"kancık" - Translation from Turkish to Arabic

    • كلبة
        
    • سافل
        
    • الساقطة
        
    • الداعر
        
    • الجبان
        
    • السافلة
        
    • بغي
        
    • الكلبة
        
    • الساقط
        
    • العاهر
        
    • اللعينه
        
    • سافلة
        
    • العضو التناسلي النسوي
        
    • بالفرج
        
    • فرج
        
    Tam büyücü değil de Daha çok Kancık tipli-- Open Subtitles إنها ليست ساحرة بالضبط بل مجرد كلبة رهيبة
    Çünkü formül sana ait değil. İkimizin, Kancık. Open Subtitles لأنها ليست لك، إنها تركيبتنا.."جمع" يا سافل
    Yüzündeki kendini beğenmiş ufak Kancık sırıtışı gitmemiş. Open Subtitles المتعجرف ذاته، بإبتسامته الساقطة التي تعلو وجهه القبيح.
    Şehirdeki tek Kancık, bebeğim. Bay Harbor kasabı. Open Subtitles الداعر الوحيد بالمدينة يا عزيزي، سفّاح مرفأ الخليج
    Bu, Kancık prenses gibi bağırmasaydı içeri atacaktık ne güzel. Open Subtitles ان لم يصرخ الجبان هذا كالأميرة , كنا سنستطيع بأن نرميها بالداخل
    Benim seni sevdiğimden daha fazla sevemezsin, seni seksi Kancık. Open Subtitles ليس أكثر من حبي لكِ أيتها السافلة المثيرة
    Sakat bir tarla işçisi, melez bir Kancık ve yaşlı bir kemancı. Open Subtitles عامل حقل مقعد و بغي مختلطة اللون و و عازف الكمان العجوز
    Polisi arayacağım. Seni çılgın Kancık! Open Subtitles ادعو رجال الشرطة ، أنت مجنون الكلبة.
    Eşcinsel düğünü bu. Bir edalı Kancık fazla olsa ne çıkar? Open Subtitles -إنه زفاف شاذين فكرة ما خطب كلبة أخرى بتصرف جيد
    Hiç kızışmış bir Kancık gördün mü? Open Subtitles هل سبق و رأيت كلبة تحت تأثير الحرارة يا (بيلي) ؟
    Çünkü formül sana ait değil. İkimizin, Kancık. Open Subtitles لأنها ليست لك، إنها تركيبتنا.."جمع" يا سافل
    Beni durdurmayı denesene, Kancık! Open Subtitles فقط حاول إيقافي، يا سافل
    Bok, o Kancık, benim doğal düşmanımdır Open Subtitles تباً, تلك الساقطة هي عدوتي الحقيقية
    Önce hükümet, şimdi de bu Kancık! Open Subtitles أولاً الحكومة، وبعد ذلك تلك الساقطة
    Evet, o küçük Kancık. Bir zamanlar ona polis derdim. Open Subtitles .ذلك الداعر .لقد بلغت الشرطة عنه ذات مرة
    İlk duruşmadaki Kancık adamakıllı bir azaltılmış cezai sorumluluk savunması yapsaydı mahkemeden özgür bir adam olarak çıkabilirdim. Open Subtitles لو كان ذلك الداعر في المحاكمة الأصلية قدم دفاع مناسب عن تضاؤل المسؤولية، لتمكنت من الخروج من هذا الباب كرجل حر.
    Evet. Korkak bir Kancık mısın yoksa? Open Subtitles نعم أيها الجبان
    Kancık, o sümüklü kıçına tekmeyi basmamı istemiyorsan... Open Subtitles .. قلت لها " أيها السافلة إذا اردت ألا أركل مؤخرتك ،عليك
    Sağlıklı bir vücuda sahip bir Kancık. Open Subtitles بغي جميلة الرائحة و الجسم
    "Şişko Kancık 2"yi yap dedi. Open Subtitles لقد أراد مني أن أقوم بتصوير فيلم "الكلبة السمينة 2"
    Beni duydun. Kımılda Kancık! Open Subtitles لقد سمعتني هيا اذهب أيها الساقط الحقير
    Kancık o kadar çok bağırdı ki, kendimi kaybettim biraz. Open Subtitles ذلك العاهر الصغير كان يبكي بشدة لدرجة انني فقدت عقلي
    Aptal Kancık kendisi gibi hap delisi olduğumu düşünüyor. Open Subtitles هذه الغبيه اللعينه تعتقد اننى مدمنه على الحبوب مثلها
    Arabada bir Kancık görüyorsan işi değiştir. Open Subtitles إن رأيتَ سافلة في السيارة، غيّر الخطة
    Neden her zaman gitarlı bir Kancık olmak zorunda? Open Subtitles أوه ، لا! لماذا هناك دائما بعض العضو التناسلي النسوي مع الغيتار ؟
    Kendimizi bu kısırdöngüden kurtarmak için sana Kancık dedim. Open Subtitles ماذا يقول.. تعلمين ومع عدم إحساسي بالوقت فدعيتك بالفرج
    Biliyorum.Ben de o yüzden Kancık dedim. Open Subtitles أعلم لذلك قلت لها بأنها فرج

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more