Evet, aynı zamanda şerif karavanının etrafında takılan hoş bir nişanlısı var. | Open Subtitles | نعم.. ولديه كذلك خطيبة صغيرة وجميلة تتسكع عند مقطورة النائب |
Bir tanesi dışarıya kurbanın karavanının altına yerleştirilmiş. Diğeriyse içeriye, banyo lavabosunun altına konulmuş. | Open Subtitles | أحدهما وضعت بالخارج أسفل مقطورة الضحيّة و الأخرى وضعت بالداخل تحت مغسلة الحمّام |
Şu senin cinayet karavanının adı kötüye çıkmadan önceydi büyük ihtimalle. | Open Subtitles | ربما مقطورة القتل المكان الذي يحتفظ فيه بإنجازاته |
Kardeşine karavanının çatısını düzeltmesine yardım edeceğim diye söz verdim. | Open Subtitles | لكنني وعدت أخيكِ بأنني سأساعده لأصلاح سقيفة مقطورته |
Üç gün önce, Riverside bölgesinin oradaki külüstür karavanının dışında ölü bulunmuş. | Open Subtitles | خارج مقطورته المهترئة "في مقاطعة "ريفيرسايد |
O da, karavanının içine bunu çizmişti. | Open Subtitles | أعني، لقد رسمها على حائط مقطورته |
Baban Hatıra karavanının arkasında. | Open Subtitles | والدكِ في مقطورة التذاكر. |
Ted'in karavanının önünde ne işi var? | Open Subtitles | ما الذي يفعله خارج مقطورة (تيد)؟ |
Sağır Charlie'nin karavanının çatısına. | Open Subtitles | على سطح مقطورة (تشارلي) الأصمّ |
karavanının her tarafında o kızın resimleri var. | Open Subtitles | صور تلك الفتاة تغلّف مقطورته |
Renny onun arabayla içeri girip karavanının yanına park etmesine izin verildiğinden emin olmamı istediği için hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر فقط لأنّ (ريني) قالَ ليّ بأنّه سمحَ له بالقيّادة بالقرب من مقطورته |
- karavanının orada. | Open Subtitles | قرب مقطورته |