Benim korktuğum, eğer kardeşiyle kalmaya devam ederse başı gerçekten belaya girecek. | Open Subtitles | أنا فقط خائفة أنه لو بقي مع أخيه فسيقع في مشاكل حقيقية |
Annesi, aynı programla daha önceden Kanada'ya gelen kardeşiyle buluştu. | TED | أمه تم لم شملها مع أختها التي أتت إلى كندا باكرًا خلال نفس البرنامج |
İki kez Tanrının adını gereksiz yere kullandım, ...bir kez nişanlımın kardeşiyle yattım, ...ve bir dükkana karşılıksız çek verdim ama yanlışlıkla. | Open Subtitles | لقد حلفت باسم الرب مرتان كذباً و نمت مع شقيق خطيبي و كتبت شيك بدون رصيد في متجر الكحول و لكن كانت هذه حادثة |
Kocanız basına karşı haksızlık ediyor. Oysa kardeşiyle basının arası iyiydi. | Open Subtitles | زوجك غير منصف قليلا مع الصحفيين الذين كانوا فى منتهى اللطف تجاه شقيقه |
Benim kız kardeşiyle çıkmamdan daha da fazla nefret ediyordu. | Open Subtitles | و أنه كره حقيقة أنني أواعد أخته أكثر من ذلك |
Ben Eric'in kardeşiyle olmak istediğini sanmıştım Evet ama o öylesine bi şeydi işte. | Open Subtitles | . اعتقدت انك اردت ان تستمتع مع شقيقة ايريك |
Öyleyse Kang Shin Woo, Go Mi Nam'ın ikiz kız kardeşiyle mi çıkıyor? | Open Subtitles | كانغ شين وو ، يتواعد مع أخت غو مي نام التؤأم ، إذا |
Ona gelince, kardeşiyle evlendiğim için beni asla affedemeyecek. | Open Subtitles | بالنسبة لها، لم يكن يوما لتغفر لى زواجى من أخيها |
Noel Anne beni kız kardeşiyle yakaladı şu an kalacak yerim yok. | Open Subtitles | السيدة سانتا امسكت بى وانا اضاجع اختها وانا مطرود من بيتى الان |
kardeşiyle yakınlaşıp, Johnny'nin hatırasına ihanet eder miyim sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقدين أني سأدنس ذكرى جوني بالاختلاط مع أخيه |
Diğer aile üyeleri kontrol edilmeli Erkek kardeşiyle konuşacağım. | Open Subtitles | بقية عائلته يجب ان يكونوا متواجدين . سأتحدث الى أخيه |
Otobüste o ve kardeşiyle karşılaştım kolumu kırdılar. | Open Subtitles | لقد إلتقيت بهم مصادفة هو و أخيه و كسروا يدي |
Yıllar önce bir defa da kız kardeşiyle çıkmıştım. | Open Subtitles | أنا حتى أخرجت أختها تذكر ذلك ، قبل سنوات؟ |
Amcamla evleniyor babamın kardeşiyle ama Herakles'e ne kadar benzemezsem o da o kadar benzemiyor babama. | Open Subtitles | ثم تتزوج عمي عمي شقيق ابي وليس بينه وبين ابي من الشبه اكثر مما بيني وبين هرقليز .. تزوجته فى غضون شهر |
Ben bu adamın yakınlarından konuşabileceğim birini ararken sen arkamdan onun kardeşiyle konuşuyorsun. | Open Subtitles | وها أنا أحاول أن أجد قريب لهذا الشخص شخص لنتحدث معه وأنتِ تتحدثين مع شقيقه من ورائي |
Üst katta kız kardeşiyle birlikte yaşıyormuş. Depresyonda değilmiş. | Open Subtitles | إنه يعيش بالأعلى مع أخته لم يبدو أنه منزعج أو مستاء |
Chad'in kız kardeşiyle konuştum. | Open Subtitles | حسنا,لقد أنهيت مكالمة للتو مع شقيقة تشاد |
Binbaşı, ben hiç kimsenin kız kardeşiyle kaçamak yapmadım. | Open Subtitles | يا ميجور، أنا لم أقوم بأي أمر مشين مع أخت أي أحد |
Buraya gel. Niki'nin kardeşiyle biraz zaman geçirmesini istedim. Denedim. | Open Subtitles | تعالي لهنا أردت أن تقضي نيكي بعض الوقت مع أخيها حاولت |
Ayrıca kardeşiyle olan durumu da sadakatini gösteriyor. | Open Subtitles | بالاضافة الي حالتها مع اختها تظهر انها مخلصة |
kardeşiyle yaşadığı sorundan sonra Marie'yi görmeye gelen polis sendin, değil mi? | Open Subtitles | كنت ذلك الشرطي الذي جاء ليرى ماري بعد تلك المشكلة مع شقيقها ، أليس كذلك؟ |
Geçen cuma kız kardeşiyle gece kulübündeydi. | Open Subtitles | الجمعة الماضية كانت تحتفل مع شقيقتها في الملاهي |
Kız kardeşiyle telefonda görüşüyordum. Ona sorunu anlatmaya çalıştım. | Open Subtitles | كنت أتحدث الى شقيقته حاولت أن اشرح لها المشكلة |
Muhtemelen ahırın birinde kardeşiyle o acayip alet üzerinde çalışırken sızıp kalmıştır. | Open Subtitles | إنه على الأرجح في حظيرة يعمل على أداة غريبة الشكل مع أخاه الغريب |
O lanet kardeşiyle yaşamasının da bir yararı olmuyor. | Open Subtitles | تعيش مع هذا الأخ الشرير اللعين,بلا حول ,بالطبع |
Eğer kardeşiyle çıktığını bilseydi bu her şeyi çözerdi. | Open Subtitles | لو كانت تواعد أخاها لحلّ هذا المشكلة كلها |