Tam büyücü değil de Daha çok Kancık tipli-- | Open Subtitles | إنها ليست ساحرة بالضبط بل مجرد كلبة رهيبة |
Çünkü formül sana ait değil. İkimizin, Kancık. | Open Subtitles | لأنها ليست لك، إنها تركيبتنا.."جمع" يا سافل |
Yüzündeki kendini beğenmiş ufak Kancık sırıtışı gitmemiş. | Open Subtitles | المتعجرف ذاته، بإبتسامته الساقطة التي تعلو وجهه القبيح. |
Şehirdeki tek Kancık, bebeğim. Bay Harbor kasabı. | Open Subtitles | الداعر الوحيد بالمدينة يا عزيزي، سفّاح مرفأ الخليج |
Bu, Kancık prenses gibi bağırmasaydı içeri atacaktık ne güzel. | Open Subtitles | ان لم يصرخ الجبان هذا كالأميرة , كنا سنستطيع بأن نرميها بالداخل |
Benim seni sevdiğimden daha fazla sevemezsin, seni seksi Kancık. | Open Subtitles | ليس أكثر من حبي لكِ أيتها السافلة المثيرة |
Sakat bir tarla işçisi, melez bir Kancık ve yaşlı bir kemancı. | Open Subtitles | عامل حقل مقعد و بغي مختلطة اللون و و عازف الكمان العجوز |
Polisi arayacağım. Seni çılgın Kancık! | Open Subtitles | ادعو رجال الشرطة ، أنت مجنون الكلبة. |
Eşcinsel düğünü bu. Bir edalı Kancık fazla olsa ne çıkar? | Open Subtitles | -إنه زفاف شاذين فكرة ما خطب كلبة أخرى بتصرف جيد |
Hiç kızışmış bir Kancık gördün mü? | Open Subtitles | هل سبق و رأيت كلبة تحت تأثير الحرارة يا (بيلي) ؟ |
Çünkü formül sana ait değil. İkimizin, Kancık. | Open Subtitles | لأنها ليست لك، إنها تركيبتنا.."جمع" يا سافل |
Beni durdurmayı denesene, Kancık! | Open Subtitles | فقط حاول إيقافي، يا سافل |
Bok, o Kancık, benim doğal düşmanımdır | Open Subtitles | تباً, تلك الساقطة هي عدوتي الحقيقية |
Önce hükümet, şimdi de bu Kancık! | Open Subtitles | أولاً الحكومة، وبعد ذلك تلك الساقطة |
Evet, o küçük Kancık. Bir zamanlar ona polis derdim. | Open Subtitles | .ذلك الداعر .لقد بلغت الشرطة عنه ذات مرة |
İlk duruşmadaki Kancık adamakıllı bir azaltılmış cezai sorumluluk savunması yapsaydı mahkemeden özgür bir adam olarak çıkabilirdim. | Open Subtitles | لو كان ذلك الداعر في المحاكمة الأصلية قدم دفاع مناسب عن تضاؤل المسؤولية، لتمكنت من الخروج من هذا الباب كرجل حر. |
Evet. Korkak bir Kancık mısın yoksa? | Open Subtitles | نعم أيها الجبان |
Kancık, o sümüklü kıçına tekmeyi basmamı istemiyorsan... | Open Subtitles | .. قلت لها " أيها السافلة إذا اردت ألا أركل مؤخرتك ،عليك |
Sağlıklı bir vücuda sahip bir Kancık. | Open Subtitles | بغي جميلة الرائحة و الجسم |
"Şişko Kancık 2"yi yap dedi. | Open Subtitles | لقد أراد مني أن أقوم بتصوير فيلم "الكلبة السمينة 2" |
Beni duydun. Kımılda Kancık! | Open Subtitles | لقد سمعتني هيا اذهب أيها الساقط الحقير |
Kancık o kadar çok bağırdı ki, kendimi kaybettim biraz. | Open Subtitles | ذلك العاهر الصغير كان يبكي بشدة لدرجة انني فقدت عقلي |
Aptal Kancık kendisi gibi hap delisi olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | هذه الغبيه اللعينه تعتقد اننى مدمنه على الحبوب مثلها |
Arabada bir Kancık görüyorsan işi değiştir. | Open Subtitles | إن رأيتَ سافلة في السيارة، غيّر الخطة |
Neden her zaman gitarlı bir Kancık olmak zorunda? | Open Subtitles | أوه ، لا! لماذا هناك دائما بعض العضو التناسلي النسوي مع الغيتار ؟ |
Kendimizi bu kısırdöngüden kurtarmak için sana Kancık dedim. | Open Subtitles | ماذا يقول.. تعلمين ومع عدم إحساسي بالوقت فدعيتك بالفرج |
Biliyorum.Ben de o yüzden Kancık dedim. | Open Subtitles | أعلم لذلك قلت لها بأنها فرج |