O kasanın içindeki her neyse, biri onun için geri dönmüş. | Open Subtitles | أحد ما جاء إلي هنا لأيّ ما كان في تلك الخزنة |
kasanın erişim kartları için sadece 1 canlı insana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا احتاج لشخص واحد حي فقط لأحصل على كرت دخول الخزنة |
İlk kasanın yerini söyle parayı alayım ve oğlunu bırakayım. | Open Subtitles | أخبرني أين مكان الخزنة الأولى سآخذ هذه الأموال وأترك ولدك |
kasanın içinde de 10.000 dolar var, belki daha bile fazlası. | Open Subtitles | وفى داخل هذه الخزينة عشرة الآف دولار, ورُبّما أكثر. |
Çelik kasanın içine girip etrafınız altınla sarıldığında bağlantı zora girecek. | Open Subtitles | حالما دخلتم إلى القبو الصلب و أحِطتم بالذهب الأستقبال يصبح صعباً |
-Nakit. Şu anda havaalanındaki bir kasanın içinde duruyor. | Open Subtitles | نقداً، إنها في الخزانة الموجودة في المطار الآن. |
Ayrıca, bir kasanın olması her zaman içinde para olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | عدا عن ذلك ان وجود خزنة وحدها لا يعني دائما ان هناك نقودا بداخلها |
Silahı sadece bana kasanın anahtarlarını vermesi için getirdiğimi söylemeye çalışıyordum kendime. | Open Subtitles | حاولتُ أن أقول لنفسي أنّ المُسدّس كان هناك حتى يُعطيني مفاتيح الخزنة. |
Şimdi bunu kasanın etrafını kaplayacak şekilde duvarın en zayıf noktasına yerleştirmeliyiz. | Open Subtitles | الآن نحن بحاجة أن نضعه حول الخزنة بإستخدام أضعف النقاط في الجدار |
En sonda açık kalan dolaplardaki kelimeler, kasanın şifresini bulmanıza yardım edecek. | TED | الكلمات في الخزنات التي تبقى مفتوحة في النهاية ستساعدك في كشف شيفرة الخزنة. |
Ofisindeki o çelik kasanın şifresini bana ver... çocuklarla sessizce oraya girip... tıs çıkarmadan bize ait olanı alır... geri kalanını da sana getiririz, ya da olduğu gibi orada bırakırız. | Open Subtitles | إعطينى تركيبة الأرقام لتلك الخزنة الحديدية الكبيرة فى مكتبك وأنا والأولاد سنتسلل الى هناك بهدوء تام و نأخذ الذى لنا ونحضر لك الباقى أو نتركها هناك بخير وسلام هذا حسب قرارك |
kasanın zaman kilidi açılınca bu adamlar gelme nedenleri olan şeyi alacaklar. | Open Subtitles | ... عندما يفتح باب الخزنة هؤلاء الرجال سيأخذوا ما جاءوا من أجله |
kasanın patlatıldığı saat 04:00'ten önce, yönetim bürosunda bulunan birisinin kasayı açtığını ve parayı aldığını, oraya buraya koşuşturarak belgeleri yaktığını biliyoruz. | Open Subtitles | ما قبل نسف الخزنة الذي حدث بالضبط الساعة 4: 00 نعلم أن شخص في المكتب التنفيذي |
Belki de kasanın tamamını isteyeceğini sanıyorlar. | Open Subtitles | حتى تصل إلى كل ما كان بداخل الخزينة ربما؟ |
Yatak odanda, yerdeki o lanet olası kasanın... içindeki lanet olası şeyleri istiyoruz. | Open Subtitles | نريد ما في الخزينة اللعينة... في غرفة النوم الرئيسية اللعينة... في الارضية اللعينة... |
Şirkete zorla girildiğine ya da kasanın zorlandığına dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك آثار اقتحام على المؤسسة أو على القبو |
Ona paranın içinde olduğu kasanın anahtarlarını verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته مفتاح الخزانة التي تحتوي على المال. |
Binaenaleyh, kasanın varlığı her zaman... içinde para olduğunu göstermez. | Open Subtitles | عدا عن ذلك ان وجود خزنة وحدها لا يعني دائما ان هناك نقودا بداخلها |
kasanın hidrolik sistemini arıyorum ama hiçbir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | أنا أبحث عن التحكم الهيدروليكى للخزنة,لكن يا شباب,لا أجد أى شئ |
- Buldugumuzda kasanın boş olduğu anlamına gelmez, değil mi? | Open Subtitles | ألا يعني هذا بأن المدفن سيكون فارغاً عندما يجدونه ؟ |
Hoyt, kasa gözlüğüne ve kasanın tam yerini lazım. | Open Subtitles | هويت ، نحن بحاجة لمواصفات قبو وتأكيدا لمكانه. |
Üstün olarak sana kasanın güvenliğini sağlamanı emrediyorum. | Open Subtitles | بما إنى رئيستك آمرك بتأمين السرداب .. أيتها الجندية |
Benden görünmez bir kasanın fotoğrafını büyütmemi mi istiyorsun? | Open Subtitles | تريد مني ان اظهر صورة لخزانة غير مرئية ؟ |
Evet, Jack, az önce aldım. kasanın teslim edildiği adresi bulduk. | Open Subtitles | نعم، يا جاك، لقد وجدنا لتونا عنوان المستلم للصندوق |
Ofisteki kasanın yerini belirlemelisin. | Open Subtitles | عليك تَحديد مكان الخزنه في المكتبِ. حسنا. |
Oraya gideceksin, o kasanın içindekini alacaksın ve doğruca bana getireceksin. | Open Subtitles | إنك ستذهب هناك و تحصل على محتويات الخزينه قبل أي أحد و تحضرها لي |
Herneyse, kasanın kırılmasının imkansız olduğunu söyledin. | Open Subtitles | على كلّ حال، لقد قلت أن خزنتك من المستحيل إختراقها |
Earl, işte senin kasanın anahtarını geri veriyorum. | Open Subtitles | هي، ايرل، هذا، آه، مفتاحك لصندوق الامانات |