Son söylediği diğerlerinin tarihine uymasa da karşı koyamadım. | Open Subtitles | أقرّ بأن المقطع الأخير يحتوي على خطأ تاريخي بسيط، لكني لم أستطع المقاومة. |
Efendi bir yere kımıldama dedi ama doğuştan çalma kabiliyetim var ve karşı koyamadım. | Open Subtitles | سيدي أخبرني أن أبقى في مكاني ولكن لدي موهبة في سرقة ولم أستطع المقاومة |
karşı koyamadım. İnsanları kurtarmayı seviyorum. | Open Subtitles | لم أستطع المقاومة أحب إنقاذ الناس |
İçeri dalıp karıştırmaya karşı koyamadım. | Open Subtitles | لم أَستطيعُ أَنْ أُقاومَ الكسر والدُخُول. |
O koca üzgün ve cevap arayan gözlere bakınca karşı koyamadım. | Open Subtitles | ورغم ذلك، أحدق في تلك العيون الحزينة التائهة ببساطة لا أستطيع المقاومة |
- karşı koyamadım. - Bunu şimdi yapmak istiyor musun? İstersen- | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقاوم لذا تريد أن تفعل هذا الآن أو |
karşı koyamadım | Open Subtitles | لم أستطع المقاومة |
Üzgünüm, karşı koyamadım. | Open Subtitles | آسف، لم أستطع المقاومة |
karşı koyamadım. | Open Subtitles | لم أستطع المقاومة. |
Bedenimi ve ruhumu uyandırmasına karşı koyamadım.. | Open Subtitles | وَضعتُزب في مَرْفُوعِ في كسي الرطبةِ أنا لا أَستطيعُ أَنْ أُقاومَ عندما أنا أيقظَ جسمُها وروحُها... |
Şey, kahveleride vardı, ama bunların daha canlı olduğunu düşündüm ve karşı koyamadım. | Open Subtitles | حسنٌ, لقد كان لديهم قهوة، لكنني اعتقدتُ أن هذه تبدو حيوية للغاية فلم أستطيع المقاومة. |
Korkarım, eskilerden konuşmaya karşı koyamadım. | Open Subtitles | أخشى أنني لا أستطيع أن أقاوم مناقشة الأوقات القديمة |
Seni ilk öpen olma isteğime karşı koyamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقاوم من أن أكون قبلتك الأولى لي |
Daha fazla karşı koyamadım. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أقاوم أكثر |