Bu kanyondan çakal bile geçmez. | Open Subtitles | الذئب البراري لا يستطيع أَن ينزلق خلال ذلك الوادي |
Hayır, hayır, elbette hayır büyük kanyondan beri araba kullanıyorum. | Open Subtitles | لا، لا، بالطبع لن أفعل. أنا فقط قُدتُ مِنْ الوادي الكبيرِ. لدى شد فى قدمى |
Dur tahmin edeyim, şu kanyondan geçeceğiz. | Open Subtitles | دعني أخمن سنقوم بالعبور من خلال هذا الوادي |
olay yeri kanyondan 2.8 mil uzakta bir mülkleri varmış. | Open Subtitles | لكن إسمعوا هذا كانوا يملكون عقارا على بعد 2.8 ميل من مكان جرائم الوادي |
Güç hücrelerini Condor için kullanmayı tercih edersek bizi kanyondan araca götürmek için yeterli olur. | Open Subtitles | نستعمل هذا للسفينة بدلاً من ذلك قد يكون ما يكفي لإبعادنا عن هذا الوادي الى تلكَ السحابة |
Bunu gemi için kullanmayı tercih edersek bizi kanyondan araca götürmek için yeterli olur. | Open Subtitles | نستعمل هذا للسفينة بدلاً من ذلك قد يكون ما يكفي لإبعادنا عن هذا الوادي الى تلكَ السحابة |
Kalanını da duymak isterim. kanyondan aldığım parça hâlâ duruyor. | Open Subtitles | أحبّ سماع باقي القصة لا زلت أحتفظ بقطعة الوادي |
Böylelikle, krater duvarının üstündeki katmanlardan gördüğünüz şey, ve şimdi Gezgin aşağıya iniyor, ölçüyor, bilirsiniz, özelliklerini ve kayaları inceliyor ve kanyondan inerken, bilirsiniz, | TED | و بالتالي ما ترونه هنا هو الطبقات على جدار الفجوة و العربة الجوالة تنزل إلى داخل هذه الفجوة و تقوم بالقياسات و تحلل الصخور بينما تجتاز الوادي |
Bu kanyondan çıkmamız gerek. | Open Subtitles | علينا الخروج من الوادي |
kanyondan. | Open Subtitles | من خلال الوادي. |
Dinle Jake, ikimiz de bu kanyondan kurtulamayacağını biliyoruz. | Open Subtitles | إسمع، يا (جيك)، كلانا يعرف أنك لن تخرج من الوادي حياً |
Chadwick çiftliği sıradaki kanyondan 8 km uzaklıkta. | Open Subtitles | مزرعة (تشادويك) بعد خمسة أميال خارج الوادي المقبل |
Al sana kanyondan bir parça. | Open Subtitles | -شكرًا تفضّلي، خذي قطعة من الوادي |
Bu kanyondan çıkmalıyız. | Open Subtitles | -علينا مغادرة هذا الوادي |
kanyondan. | Open Subtitles | عبرَ الوادي |