغني من قلبه و روحه هو من سيفوز

Kör bir insan herşeyi kalbiyle görür, hanımefendi.
يستعمل الفنان قلبه للنظر إلى الأشياء، سيدة.

Tüm kalbiyle seni sevecek birini... bulmak zor.
شخص يحبك من كل قلبه من الصعب الحصول عليه

Babası Albay Armstrong da, onarılamayacak kadar kırık kalbiyle bir sabahı daha karşılayacak gücü bulamamıştı kendisinde.
الكولونيل ارمسترونج انفطر قلبه ولم يعد كما كان, ولا يستطيع ان يصبح عليه صباح.

Oğluma tüm kalbiyle, tüm aklıyla ve tüm gücüyle Tanrıyı sevmeyi öğreteceğim.
و أن أعلم أبني مخافه و محبه الله من كل قلبه و عقله و بكل قواه

Bütün kalbiyle kabul etti ama... tam "evet" dediği anda neden Noah'ın yüzünün... gözlerinin önüne geldiğini anlayamadı.
واتفقت مع قلبها قبل كل شيء ، لكنه لم يستطع فهم لماذا في لحظة قالت نعم ، نوح وجه تتبادر إلى الذهن لها.

Her şeyden çok sevdiği kızının, onu tüm kalbiyle sevdiğini bilen bir adam.
لمعرفته ان الأبنة التى يعشقها تحبه من كل قلبها

Oğlumuz Jack'i tüm kalbiyle sevdiğini biliyorum, ama her anını çocukla beraber geçirmek,... bence... bence onun sinirlerini bozmaya başlıyor.
و أنا أعلم أنها تحب طفلنا جاك من أعماق قلبها و لكني أعتقد أن إمضاء كل وقتها مع الطفل أعتقد أن الأمر أصبح يؤثر فيها

Ben hala Fang Fang'in kalbiyle oynadığın için üzgünüm.
أنا ما زلت مستاء منك لأنك لعبت بقلب فانج فانج

Ama birinin kalbiyle oynarsanız kimsenin elinden bir şey gelmez benim dışımda.
لكن إذا عبثت بقلب شخص ما لا أحد يستطيع فعل شيء بخصوص الأمر بإستثنائي أنا

Yıllardır süper görüşüyle bizi izledi, süper gücüyle bizi kurtardı ve süper kalbiyle bize şefkat gösterdi.
ظل لسنواتٍ يحرسنا بنظره الثاقب يدافع عنا بقواه الخارقة ويحمينا بقلبه المتميز

kalbiyle, arzusuyla, başarıya tırmanacaktır.
أجل، بقلبها هذا، و إرادتها ستذهب الى أبعد الحدود.