Kaybedecek çok şeyi olan borçlu arkadaşı hariç. | Open Subtitles | لا احد يتذكره على الاطلاق سوى ذلك الصديق المدين له ولديه الكثير ليخسره |
Howard Erickson'un Kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | هاوارد اريكسون لديه الكثير ليخسره |
Eğer Noah Projesi ilerlemeye devam ederse Kaybedecek çok şeyi olan bir üçüncül kişinin. | Open Subtitles | طرف قالث مهتم بالأمر ولديه الكثير ليخسره إن تقدمت تجربة "نوح". |
Ama Kaybedecek çok şeyi olan insanlar için bir yüksün. | Open Subtitles | أنت عائق لكثير من الناس لديهم الكثير ليخسروه |
Bizimle çatıştıklarında Aşağı Irmak insanlarının Kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | رجال لو ريفر لديهم الكثير ليخسروه كي يتصارعوا معنا |
- Onların Kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | -لديهم الكثير ليخسروه |
Çok korkmuş, Kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | هو خائف جداً ولديه الكثير ليخسره |
Evet Figgis'in Kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | نعم، فيجيز لديه الكثير ليخسره. |
Anlamıyorum. Kaybedecek çok şeyi var. | Open Subtitles | لا أفهم, لديه الكثير ليخسره |