Saygınlık için dövüşeceğim kendim için değil, şu an Amerika'da beton zemin üstünde uyuyan küçük kardeşimi yerden kaldırmak için dövüşeceğim. | Open Subtitles | أنا ستعمل الكفاح من أجل هيبة ، ليس لي ولكن لرفع اخوتي قليلا الذين ينامون على أرضيات خرسانية اليوم في أميركا. |
İki şüpheli gördüğünden emin. Caddy'i kaldırmak için kriko kullanmışlar. | Open Subtitles | عينه رأت اثنين مشتبه بهم قال استخدموا رافعه لرفع السياره |
Diğer bir deyişle, laneti kaldırmak için ölmesi gereken kişi sensin. | Open Subtitles | ممّا يعني، لكسر اللّعنة، فيتعيّن أنّ تموتي. |
Uçurtmalar 1000 yaşın üzerinde. Çinliler askeri uygulamalar için kullandı, ve hatta insanları kaldırmak için. | TED | ،إذن، يفوق عمر الطائرات الورقية الألف سنة ،و قد استخدمها الصينيون في تطبيقات عسكرية وحتى في رفع رجل إلى الأعلى |
Bunu sana söyleyemem, ama Danny Bolan'ın mahkumiyetini kaldırmak için yeterli. | Open Subtitles | لا أستطيع إخبارك بهذا لكن هذا كافي لإلغاء إدانة داني بولان |
Laneti kaldırmak için, son canavar olmadan bizi asla durduramazsınız. | Open Subtitles | دون آخر وحش لإبطال لعنتنا، لا أحد سيوقفنا. |
Bu durumda masayı kaldırmak için kollarını oynatması durumunda kartlar yere düşer. | Open Subtitles | في هذه الحالة، إذا حرك ذراعيه لتحريك الطاولة، فسوف تسقط البطاقتان أرضاً. |
Sonra orta duruşta, biyonik uzuv kişiyi yürüyüş adımına kaldırmak için yüksek tork ve güç üretir, baldır bölgesinde çalışan kaslara benzer şekilde. | TED | في منتصف العملية يقوم الطرف بضخ طاقة وعزم دوان عاليين لرفع الشخص إلى وضعية الخطوة كطريقة عمل عضلات الساق الخلفية |
Tamam, o objeleri kaldırmak için telekinesis gücünü kullan. | Open Subtitles | هذه الغرفة، استعمل قوّة تليكنيسيز لرفع تلك الأجسام. |
Şimdi, tekerleği kaldırmak için iki güçlü adam istiyorum ve şehirdeki en iyi iki okçu. | Open Subtitles | الآن، أحتاج إلى رجلان قويان لرفع العجلة وأفضل رجلين رامين في المقاطعة |
Bu küçük çaptaki kayaları kaldırmak için gerekli olan dozdu. | Open Subtitles | لقد كانت تلك الجرعة المطلوبة لرفع صخرة نفسية صغيرة |
Öyle değil mi Stefan? Bu varlıkların laneti kaldırmak için her şeyi yapabilecekleri söyleniyor. | Open Subtitles | يقولون أنّ تلكَ المخلوقات ستفعل أيّ شيء لكسر تلكَ اللعنة. |
Laneti kaldırmak için gerekenleri topluyorlar. | Open Subtitles | إنّهم يهيّئون كافة العناصر لكسر اللعنة. |
O sırıkları kaldırmak için yardım gerekeceğinden eminim. | Open Subtitles | أنا أراهن أنك محتاج ليد تساعدك في رفع الأعمدة |
Köleliği kaldırmak için oy verecek yirmi Demokrat, öyle mi? | Open Subtitles | الـ20 ديمقراطي في المجلس سيصوتون لإلغاء العبودية |
Cadı lanetini kaldırmak için kuzu kanı kullanmayı öğrenmenizden önce mi sonra mı? | Open Subtitles | هل كان قبل أم بعد أن تعلمت استخدام دم الخراف لإبطال اللعنات؟ |
Sahil güvenlik kayayı kaldırmak için vinç çağırdı. | Open Subtitles | حرس السواحل طلبو ونش لتحريك الصخور |
Sykes sistemi, spor bahislerinde tahmini işleri ortadan kaldırmak için, kanıtlanmış 42 endeks kullanır. | Open Subtitles | يستعمل نظام سايكس 42 تفاصيل إثبات لكي يقضي على عمل التخمين في الرياضة و بدونه |
Bize karşı olan tehlikeleri tanımak ve ortadan kaldırmak için tetikte olmak bizim, hepimizin görevidir. | Open Subtitles | إنه دورنا ،دور كل واحد منّا، ليقضي ويمحي أي تهديد ضدّنا |
- Bekle, en sevdiğim ise mührü kaldırmak için her şeyi yapardın, bunun sonunun kötü olacağını bilsen bile. | Open Subtitles | لقد فعلت كل شيئ غبي بإمكانك فعله لشفاء العلامة حتى بعد معرفتك أن الأمر سيصبح سيئًا بعدها |
Umanose Dağı'ndaki tapınakta kalan rakun Kumataro, heykelleri kaldırmak için yapılan dualardan biri sırasında kendini, yerel efsanelerde geçen beyaz tilki kılığına soktu. | Open Subtitles | كوماتارو , الراكون الذي ضل بمعبد في جبل اومانوسي حول نفسه الى ثعلب تعرفه الاسطورة المحلية جيدا خلال احدى جلسات الصلاة لازالة التماثيل |
Yasal olarak... bu arama ile ilgisi olan herhangi bir tutuklama bu emrin gizliliğini kaldırmak için yeterli bir gerekçe yaratabilir. | Open Subtitles | ..قانونيًا، أي أي اعتقال مرتبط بعملية التفتيش.. يعد سببًا كافيًا للإفصاح عن أسباب التفتيش |
Ortadan kaldırmak için çok fazla var. | Open Subtitles | هناك الكثير للحفاظ على التوالي |
Bugün görünmezlik salgınını ortadan kaldırmak için harekete geçmekte anlaşalım | TED | لذلك دعونا نتفق على اتخاذ إجراء اليوم للقضاء على وباء الخفاء. |
Başkanlık spekülasyonlarını ortadan kaldırmak için yarın koşması gerek, tamam mı? | Open Subtitles | انها تحتاج للرَكْض غداً لإزالة أي تخمين سحري بخصوص الرئيس، واضح؟ |