Aradığı cevapların tümünü bu ambarda bulacağına tüm kalbiyle inanmıştı. | Open Subtitles | وامن من كل قلبه ان بداخل هذا الهاتش سيجد الاجابات |
Sakin bir kafaya sahip olmayı kim tüm kalbiyle istemez ki? | Open Subtitles | من لا يرغب بالراحة , من كل قلبه و بعقل هادئ؟ |
Beni tüm kalbiyle seveceğine yemin etmişti ama bunun sözlenme olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد وعد بأن يحبني من كل قلبه ولكن لاعتقد انه كان عقدا |
Belki de sadece hamilelik hormonlarıydı ve kalbiyle alakalı değildi. | Open Subtitles | او ربما كانت مجرد هرمونات الحمل وليس قلبها على الاطلاق |
Minnesota'da arkadaşınızın kalbiyle kurtulabilecek bir kadın var. | Open Subtitles | هناك إمرأة في مينيسوتا التي يمكن أن يوفّر بقلب صديقك. |
Fark ettiğinde, onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir adam bulacak, ...kalbiyle değil, aklıyla yatırım yapan birini. | Open Subtitles | حالما تكتشف ذلك, ستجد رجلا آخر يصرف عليها رجل يستثمر بعقله وليس بقلبه |
Bizim sevgili bebek kızımız doğmuştu, ama kalbiyle ilgili yanlış bir şey vardı. | Open Subtitles | طفلتنا ولدت قوية لكن كان هناك خطا بقلبها |
Seni bekliyor olacak. Josh bu bebeği tüm kalbiyle sevecek. | Open Subtitles | ستكون بانتظارك حسنا جوش سيحب ذلك الطفل من صميم قلبه |
Şimdi başka şarkı mı? Sen dedin ki kalbiyle ve ruhuyla Söyleyen kazanacaktır | Open Subtitles | انت قلت ان من يغني من قلبه و روحه هو من سيفوز |
Kör bir insan herşeyi kalbiyle görür, hanımefendi. | Open Subtitles | يستعمل الفنان قلبه للنظر إلى الأشياء، سيدة. |
Tüm kalbiyle seni sevecek birini... bulmak zor. | Open Subtitles | شخص يحبك من كل قلبه من الصعب الحصول عليه |
Tüm kalbiyle seni sevecek birini... bulmak zor. | Open Subtitles | شخص يحبك من كل قلبه من الصعب الحصول عليه |
Babası Albay Armstrong da, onarılamayacak kadar kırık kalbiyle bir sabahı daha karşılayacak gücü bulamamıştı kendisinde. | Open Subtitles | الكولونيل ارمسترونج انفطر قلبه ولم يعد كما كان, ولا يستطيع ان يصبح عليه صباح. |
Oğluma tüm kalbiyle, tüm aklıyla ve tüm gücüyle Tanrıyı sevmeyi öğreteceğim. | Open Subtitles | و أن أعلم أبني مخافه و محبه الله من كل قلبه و عقله و بكل قواه |
Bütün kalbiyle kabul etti ama... tam "evet" dediği anda neden Noah'ın yüzünün... gözlerinin önüne geldiğini anlayamadı. | Open Subtitles | واتفقت مع قلبها قبل كل شيء ، لكنه لم يستطع فهم لماذا في لحظة قالت نعم ، نوح وجه تتبادر إلى الذهن لها. |
Her şeyden çok sevdiği kızının, onu tüm kalbiyle sevdiğini bilen bir adam. | Open Subtitles | لمعرفته ان الأبنة التى يعشقها تحبه من كل قلبها |
Oğlumuz Jack'i tüm kalbiyle sevdiğini biliyorum, ama her anını çocukla beraber geçirmek,... bence... bence onun sinirlerini bozmaya başlıyor. | Open Subtitles | و أنا أعلم أنها تحب طفلنا جاك من أعماق قلبها و لكني أعتقد أن إمضاء كل وقتها مع الطفل أعتقد أن الأمر أصبح يؤثر فيها |
Ben hala Fang Fang'in kalbiyle oynadığın için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا ما زلت مستاء منك لأنك لعبت بقلب فانج فانج |
Ama birinin kalbiyle oynarsanız kimsenin elinden bir şey gelmez benim dışımda. | Open Subtitles | لكن إذا عبثت بقلب شخص ما لا أحد يستطيع فعل شيء بخصوص الأمر بإستثنائي أنا |
Yıllardır süper görüşüyle bizi izledi, süper gücüyle bizi kurtardı ve süper kalbiyle bize şefkat gösterdi. | Open Subtitles | ظل لسنواتٍ يحرسنا بنظره الثاقب يدافع عنا بقواه الخارقة ويحمينا بقلبه المتميز |
kalbiyle, arzusuyla, başarıya tırmanacaktır. | Open Subtitles | أجل، بقلبها هذا، و إرادتها ستذهب الى أبعد الحدود. |