Karşıdaki restoranı işleten kadın senin de saygıdeğer biri olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | تلك اللافته عبر الشارع تقولانكمحترمايضآ. |
Yatağı pencerenin yanındaydı, dışarı bakıp tam Karşıdaki çocuğun odasını görebiliyordu. | Open Subtitles | سريرها كان بجانب النافذة، وكان بإمكانها أن تنظر للخارج وترى مباشرة ما يحدث في غرفة الولد في الجهة المقابلة عبر الشارع. |
- Kalabalıktaki insanlara ateş ettiğinizde Karşıdaki nişancılar ateş kestiler mi? | Open Subtitles | هل القناصون فى البنايات عبر الشارع أوقفوا اطلاق النار؟ بالتأكيد, سيدى لقد أصبح الأمر هادىء كليآ |
Her iki yandaki ve Karşıdaki komşularıyla konuştuk. Ancak ses falan duyan yok. | Open Subtitles | وفي الجهة المقابلة من الشارع لم يسمع أحداُ شيء |
Wilson Heights Çetesi'nin Karşıdaki mücevherciyi soyacağı haberini aldım. | Open Subtitles | أنا عِنْدي فكرة جيدة جداً و هي عصابة مرتفعات ويلسون سَيَسْرقُوا مخزنَ المجوهراتَ عبر الشَّارِعِ. |
Ben Karşıdaki bara gidip biraz bira içeceğim ve ayrıntıları görüşeceğim. | Open Subtitles | ساذهب عبر الشارع وساشرب بعض البيره . واحسب المكسب من هذه العمليه. |
Dün gece,o genç adam dairesinin camından dışarı bakıyormuş, ve Karşıdaki apartmanda hırsızlık yapıldığını görmüş, | Open Subtitles | الليلة الماضية ، ذلك الشاب كان ينظر من نافذة شقته ولاحظ أن هناك عملية سطو تتم في الشقة المقابلة له عبر الشارع |
Karşıdaki suşi barında birisiyle birlikte. Gidip kendin sor. | Open Subtitles | في مطعم السوشي عبر الشارع مع ذلك الشخص، ابحث عنها بنفسك |
Birkaç adam toplayıp Karşıdaki binaya bir göz gezdirin. | Open Subtitles | خذا بضعة رجال إلى عبر الشارع وألقوا نظرة |
Tabii eğer ben Karşıdaki dairelerden birine taşınıp... saat başı Yedi Maske dansı yapmazsam. | Open Subtitles | لن يحدث حتى لو إضطررت إلى الإنتقال إلى شقة عبر الشارع واؤدى رقصة "الأحجبة السبعة" كل ساعة |
Tabii eğer ben Karşıdaki dairelerden birine taşınıp... saat başı Yedi Maske dansı yapmazsam. | Open Subtitles | لن يحدث حتى لو إضطررت إلى الإنتقال إلى شقة عبر الشارع واؤدى رقصة "الأحجبة السبعة" كل ساعة |
Karşıdaki evin çimen, ağaç ve çiçekleri var. | Open Subtitles | -لدى المنزل عبر الشارع مرج وأشجار وأزهار |
Biz, Karşıdaki dostlarımızı kollayacağız. | Open Subtitles | . ، نحن سنراقب صديقنا هذا عبر الشارع |
Karşıdaki nişancılara ateş etmeliydiniz, bu doğru mu? | Open Subtitles | كان عليك أن تقتل القناصيين عبر الشارع |
Karşıdaki ev sahibi sana bakıyordu. | Open Subtitles | مالكة العقار من الجهة المقابلة مُهتمة بك. |
- Karşıdaki inşaatçılar bir çivi tabancasının eksik olduğunu söylediler. | Open Subtitles | إن رجال البناء في الجهة المقابلة أخبرونا أنهم يفتقدون مسدس المسامير |
Ben Al Swearengen. Karşıdaki meyhane benim. | Open Subtitles | أنا (آل سويرنجن) أمتلك الحانة في الجهة المقابلة من الشارع |
McGee, Karşıdaki bina. | Open Subtitles | (ماكغي)، المبنى في الجهة المقابلة من الشارع. |
Bir daha asla Karşıdaki bakkala gitmem. | Open Subtitles | لَنْ ذلك مخزنِ البقالةِ عبر الشَّارِعِ ثانيةً. |