Tüm katılımcılar ritüele uygun bir biçimde giyinmiş olarak... koridorda hazır bulunacaklardır. | Open Subtitles | جميع المشاركين وسوف يرتدي بشكل مناسب، وسوف تقع على الأرض مثل الحيوانات. |
Ve bu süre boyunca tereddütlü kalan katılımcılar oldu. | TED | وظّل عدد من المشاركين غير متأكدين طوال الوقت. |
Sonra katılımcılar, varsayımsal biri hakkında bir hikaye okudu ve kişiliğini değerlendirmeleri istendi. | TED | ولاحقا، قام المشاركون بقراءة قصة حول شخص مفترض، وطُلب منهم أن يقيموا شخصيته. |
katılımcılar bir seçim yapıyorlar ama ben onlara tam tersini veriyorum. | TED | يختار المشاركون اختيارًا، ولكنني أعطيهم الاختيار الآخر في النهاية. |
Törene, 4 ilçeden katılımcılar geldi. | Open Subtitles | وقد إشتمل الإستعراض على منصات عائمه وعلى مشاركين من أربع مقاطعات |
Aynı zamanda sağladığı gizlilikten dolayı katılımcılar için daha güvenli. | TED | و هي تجعل الأمر أكثر أماناً للمشاركين لأنها توفر استخدام الأسماء المستعارة. |
Kendini zengin hisseden katılımcılar, kendini fakir hisseden katılımcılardan iki kat daha fazla şeker aldı. | TED | المشاركون الذين شعروا بأنهم أغنياء أخذوا حلوى أكثر بمرتين من المشاركين الذين شعروا بالفقر. |
Neden orada olduklarını bilmeyen katılımcılar | TED | هناك المشاركين الذين لايملكون فكرة عن سبب تواجدهم هناك |
katılımcılar aynı zamanda mekanlarla bağ kurmayı sevdiler. | TED | أحب المشاركين أيضًا إرفاق ذكريات للأماكن. |
katılımcılar, çeşitli yaş ve geçmişlerden kadın ve erkekleri içeriyor. | TED | تضمّ مجموعة المشاركين رجال ونساء من مختلف الأعمار والخلفيّات. |
katılımcılar önerilen sinirsel bilginin üstüne çıkıyor | Open Subtitles | المشاركين في المحاكاة يتلقون معلومات عصبية أكثر من المستويات الموصى بها. |
29 gemimiz Dünya'daki her şehirden katılımcılar seçti. | Open Subtitles | كل واحدة من سفننا الـ 29 قد اختارت المشاركين من كل مدينة في العالم |
katılımcılar ekranda bir çok sırayla devam eden yüzler gördü. | TED | شاهد المشاركون عدة أوجه على الشاشة، الواحد تلو الآخر. |
Gerçekte, katılımcılar arkadaş sohbetine tanık oldular aslında bizim araştırma takımımızın parçası olan birisi sözde akademik gözetimdeydi. | TED | في الواقع، شاهد المشاركون قيام زميل بالغش، وهو شخص مشترك في فريقنا البحثي، ويزعم أنه في فترة فحص أكاديمي. |
Bir yıl boyunca katılımcılar ortalama iki buçuk kilo kaybediyor. | TED | ولمدّة عام كامل، خسر المشاركون ما يعادل خمسة باوندات. |
Güçlü matematik yeteneğine sahip katılımcılar birinci soruyu doğru olarak cevaplamaya çok daha yatkındı. | TED | المشاركون بمهارات حسابية عالية كانوا الأقدر على الإجابة بشكل صحيح على السؤال الأول. |
Siyasi görüşleri, verilerin doğru yorumlanmasıyla hizalanmış katılımcılar, soruyu doğru olarak yanıtlamaya çok daha yatkındı. | TED | المشاركون الذين تتوافق معتقداتهم السياسية مع التفسير الصحيح للبيانات كانوا أكثر عرضة للإجابة على المشكلة بشكل صحيح. |
Hastalar kendi çevrelerinde pasif katılımcılar olmak yerine olayın başına geçiyorlar. | Open Subtitles | ـ علاج بالدرجة الأولى ـ يصير المرضى عملاء في بيئتهم ـ بدل من كونهم مجرد مشاركين سلبيين |
Bu aralar kendi küçük araştırmam için katılımcılar arıyorum. | Open Subtitles | انا حالياً ابحث عن مشاركين لاجل دراستي البحثية الخاصة |
Bu konferans sadece kayıtlı katılımcılar ve basın için. | Open Subtitles | هذا المؤتمر للمشاركين المسجلين فقط والصحفيين |
Görgü tanıklarının ifadelerine göre, katılımcılar, ...panikleyip sağa sola koşuşturarak, olayların anlaşılmasını ve yetkililerin... | Open Subtitles | كما وصف الشهود الذين اصابهم الذعر والذين هرعوا في عدة اتجاهات في آن واحد مما يجعل من الصعب التأكد بالضبط ما حدث |
katılımcılar avantajlarını iki şekilde kullanabilirler. | Open Subtitles | المتنافسون يمكنهم إستخدام مميزاتهم بطريقتين |