Kimyasalları filtreye karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | لا بدّ أنّه عبث المواد الكيميائيّة التي في نظام الترشيح. |
Bayan Hendrix'in eşyalarını karıştırmış. Ona dikkat etmelisin. | Open Subtitles | "لقد عبث بأغراض السيدة "هندريكس أظن أن عليك إيجادة وتسوية الأمر معه |
Birileri zarfları karıştırmış, bu yüzden iki gün kaybettik. Nereden arıyorsun? | Open Subtitles | ضيّعنا يومان بسبب أنّ شخصًا خلط بين المظروفات، من أين تتّصل؟ |
- Perry günleri karıştırmış. - 10'da öldüğünü söyledi. | Open Subtitles | لقد اختلطت التواريخ على بيرى لقد قال 10 اكتوبر |
Bu imkansız. Seni Emilio Lake ile karıştırmış olmalılar. | Open Subtitles | حسنا ,هذا مستحيل انا اختلط على الأمر واعتقدت انة اميليو لاك |
Paltoları karıştırmış ve yanlış adamı öldürmüştü. | Open Subtitles | بعد ان اخطأت الرجل لأرتدائه المعطف الخطأ |
Aynı isimli başka bir hastayla karıştırmış olabilir misiniz? | Open Subtitles | ربما.. إختلط الأمر مع شخص بنفس الإسم؟ |
Mecazları niye bu kadar karıştırmış ki? Karıncaların poposu yok. | Open Subtitles | لماذا يقوم بمزج التشبيهات النمل ليس له مؤخرات |
Carter arkadaşına bakıyor.Alkolle GHB'yi karıştırmış olabilirler diyor. | Open Subtitles | كارتر تولى حالة صديقه انه يعتقد بأنهم قاموا بخلط الكحول مع المخدرات |
Birisi POTUS ana bilgisayarını karıştırmış. | Open Subtitles | شخص ما عبث بغرفة تحكم الكمبيوتر |
Ve sanırım kablocu çocuk iç çamaşır çekmecemi karıştırmış. | Open Subtitles | - اعتقد ان رجل الكيبل قد عبث بجارور ملابسي الداخلية |
Kafalarını bayağı karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | . يَجب أن يكون هذا حقاً عبث برؤسهم |
Birileri oyun kartlarımızı karıştırmış olmalı. Onlara kırk kere söyledim. | Open Subtitles | شخصاً ما خلط بطاقاتنا لقد حذرتهم مليون مره |
Birileri oyun kartlarımızı karıştırmış olmalı. Onlara kırk kere söyledim. | Open Subtitles | شخصاً ما خلط بطاقاتنا لقد حذرتهم مليون مره |
Bunu her kim yapıyorsa onu başkasıyla karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | أي كان من يفعل هذا فلابد أنه خلط بها و بشخص آخر |
Test sonuçlarını karıştırmış ya da başkasının kanını almış olmalısınız, çünkü ben asla-- | Open Subtitles | لا بدّ وأنّ النتائج اختلطت عليكم، أو أخذتم دم شخصٍ آخر لأنّني لم... |
Ama sizin profesör tarihleri biraz karıştırmış. | Open Subtitles | و لكن أستاذك قد اختلطت عليه التواريخ |
Bence bunu sana kim söylediyse, onu Lucky Dyson'la karıştırmış olmalı. | Open Subtitles | اعتقد ان من أخبرك بهذا, لابد وأن اختلط معه الأمر مع لاكى دايسون |
Takvimleri karıştırmış olmayasınız, rahibe? | Open Subtitles | لابد انك اخطأت التاريخ. |
Anlamı "yalnız" demek, kendi uydurmuş ya da karıştırmış olabilir. | Open Subtitles | تعني "وحيد". أعني, إما إنه إخترع ذلك أو إختلط عليه الأمر, لا أعرف |
Çakıl karıştırmış olduğundan birçok duvar yıkılmış ve işçilerin ayrılmalarına da göz yummuş. | Open Subtitles | لقد قامَ بمزج الحصىَ حتىَ تسقط الجدران ولقد ترك بعض العمال يذهبون. |
Olamaz, kaza eseri DVD'leri karıştırmış olmalıyım. | Open Subtitles | ما. ما هذا, بالتأكيد قمت بخلط الأشرطة. |
Üzgünüm bebeğim. Onunkilerle seninkileri karıştırmış olmalıyım. | Open Subtitles | آسف عزيزتي, يبدو أني قد خلطت بين فطائره و فطائرك |
Belki St. BilmemNe'yi karıştırmış olabilirim ama bir aşeviniz yok muydu sizin? | Open Subtitles | ربما يأتيني قديسي كلما أختلط الأمر عليّ لكن ألم تعتاد تشغيل مطبخاً للحساء هنا ؟ |
Dün beni eken herifin yüzde on beş ihtimalle günleri karıştırmış ve burada güllerle bekliyor olabileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | %كنت أعتقد أن هناك احتمالاً بنسبة 15 بأن الرجل الذي أخلف موعدي أمس أخطأ في حساب الأيام وسينتظرني اليوم ومعه الورود |
Yunanca deyişle "korone" var. İkisini birbirine karıştırmış olabilirler mi dersin? | TED | هل من الممكن أنه قد تم الخلط بين الكلمتين؟ |
Bence cesaretle inatçılığı karıştırmış. | Open Subtitles | ولكنه يخلط هذه بين العناد والشجاعة، كما أعتقد. |