Tam emin değilim, ama Verloc'un tüm karmaşanın ortasında evine döndüğüne yemin edebilirim. | Open Subtitles | لست واثقا, ولكنى اقسم اننى رأيت فيرلوك يعود فى وسط كل هذه الفوضى |
Bu karmaşanın içinde, ikinizde de büyük bir olgunluk gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ الكثيرَ من النضج فيكما خلال هذه الفوضى العارمة |
Eski müdürlerden birkaçı bu karmaşanın seninle aramızdaki kin yüzünden olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بعض المدراء السابقون يقولون أن هذه الفوضى نتيجة لمشاكل سيئة بيني وبينك. |
Bir şeyler ters giderse, bu karmaşanın üzerine bir bomba at. | Open Subtitles | إذا لم تسر الأمور بشكل صائب ستلقي قنبلة على تلك الفوضى |
İlk etapta bunu yapmasına engel olsaydın eğer bu karmaşanın ortasında olmazdı. | Open Subtitles | لمْ يكن بهذه الفوضى لو منعتيه فحسب .من فعلِ ذلك بالمقامِ الأول |
O kız bu karmaşanın içinde yaşayamaz. Buna bir çözüm bulmalıyım. | Open Subtitles | تلك الفتاة لايمكنها أن تبقى في هذه الفوضى , لابد أن أتدخل |
Bu karmaşanın içinden onurlu ve nazik bir şekilde nasıl-- | Open Subtitles | لا أعرف كيف سنتخلص من هذه الفوضى بشكل مشرف ولائق ,؟ |
Buradan çıkar çıkmaz, o karmaşanın içine gireceğimi biliyorum. | Open Subtitles | حالما أَتْركُ، أَعْرفُ أَتّجهُ يميناً ظهرَ إلى تلك الفوضى. |
Bu karmaşanın ortasında Ebu Bekir, Müslümanlara Kurandan bir ayet hatırlattı. | Open Subtitles | وفى وسط هذه الفوضى أبو بكر قام بتذكير المسلمين بجزء من القراّن |
Benim yol açtığım karmaşanın bir parçası olmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | لا ترغب بأن تكون جزءاً من الفوضى التي أعيشها |
Onun planı, zaten bizi bu karmaşanın içine soktu! | Open Subtitles | خطتها ادت بنا الى هذه الفوضى في المقام الأول |
İçimizdeki üstün gücü karmaşanın içindeki huzuru bulmak için. | Open Subtitles | تعلم .. او مصدر قوتنا الأعلى أو الهدوء وسط الفوضى |
Şimdiye kadar bunu anlayamadıysan, bu karmaşanın dışındaki tek çaren benim. | Open Subtitles | ان لم تكن اكتشفت ذلك لحد الان انا وسيلتك الوحيدة للخروج من هذه الفوضى |
Zaten bizi bu karmaşanın içine atan kişi benim o yüzden bırak yardım edeyim? | Open Subtitles | سأتولى أمر هذه الفوضى التي نحن بها في المقام الأول، لذا إسمحي لي فقط بالتعامل مع هذا، حسنا ؟ |
Uymazlarsa ve buna göz yumarsam karmaşanın hayatımı kontrol etmesine davetiye çıkarmış olurum. | Open Subtitles | إنّ حنثوا بالتزامهم وغضضت الطرف، فإنّي أنزل الفوضى لتتحكّم بحياتي. |
- Kasaba karmaşanın eşiğinde evlat. | Open Subtitles | هذه البلدة على وشك أن يعمها الفوضى يا بُني |
Bu karmaşanın en üzücü yanı ne, biliyor musun? Gerçek dostlarımdan biriydin. | Open Subtitles | أسوأ شيء بهذه الفوضى أنك كُنت صديقي الوحيد |
Bütün mesele bütün bu karmaşanın ve çılgınlığın içinden bir anlam ve amaç çıkarmaktır. | Open Subtitles | إنها عن إيجاد المعنى والمتعة والهدف في ذلك في كل الفوضى والجنون |
Basıp gitseydi şu an bu karmaşanın içinde olmazdık. | Open Subtitles | لو أنها فقط أبتعدت، لن نكون في هذه الفوضى الآن. |
Zaheer ve Kızıl Lotus'un Toprak Kraliçesi'ni devirmesinin ardından şehir karmaşanın içine sürüklenmiştir. | Open Subtitles | بعد أن أطاح زاهير وجماعة اللوتس الحمراء ملكة الأرض المدينة دخلت في حالة من الفوضى |
Haklısın. Ben onların dikkatini dağıtırım, sonra karmaşanın içinde kaçarız. | Open Subtitles | حسناً، سوف أحدث حالة فوضى وسوف نهرب أثناء الهرج والمرج |