Bu iki kızı bilgisayar programına yüklemek... kararını vermene nasıl yardım edecek bilmem. | Open Subtitles | ألا ترى ان وضع هاتين الفتاتين في حسابات المخاطرة ستساعدك في اتخاذ قرارك |
Bu iki kızı bilgisayar programına yüklemek... kararını vermene nasıl yardım edecek bilmem. | Open Subtitles | ألا ترى ان وضع هاتين الفتاتين في حسابات المخاطرة ستساعدك في اتخاذ قرارك |
Neden aile müzakeresi yaptığımızı anlamıyorum? Baba kararını vermiş bile. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا هناك أجتماع عائلي وأبي قد أتخذ قراره |
Annem kararını verdi. İkimiz de onun fikrini değiştiremeyeceğimizi biliyoruz. | Open Subtitles | حسمت والدتي قرارها وكلانا يعلم أنّنا لا نستطيع تغيير رأيها |
Ancak, Başkanınız kararını vermeden önce, lütfen ona şu soruyu sor: | Open Subtitles | ولكن .. ليس قبل أن يقرر هذا رئيسكم :من فضلك اسأله |
Çünkü ben ölüyorum ve sen, bana kararını söylemeden ölmeme izin veremezsin. | Open Subtitles | أحتضر، ولا يحقّ لكِ تركي أموت دون أن أعرف ما هو قرارك |
kararını anlamak için bu fikri yüzlerce, binlerce kez düşündüm. | Open Subtitles | لقد حاولت جاهدة ان افهم قرارك لكن . بلا جدوى |
Söylüyorum sana, kararını destekleyecek ne evraka ne de rapora sahibim. | Open Subtitles | وأنا أخبرك بأنه ليس لديّ التقرير أو الإجراءات اللازمة لدعم قرارك |
Belli ki sen kararını vermişsin niye geldin o zaman? | Open Subtitles | مِن الواضح أنّك حسمتِ قرارك فلمَ أتيت إلى هنا إذاً؟ |
Öyle durma. kararını ver, feribot beklemez. | Open Subtitles | لا تقف هكذا فحسب أتخذ قرارك بسرعة , العبارة لن تنتظرك |
Şimdi kararını ver. | Open Subtitles | لذا احسمي قرارك الآن اما تسوية الامر معي |
kararını vermiş ve onun için en iyisinin ne olduğunu bilmesine izin vermeliyiz. | Open Subtitles | لقد أتخذ قراره وأظن أن علينا أن نسمح له بأن يُميز الأفضل له |
Pekâlâ, kararını değiştirmiş olabilir ama bu hiç de mantıklı değil. | Open Subtitles | قراره قد يتغير و هذا مفهوم لكن أزمته الماليه لن تتغير |
- İzine çıkacağımı yazmıştım. kararını, beni dinledikten sonra vereceğini yazmış. | Open Subtitles | كتبت أنها ستتخذ . قرارها بعد أن تستمع لي |
Sonra hangi yöne gönderileceği kararını Jim'e bıraktım. | TED | سأترك جيم يقرر بأي طريق يرسلها قُدُمًا. |
Van Gogh'un, kulağını kesme kararını aldığı kafeyi gördüm. | Open Subtitles | رأيت المقهى الذي قرر فيه فان جوخ قطع أذنه |
Komisyon kararını vermeden önce açıklama yapmak isteyen varsa şimdi yapabilir. | Open Subtitles | اذا اراد احدكم ان يبرر قبل اعلان الحكم يستطيع قوله الان |
Kolombiya hükümeti kararını değiştirmeden önce uçağa binsek? - Tony haklı. | Open Subtitles | أود أن أكون على متنها قبل أن تغير الحكومة الكولومبية رأيها. |
karar vermen için şimdi tam zamanı neyin kararını vereceğim? | Open Subtitles | لقد حان الوقت لك لكى تقرر ذلك أقرر ماذا ؟ |
Ne kadar duygusuzca görünsede, oğlum için verdiğim ameliyat kararını temkinli bir şekilde verdim. | Open Subtitles | ما فعلته قد بدا قاسياً ، لكن اختياري بأن يجري ولدي العملية كان قراراً مدروساً |
Özel öğretmeni iptal etme kararını sorgulamam hataydı. | Open Subtitles | كنتُ مخطئه في التشكيك بقرارك بشأن إلغاء إمتحان قبول الجامعة؟ |
İşte bu yüzden bu mahkemenin kararını size açıklamakta hiç bir tereddüt duymuyorum, | Open Subtitles | إني لا أتردد مطلقاً في إعلان حكم المحكمة, وهو أنك، |
Gitme kararını sen verdin. O kararda ben yoktum, biz yoktuk. | Open Subtitles | و قد إتخذتِ أنتِ قراركِ بالرحيل, ليس أنا, و ليس نحن |
Kraliyet Danışma Meclisi kararını verdi kutsal toprak haricindeki her şey gitti. | Open Subtitles | المجلس الملكي قد أصدر حكمه كل شيء قد ضاع باستثناء الأرض المقدسة |
Fakat Jarrett'ın hisleri yanlıştı, iyi ki kararını değiştirdi. | TED | ولكن غريزة جاريت كانت خاطئة، وشكرا لله أنه غير رأيه. |