Daha önce ışığın bu kadar parlak olduğunu, karanlıkla birleştiğini hiç hissetmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أشعر من قبل بهذا الشعاع من الضوء القبلات تزيح الظلام |
karanlıkla ilgili soru sormanın yasak olduğu konusunda anlaşmıştık sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد باننا كان لدينا فهم بأن الظلام كان خارج الحدود |
karanlıkla ilgili soru sormanın yasak olduğu konusunda anlaşmıştık sanıyordum. | Open Subtitles | فهم لدينا كان باننا أعتقد الحدود خارج كان الظلام بأن |
Işığın ustası Mo Tze, her türlü karanlıkla savaştı. | Open Subtitles | مو تسي, سيد الضوء عَمِل ضد كل أنواع الظلمة |
Dünya karanlıkla kaplı ve iblisler insanlara hükmederken karınız kraliçeydi. | Open Subtitles | ملكتك كانت ذات مرة ملكة امبراطورية الشر عندما انغمس العالم فى الظلمة والشياطين حكمت البشر |
Memphis kenarındaki ülkesi karanlıkla kaplıymış ve yılanlar...yaşarmış. | Open Subtitles | أراضيه قرب ميمفيس مغطاة بالظلام وسكنت من قبل الثعابين |
Bu yol şu anda bizi, ışığın bile karanlıkla sarmalandığı bir yere getirdi. | Open Subtitles | و الأن قد أخذتنا إلى مكان حيث الضوء نفسهُ محجوب بالظلمة |
DİJİTAL MİKROSKOP karanlıkla barıştım çünkü, sahada benim en iyi dostum olabiliyor. | Open Subtitles | وجدت السلام مع الظلام لأنه قد يكون حليف فعال للغاية بمجال عملى |
Ve aydınlıkla ilgili olduğu kadar karanlıkla da ilgili, tabi ki, çünkü diğer türlü bu dinamikleri göremezsiniz. | TED | و كل سببه شيء من الظلام وشيء من إختفاء الضوء بالطبع لأن بخلاف ذلك لن نشاهد هذه الديناميكيات. |
3 ay önce buraya geldiğimizde... karanlıkla beraber kıyametin de geleceğini söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا لي عندما اتينا منذ 3 اشهر مع الظلام سوف تحدث نهاية العالم |
Kim bilir karanlıkla neler konuşuyorsun o amansız gece nöbetlerinde tüm hayatın büzülüp küçülüyormuş gibi geldiğinde. | Open Subtitles | من يعرف بما قلتهِ في الظلام في الساعات المريرة من الليل عندما تضيق بك الحياة |
Kim bilir karanlıkla neler konuşuyorsun o amansız gece nöbetlerinde tüm hayatın büzülüp küçülüyormuş gibi geldiğinde. | Open Subtitles | من يعرف بما قلتهِ في الظلام في الساعات المريرة من الليل عندما تضيق بك الحياة |
Ve başladı büyük savaş karanlıkla ışık arasında. | Open Subtitles | والمعركة العظيمة بين الظلام و النور بدأت |
Aydınlık ve parlaklığın yerine kasvet ve karanlıkla yaşadım. | Open Subtitles | وبدلاً من النور والضياء ، عشت فى الظلام والعتمة |
Bayan, çıkartın. karanlıkla o çok parlar. | Open Subtitles | يا سيدتي, اخلعي هذا انه يومض كثيرا في الظلام |
karanlıkla ışık, varoluş ile sonsuzluk arasındaki? | Open Subtitles | بين الظلام والنور وبين الوجود واللانهاية؟ |
Ne zaman dünya öfke ve karanlıkla kaplansa bir güç çıkıp karanlığı yok eder. | Open Subtitles | كلّما بدى أنّ العالم سيغط بالكراهية والظلمة، تظهر قوة أخرى تعيد الظلمة من حيث أتت. |
Ama seni bekleyen karanlıkla arandaki son durak benim. | Open Subtitles | لكنني آخر محطة تفصل بينك وبين الظلمة التي تنتظرك |
Bu yol şu anda bizi, ışığın bile karanlıkla sarmalandığı bir yere getirdi. | Open Subtitles | والأن حملنا الى مكان حيث الضوء بنفسه يكون مكفنًا بالظلام |
Etrafınız karanlıkla çevrili. Neden bu işi yapıyorsunuz? | Open Subtitles | أنتم محاطون بالظلمة فحسب, لما تفعلون ذلك؟ |
karanlıkla birbirinizden farklısınız çünkü karanlık bir yokluk, bir boşluk. | Open Subtitles | أنت والظلام تتميزان عن بعضكما لأن الظلامَ هو غياب شيء هو عبارة عن فراغ |
Yerleri acıyla cinayetle karanlıkla doldu. | Open Subtitles | لقد تم إستبدالها بالألم... والقتل... والظلمة اللعينة. |
Bizi nefretinle, kalbindeki karanlıkla yeterince kontrol ettin. | Open Subtitles | نحن كنا تحت سيطرة حقدك، بالسواد في قلبِك |