Araba geçerken durur sanmışlar ama Henry kulaklık takıyormuş ve sanırım karşıdan karşıya geçerken etrafına bakmadı. | Open Subtitles | يعتقدون انه حاول ايقاف السياره في الوقت المحدد لكن "هنري" كان يضع سماعة أذن واعتقد انه لم ينظر عندما كان يعبر 33 00: |
İki hafta sonra Delmar Bulvarın'da karşıdan karşıya geçerken nereden geldiği belli olmayan o araba çarptı ona. | Open Subtitles | وبعد أسبوعين، كان يعبر شارع دلمار حينما مرقت تلك السيارة... من العدم. |
Ticari televizyon seyretmesi kesinlikle yasak. karşıdan karşıya geçerken elinden tutmak zorunda. | Open Subtitles | وليس مسموحاً له ان يشاهد الاعلانات التلفيزيزنية وبغض النظر عما سيقوله عليه ان يمسك يدك عند عبور الشارع |
karşıdan karşıya geçerken dikkat et! | Open Subtitles | هنري، إحذر عند عبور الشارع |
Geçende karşıdan karşıya geçerken bileğini incitmiştin. | Open Subtitles | رأيتك عندما لويت كاحلك و أنت تعبر الشارع |
Cep telefonunda numara çevirmekle meşgul bir ahmak yüzünden kızının karşıdan karşıya geçerken kötürüm kaldığını görmek nasıl bir şeydir bilir misin? | Open Subtitles | هل لديكِ أية فكرة كيف يبدو الوضع عندما ترين ابنتك معاقة بسبب أحمقٍ ألهاهُ هاتفه النقال عن رؤيتها تعبر الشارع |
Ben buna katılmıyorum. "Gösterinizi izlemeyeceğim, ürünlerinizi satın almayacağım ya da caddede karşıdan karşıya geçerken frenlemeyeceğim." | Open Subtitles | غير معقول، "لن أشاهد برنامجكم، ولن أشتري منتجاتكم، وسأصدمك بسيارتي لو رأيتك تعبر الشارع" |