- Üzülmemiştin ki. Arkana bile bakmadan, şu kapıdan çıkıp gittin. | Open Subtitles | أنت لم تكن آسفاً أنت خرجت من الباب و لم تعد |
Ben gidip kimse var mı diye bakacağım, ...sonra yan kapıdan çıkıp gideriz. | Open Subtitles | سوف أذهب و أتأكّد أن الوضع آمن، ومن ثُمّ سنخرج من الباب الجانبيّ. |
Bir adamın kapıdan çıkıp birkaç saniye sonra geri döndüğünü gördüm. | Open Subtitles | رأيت رجلًا يدخل من الباب ومن ثم يعود بعد عدة ثواني |
"Arkadaki küçük kapıdan çıkıp, hep birlikte bahçeden geçtiler," | Open Subtitles | كانوا يسيرون بهدوء في الحديقة خارج الباب الخلفي الصغير |
Belki de pozitif basıncın onun kapıdan çıkıp gitmesini sağladı. | Open Subtitles | لا أرى شيئاً حتى ربما ضغطك الإيجابي قام بنفخها إلى خارج الباب |
Yukarı çıkacak ve ön kapıdan çıkıp gideceğiz. | Open Subtitles | سنتسلّق إلى الأعلى ونخرج عبر الباب الأماميّ. |
Şu an kapıdan çıkıp gidebiliriz. | Open Subtitles | الآن، بإمكاننا.. بإمكاننا ان نمشي عبر الباب |
Bize o kapıdan çıkıp onlarla savaşacağını düşündürdün. | Open Subtitles | تجعلنا نعتقد أنك ستخرج فى مظاهرة حتى تحاربهم |
Ya o değişikliği çıkaracağına söz vereceksin, ya da kapıdan çıkıp savaşa başlayacağım. | Open Subtitles | إما أن تؤكد لي الآن أن هذا التعديل سيُلغى، وإلا فإنني سأخرج من هذا الباب ومن ثم سأصبُ جام غضبي عليك. |
Sen kapıdan çıkıp onu kovalarken, o başka kapıdan sürünerek giriyor. | Open Subtitles | تطارده من باب, يزحف داخلًا من الباب الآخر |
Şu kapıdan çıkıp o çocukla evlenmeden ve onu bir daha göremeyecek olmadan önce gidip onunla konuşur musun? | Open Subtitles | و إذهب للخارج و تحدث معها ...قبل أن تخرج من الباب و تتزوج من الفتى و لن نراها أبداً |
Komutanın ön kapıdan çıkıp tam altımızdaki verandanın yanındaki merdivenlerden inmeye başladığını gördük. | Open Subtitles | و رأينا السيد جوز يأتي من الباب الامامي و كان على بعد خطوات من الفناء هناك و كنا نعلوه |
Düşünsene, şimdi onu da alıp kapıdan çıkıp gidebilirsin. | Open Subtitles | فكر قليلاً, كان باستطاعتك اخذها والخروج من الباب. |
Ön kapıdan çıkıp gideceğim. Başka soru? - Bundan nasıl haberin oldu? | Open Subtitles | سوف أخرج من الباب اأمامي أيوجد شيء آخر ؟ |
Baktım. kapıdan çıkıp, yiyecek makinesine giderken arkasından baktım. | Open Subtitles | لقد فعلت، رأيتها تخرج من الباب باتجاه آلة البيع |
Ön kapıdan çıkıp ellerini başının üstüne koyacak ve bana doğru yürüyeceksin. | Open Subtitles | "ستخطو خارج الباب الأمامي وترفع يديك فوق رأسك" "وستمشي نحوي مباشرةً" |
kapıdan çıkıp ormana koştum. | Open Subtitles | جريت خارج الباب, وفى الغابة |
Woolworths'e doğum günü hediyemi seçmeye götürdüğü, babamın ceketinin içine bir Barbie alıp kapıdan çıkıp gittiği son yıl. | Open Subtitles | وقالت انها تريد اتخذت لي لولوورث لاختيار بلدي هدية عيد ميلاد وكان يمكن أن يكون مثل العام الماضي عند أبي تراجع فقط باربي تحت معطفه و مشى حق خارج الباب معها... |
- Ön kapıdan çıkıp gidiyor. - O... çocuğu. | Open Subtitles | وخرج عبر الباب الأمامي |
Neal'ın ön kapıdan çıkıp çıkmadığını anlamak için güvenlik şeritlerini mi kontrol ediyorsun? | Open Subtitles | ماذا تصنعان هنا؟ تتحققان من أشرطة المراقبة لتروا إن كان (نيل) انسلّ عبر الباب الأمامي؟ |
kapıdan çıkıp giden de ben değilim. | Open Subtitles | -ولستُ أنا مَن يخرج عبر الباب |
Bize o kapıdan çıkıp onlarla savaşacağını düşündürdün. | Open Subtitles | تجعلنا نعتقد أنك ستخرج فى مظاهرة حتى تحاربهم |
Bildiğim tek şey eğer beni tutuklamayacaksanız hemen şu kapıdan çıkıp gideceğim. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي اعرفه انه الا اذا كنت ستقومي بإعتقالي سأخرج من هذا الباب حالا |