Şunu açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | لنكن واضحين بشأن هذا , ألم تكونا على علم بأية نشاطات إجرامية |
Şunu açıklığa kavuşturalım, tekne kazasında ölmedin yani. | Open Subtitles | دعني أستوضح الأمر. لم تمت في حادث القارب. |
Aynı zamanda, Fire Drill Fridays'e katılan herkesin tutuklanma tehlikesi altında olmadığını açıklığa kavuşturalım. | TED | يجب أن نوضح لهم، بأنه ليس كل من يشارك في التظاهرات الأسبوعية كل جمعة معرضون لخطر التعرض للاعتقال. |
Bak bir şeyi açığa kavuşturalım Ramon dönene kadar burası sakin bir kasaba olacak! | Open Subtitles | أوضح شيئا في عقلك ستكون مدينة هادئة لحين عودة رامون |
Bekle, bekle. Şunu bi açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | انتظر انتظر انتظر اسمحوا لي أن الحصول على هذا التوالي |
Şunu bir açıklığa kavuşturalım, akli dengesi olmayan biri ne yapar? | Open Subtitles | حسنُ، لنكن واضحين ماذا يبدو الاستقرار العقلي؟ |
Ve şunu açıklığa kavuşturalım, sana sarılmam, elini tutmam, yada herhangi bir sevgi gösterisinde bulunmam. | Open Subtitles | و لنكن واضحين أنا لن أقوم بمعانقتك أو الإمساك بيدك أو إظهار أي عاطفة تجاهك |
Tamam, şunu açıklığa kavuşturalım ilk önceliğimiz mevcut en kalifiyeli elemanı işe almak değil mi? | Open Subtitles | حسنا, فقط لنكن واضحين أولويتنا القصوى هي لتعيين أفضل الأشخاص المتاحين, صحيح؟ |
Şunu açığa kavuşturalım. | Open Subtitles | إذن دعونى أستوضح الأمر أمس لم يكن من المفترض أن نعتقل أحدا |
Şunu açıklığa kavuşturalım. Bu adama oğlunu büyütmesi için para veriyorsun. | Open Subtitles | إذًا، دعني أستوضح الأمر أنت تدفع لهذا الرجل .. |
Bunu konuştuğumuza göre, açığa kavuşturalım. | Open Subtitles | وبمناسبة هذا الحديث، علينا أن نوضح شيئاً |
Tamam. Bazı şeyleri açıklığa kavuşturalım. Araba zaten orada duruyordu. | Open Subtitles | حسناً، دعنا نوضح هذا بطريق مباشر هذه السيارة كانت موجودة هناك |
Şimdi bak, şunu açığa kavuşturalım. Otobüsümü nereye süreceğimi söyleyemezsin. | Open Subtitles | اسمع، دعني أوضح الأمر جيداً لك لا أحد يستطيع أن يقول لي إلى أين عليّ أخذ حافلتي |
Dawn, şunu açıklığa kavuşturalım. Seni zor durumda bırakmak için burada degiliz. | Open Subtitles | دون ، دعيني أوضح لك الأمر نحن لسنا هن لنوبخك |
Pekâlâ, şu işi açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | حسنا. لذلك دعونا فقط الحصول على هذا التوالي. |
Şunu kesinliğe kavuşturalım. Ben öfkeli değilim. | Open Subtitles | أُريد أن أوضّح أمراً أنا لا أعاني من مشكلة الغضب |
Tamam, şunu açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | حسناً، دعني أستوعب الأمر جيداً |
Ama beni vurursan, tüm bu adamların önünde şunu açıklığa kavuşturalım, siz Julie Maragon'u almak için burada değilsiniz. | Open Subtitles | لكن، إذا أنت تسقطني، دعنا نكون واضحون، أمام كل هؤلاء الرجال أنت ليس هنا لتحصل على جولي مورجان خارجا |
Bu benimle senin arandaysa, şimdi açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | الآن، إذا كان الأمر بينك وبيني فلنكن واضحون الآن |
Şunu açıklığa kavuşturalım. Buraya tatil yapmaya gelmedim. | Open Subtitles | لنوضح هذا الأمر فورا هذه ليست رحلة اّخر الأسبوع للإستجمام |
Şunu açıklığa kavuşturalım. Benim hatalarım hakkında konuşabiliriz, seninkiler ne olacak? | Open Subtitles | دعيني أفهم الأمر, سنتحدث عن أخطائي ولن نتحدث عن أخطائكِ؟ |
Hayır, hayır. Şunu açıklığa kavuşturalım: | Open Subtitles | كلا ، دعونا نستوضح أمراً ، حسناً؟ |
Bak bazı şeyleri açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | إصغي، يجب أن نكون واضحين حول بعض الأشياء في الحياة |
Dur bakalım. Şu işi hemen açıklığa kavuşturalım. | Open Subtitles | انتظرى دقيقى - دعينا نسوى الموضوع الآن - |