Grace, baygın gibi uyuduktan sonra gözlerini açtı. Kafası karışmıştı. | Open Subtitles | غرايس فتحت عينيها بعد نوم مؤرق تقريباً،و قد كانت مرتبكة. |
Ve hayret içinde kaldım, çok sinirliydim, ve kafam çok karışmıştı. | TED | لقد أصابني الذهول و كنت غاضبة جدا و مرتبكة للغاية. |
Seni görmezden gelmiyordum, sadece kafam karışmıştı. | Open Subtitles | لم أكن أتفاداك، كنت فقط محتارة |
Einstein da dahil zamanının kabul görmüş tüm bilimcilerinin beklendiği gibi kafası karışmıştı. | Open Subtitles | من غير المفاجئ أن كل العلماء المعترف بهم في ذلك الوقت بما فيهم أينشتاين كانوا في حيرة من أمرهم |
Kafam karışmıştı, korkmuştum. | Open Subtitles | لقد كنت مضطربة وخائفة |
Herşey karışmıştı ve o yakıcı poker eli hala elimdeydi. | Open Subtitles | لقد كنت مشوشاً جدا, ولا زلت متماسكاً حتى آنذاك |
Annem tükenmişti, aklı karışmıştı. | Open Subtitles | تعلمون، كانت للخروج منه. مشوشا. |
Çünkü son seferimde işler biraz karışmıştı. | Open Subtitles | لأن آخرَ مرةٍ فعلتُها، الأمورَ صارت مشوّشة. |
Kafası karışmıştı ve oyun parkından başka birinin çocuğunu alıp gitmeye kalkışmıştı. | Open Subtitles | لقد كانت مرتبكة وحاولت الإبتعاد بعيداً من الساحة معَ طفل احدهم |
Hastaneden çıktığımda, biraz kafam karışmıştı. | Open Subtitles | لمّا خرجت من المستشفى كنت مرتبكة بعض الشّيء |
Bana nerede bu kadar iyi İngilizce öğrendiğimi sorduğunda, Nijerya'nın bir zamanlar resmi dilinin İngilizce olduğunu söylediğimde kafası karışmıştı. | TED | سألتني أين تعلمت أن أتحدث اللغة الإنجليزية بشكل جيد كهذا، وكانت مرتبكة عندما أخبرتها أن في نيجيريا صدف أن اللغة الإنجليزية أحد لغاتها الرسمية. |
Sonra da aklım karışmıştı çünkü nasıl oldu anlayamamıştım. | Open Subtitles | ...ثم محتارة , لأن لا أعلم من أين آتي هذا |
Sadece kafam karışmıştı. | Open Subtitles | انه مجرد... ...أنني كنت محتارة |
Aklım karışmıştı,sinirliydim o kadar sinirliydim ki tükürmek istedim. | Open Subtitles | حسنا انا في حيرة من أمري .. ومحبـطه وغاضبه ولااعرف كيف اخرج غضبي |
Korkmuyordum. Ben, bilemiyorum, kafam karışmıştı. | Open Subtitles | لم أكن خائفة لكني كُنت في حيرة من أمري ؟ |
Kafası karışmıştı. Şoka girmişti. | Open Subtitles | كانت مضطربة جدًا، كانت مصدومة |
Kafam karışmıştı Charlie. | Open Subtitles | كنت مضطربة, شارلي |
Aklım karışmıştı, kedime geldiğimde oradan uzaklaştım. | Open Subtitles | أنت تعلم بأني كنـُت مشوشاً وعندما أستيقظت بدأت بالحركة |
Biraz kafam karışmıştı hepsi bu. Tanrım. | Open Subtitles | انا فقط كنت مشوشاً هذا هو السبب |
Seni kirlettiğim için kusura bakma. Kafam çok karışmıştı, biliyor musun? | Open Subtitles | أنا آسف على ذلك لقد كنت مشوشا |
Kafam karışmıştı ve tehlikeliydim. | Open Subtitles | ولقد كُنت مشوّشة وخطيرة |
Ama oğlanın aklı karışmıştı. "Bize bunları neden anlattı?" | TED | لكنه كان مرتبكًا. قال: "لماذا تخبرني بهذا؟" |
Kafası karışmıştı,pek birşey hatırlamıyordu ama ismini aldım... | Open Subtitles | أعني بأنه كان محتاراً للغاية وصعب التخمين ولكني استطعت الحصول على اسم |
Kafası karışmıştı. Kaybolmuş sanırım. Ben de buraya getirdim. | Open Subtitles | كان مشوّشا ، ضائعًا أعتقد فأحضرته إلى هنا |