Ve o zamandan beri sadece savaş ve kargaşa oldu. | Open Subtitles | . و لاشئ سوى الحرب و الفوضى منذ ذلك الحين |
Ve şimdi içinde bulunduğun gibi bir kargaşa içinde olmazdın. | Open Subtitles | و ما كنت تعرضت لتلكَ الفوضى التى أنتَ بها الآن. |
Her gittiği yerde kargaşa yaratması dışında hiçbir farklılığı falan yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء من هذا القبيل، سوى براعته في إحداث الفوضى. |
Ama tüm bu olay halk arasında bu göçmen işçilerin fiziksel ve ruhsal yalnızlığı hakkında çok büyük bir kargaşa yarattı. | TED | ولكن هذه الحادثة برمتها أثارت ضجة كبيرة من المجتمع حول العزلة ، الجسدية والعقلية على حد سواء، لهؤلاء العمال المهاجرين. |
Tercümanlar kargaşa karşısında soğukkanlı kalma konusunda da yetenekli. | TED | كما أن المترجمين يبدعون في حفظ رابطة جأشهم أثناء مواجهة الفوضى. |
kargaşa her yeri etkisi altına aldı, kudretli ve alçak güçler insanoğlunun çıkarlarına karşı faaliyette. | TED | تعمُ الفوضى الأرض، بسبب قوى ذات نفوذ شريرة تعمل ضد مصالح البشرية. |
Onu indirirsin, bir iki at onun üzerine düşer. kargaşa çıkacaktır. Emin olabilirsin. | Open Subtitles | سيتكوم عليه حصانان آخران سيكون هناك الكثير من الفوضى |
Pipo yüzünden kargaşa başlattığımı tahmin ediyorum. | Open Subtitles | أَعتقد ان الفوضى بدات عندما أعطيتك نفس من الغليون. |
Şimdiki gibi değil. Bu yöntem, gördüğünüz gibi, bir kargaşa. | Open Subtitles | ليس بالطريقة التى يعملون بها أنها قمة الفوضى , كما ترى |
Daha çok ihtilal, sivil kargaşa olur, o ölürse. | Open Subtitles | ، والناس تحبه. يمكن أن يكون هناك المزيد من الثورات ، الفوضى المدنية ، إذا مات. |
Senin yeni kanunun bu kargaşa mı? - Buna nasıl cüret... | Open Subtitles | هذه الفوضى هى قانونك الجديد كيف تفترض0000 |
Haberlerde tüm ülkede kargaşa olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الأخبار تقول أن . البلاد غرقت في حالة من الفوضى |
Komşu Bayan Jensen sevgiliyi ve bir başka adamı görmüş bir kargaşa duymuş. | Open Subtitles | قالت الجارة إنها رأت صديق سوزي مع رجل آخر، وسمعت ضجة. |
Ateş edildiği sırada... bir kargaşa oldu. | Open Subtitles | في وقت إطلاق النار بدا أن هناك بعض الضجة |
Onlar havyar çiğnerken, ufak bir kargaşa yaratın... | Open Subtitles | بينما هم جميعاً يأكلون الكافيار إخلق اضطراب صغير |
İsyan bulaşıcıdır. Su krizi yüzünden millet zaten kargaşa çıkartıyor. | Open Subtitles | التمردات خطرة الناس تمارس اعمال شغب بسبب نقص المياه الان |
Sivil kargaşa tartışmasız durumu daha da şiddetlendirecektir. | Open Subtitles | والذي سيسبب بلا شك الاضطرابات المدنية لتفاقم الوضع |
Antik kralların savaş beyleri ve kralların zamanında kargaşa içindeki bir ülke, kahramanı için feryat ediyordu. | Open Subtitles | في عصر الآلهة القديمة وزعماء الحروب والملوك |
Pekala, baştan başlayalım. kargaşa'nın ailesinin ona verdiği ismi söyleyin ve sizi federal ajana saldırmaktan suçlayalım. | Open Subtitles | حسناً, لنبدأ من جديد, أخبرونا الأسم الذي أعطاه والدا (مايهم) لهُ |
Vali Pilate bu kargaşa karşısında ne yapacağınızı soruyor. | Open Subtitles | الحاكم بيلات يسأل ماذا تفعل حول هذا الإضطراب |
Küresel kargaşa, isyanlar ve daha fazla dengesiz beslenme olan bir dünya hayal etmek çok da zor değil. | TED | لا يتطلب الأمر قدرة تخيلية كبيرة لتصور الإضرابات وأعمال الشغب العالمية والمزيد من سوء التغذية. |
Herhangi bir şey kargaşa veya yıkım silahı olabilir. | Open Subtitles | أي شيء ممكن أن يتحول إلى سلاح للفوضى أو التدمير |
Ah çocuklar, çok zor durumdayım. Asla yeterince hızlı bir şekilde öğrenemeyeceğim, ve kasaba da kargaşa içinde kalacak. | Open Subtitles | يا أولاد، أنا في ورطة كبيرة، لن أتعلّم أبداً القراءة سريعاً بما يكفي، والبلدة في فوضى عارمة |
Te Efendi, kılıcın çalındığı gece Yu'ların orada kargaşa çıktığını söyledi. | Open Subtitles | في ليلةِ السرقةِ كان هناك شجار قُرْب واي. |
Demek istediğim şu ki; tüm kalpleriyle kargaşa olmasını dileyen ve sonrasında, bunu kendi çıkarlarına kullanmayı planlayan insanlar var. | Open Subtitles | أعني أن هناك البعض لديهم الرغبة لصنع الاضطراب من كل قلوبهم والتفكير في استخدامه لمصلحتهم الخاصة |
Bloklarca ötede olmanız gerekiyor. Lanet kargaşa bu caddenin aşağısında. | Open Subtitles | من المفترض بأن تكون بعيداً , الإضطرابات الملعونة في الجهه الأخرى من الشارع |