katalizör için gerekli önlemleri almalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نقوم ببعض الترتيبات من أجل المحفز |
Eğer bu kendi kendine tepkimeye giren bir molekül ise yine de tepkimeyi başlatacak bir tür katalizör gerekir. | Open Subtitles | لكن لو كان هذا الجزيء ذو ردة فعل ذاتية سيظل هناك حاجة لنوع من المحفز لتبدأ ردة الفعل |
Yakıt ve katalizör sadece elle eklenebiliyor. | Open Subtitles | اذن الوقود والعامل المحفز يمكن إضافتهم يدويا فقط |
İşaretleri takip et, katalizör sana kendini belli edecektir. | Open Subtitles | إتبع العلامات و سوف يُظهر المنجنيق نفسه لك |
İnternetin yaptığı şey ise katalizör olmak. | TED | و مع ذلك، ما يفعله الإنترنت هو أنه محفز. |
Bunun üzerine bir şeyler yapmaya karar verdi. Yarış kıyafetine katalizör bulaştırıp kurbana gönderdi. | Open Subtitles | وقالت إنها قبل الأربطة دعوى سباق مع عجال. |
katalizör için. | Open Subtitles | للمهد المُحفِّز |
Ama o kehribar rengi taneler katalizör. | Open Subtitles | -تقريباً لكن هذه الكريات الكهرمانية محفزة |
O zaman pozitif katalizör kullanılmış. | Open Subtitles | لقد تم استخدام وقود مسرّع |
Evinden koparılmasında katalizör olabilir. | Open Subtitles | وستبلغ عنه إلى السلطات يمكن أنها هي المحفز على أخذه من منزله |
katalizör bozuk. Yeni bir tane gerekiyor. | Open Subtitles | المحفز مكسور سوف نحتاج واحداً آخر |
Bu olayı tamamlayan parça insan vücudunda yaşayan bir katalizör. | Open Subtitles | تركيبة هذا المحفز قد تعيش داخل انسان |
Bildiğim şey, Claire Bennet ölürse katalizör de onunla birlikte ölür. | Open Subtitles | , لكن أعرف لو أن (كلير بينيت) ماتت فسيموت المحفز معها |
Hazır olması için sadece katalizör gerekli. | Open Subtitles | تحتاج فقط المحفز الكيميائي لإطلاقها |
katalizör önemli bir parça değildir, Kaptan. | Open Subtitles | المحفز ليس جزء ، أيها الكابتن |
katalizör'ü bul ve bir yaratık seni yemeden bu ormandan kurtul. | Open Subtitles | أحضر المنجنيق و أخرج قبل أن يلتهمك شيئاً |
Şimdi katalizör'ü bulma ve bu dünya ile Zaman Ötesi'ni kurtarma görevi bana düştü çünkü ben önceki kralın oğluyum. | Open Subtitles | ضد الملك السابق و يجب أن أجد المنجنيق لأنقذ هذا الزمن و المستقبل لأني إبن الملك السابق |
Üçüncüsü ise katalizör'ü bulmak. | Open Subtitles | و الإختبار الثالث أن تجد المنجنيق فقط |
Karbon dioksitin yeniden takdimi bir katalizör gibi iş görebilir. | Open Subtitles | إن إعادة إدخال ثاني أكسيد الكربون قد تكون بمثابة عامل محفز |
Serumun içeriğindeki proteinlerin, her bir bireyin bünyesindeki adrenalin tarafından üretilen enzimlerle bağ kurmasını sağlayan bir çeşit katalizör. | Open Subtitles | محفز ما يسمح للبروتينات من المصل التفاعل مع الانزيمات التي يفرزها ادرينالين الشخص |
Bu durumda Concrete Cowgirl'ün tekerleklerinde de katalizör olması açıklanmış olur. | Open Subtitles | راعية البقر ملموسة وجود عجال مطابقة على عجلة لها. |
katalizör için. | Open Subtitles | للمهد المُحفِّز |
Ama bir katalizör olması gerekiyor, değil mi? | Open Subtitles | -ولكن كان عليها أن تكون مادة محفزة |
Bir tür katalizör madde içeren bazı plastik boru parçaları bulduk. | Open Subtitles | و لقد وجدنا قنينة بلاستيكية إحتوت على مسرع إشتعال من نوع ما |
Bu sergide önemli olan bu diyalog için beni rolüme bir idareci olarak, bir katalizör olarak bağlama şekliydi. | TED | ما المهم من هذا المعرض هو الطريقة التي حفزتني في عملي بصفتي كمنسقة ، كحافز لهذا الحوار |