Yeni bir kültürle tanışmak da bana karşılaştırmalı okuma alışkanlığını kazandırdı. | TED | مواجهة ثقافة جديدة جعلني أبدأ هوايتي وهي قراءة المقارنة |
Hatta karşılaştırmalı din ve karşılaştırmalı edebiyat gibi araştırma alanları bile vardır. | TED | بل ان هناك مجالات للبحث فهناك المقارنة بين الأديان و المقارنة بين المؤلفات |
Anatomi ve patoloji bilimi bakış açısıyla karşılaştırmalı otopsi yapabilmek için ikizlerin aynı zaman dilimi içerisinde ölmüş olması gerekiyordu. | Open Subtitles | للفحص المقارن من وجهة نظر علم التشريح وعلم الأمراض التوائم كان لابدّ أن يموتا في نفس الوقت |
Fransa ve Amerika devrimlerinin karşılaştırmalı tarihini. | Open Subtitles | التأريخ المقارن للثورات الأمريكية والفرنسية |
Her iki kurbanla ilgili karşılaştırmalı araştırma yaptım. | Open Subtitles | لقد قمت بعمل بعض المقارنات بين الضحيتان |
Fakat bulduğumuz şeylerden biri de, odun kömürü ile karşılaştırmalı yaptığımız testlerde, o kadar da uzun yanmadığını gördük. | TED | ولكن احد الأشياء التي وجدناها عندما قمنا بالمقارنة مع فحم الخشب, بأنه لا يحترق لفترة طويلة. |
Emin olmak için karşılaştırmalı bir analiz yapmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لذا على أن أجرى تحليل مقارن لنتأكد |
Bugün sizinle cinsel aktiviteye ve cinsel eğitime karşılaştırmalı olarak yepyeni bir açıdan bakmayla ilgili konuşmak istiyorum. | TED | أريد أن أتحدث معكم اليوم عن طريقة جديدة كلياً في التفكير حول النشاط الجنسي و التثقيف الجنسي, على سبيل المقارنة |
Bilişim teknolojisindeki karşılaştırmalı büyümeyi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ما هي المقارنة الموسعة لمؤشر المعلومات؟ |
karşılaştırmalı okuma aslında yeni bir şey değildir. | TED | في الواقع قراءة المقارنة ليست بالجديدة |
Türler arası karşılaştırmalı davranış bilimi çalışması. | Open Subtitles | بين الأنواع المقارنة الدراسات السلوكية. |
karşılaştırmalı edebiyat öğretmeniyim. | Open Subtitles | أنا أدرس مادة أدب المقارنة هنا |
"Den, dan" takısı ile karıştırılmamalıdır ki genelde karşılaştırmalı sıfatlar ya da zarflardan sonra kullanılır. | Open Subtitles | يجب عدم الالتباس بينها وبين "أكثر" والتي تُستعمل غالباً في المقارنة بعد الصفة أو الظرف كقولك.. (روندا) أكثر ذكاء من (جيمي) |
Google'da çalışan birini karşılaştırmalı edebiyat üzerine çalışan biri ile konuşurken buluyordunuz. | TED | كان هناك أشخاصٌ من شركة Google يتحدثون عن أشخاص يحاضرون في الأدب المقارن. |
Üniversitede karşılaştırmalı edebiyat okuyordum. İngiliz edebiyatına benzer. Tek farkı, 3 ay boyunca Chaucer'e takılıp kalmak yerine tüm dünyadan, tercüme edilen | TED | لقد درست تخصص الأدب المقارن في الكلية، وهو كتخصص اللغة الإنجليزية، لكن بدل أن نقتصر على دراسة تشوسر ل 3 أشهر، فضلنا قراءة ترجمة الأعمال الأدبية الكبرى من جميع أنحاء العالم. |
Fakat dilbilgisi yapısına, ses değişimlerinin desenine ve kimi çekirdek sözcüklere odaklanarak, karşılaştırmalı dilbilimden yardım alabiliriz. | TED | و لكن يستطيع علم اللغة المقارن أن يساعدنا بالتركيز على التركيب النحوي، و أنماط التغيرات الصوتية، و بعض المفردات الأساسية. |
Beni çılgına çeviriyorsun çünkü bu karşılaştırmalı üstel yobazlığı okuyorsun. | Open Subtitles | ...إنك تخيفني لأنك تقرأ هذه المقارنات الخرافيه الخزعبلية |
- Siz gelene kadar karşılaştırmalı analizlere başlarız. | Open Subtitles | نبدأ بالقيام ببعض المقارنات التحليلية |
Biz ise karşılaştırmalı olarak, mikroskobik milyonlarca hücre birimlerinin bu yapıyı oluşturmasıyız. | Open Subtitles | نحن مكونون من ملايين المجموعات من الخلايا مجهرية بالمقارنة مع... .. ِ |
karşılaştırmalı konuşursak, az sayıda kadın seri katil var. | Open Subtitles | حسناً, بالكلام بالمقارنة, فهنالك قاتلات متسلسلات قليلات |
Bir şeye karşı dua etmenin etkisini karşılaştırmalı çalışmak isteyeniniz var mı? Hadi dua etmeye bakalım. | TED | أي شخص يريد أن يجري دراسة لمقارنة فعالية الصلاة بالمقارنة مع شيء آخر ؟ لننظر إلى الصلاة . |
Sonra test yapılıp, karşılaştırmalı analiz gerekir. | Open Subtitles | وسيكون هناك اختبارات تحليل مقارن |