ويكيبيديا

    "kaybetmesine" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يفقد
        
    • يخسر
        
    • لخسارة
        
    • سَتَكُونُين
        
    Umut ki bizim, yani Aaron’un arkadaşlarının, onun bu duygusunu kaybetmesine izin vererek başarısızlığa uğrattığımız tek şey. TED والأمل هو الشئ الوحيد بالنسبة لنا، أصدقاء آرون، الذي خذلناه فيه،لأننا تركناه يفقد ذلك الشعور بالأمل.
    Bir ispatında bir domuzun sinirlerinden birini bağlayarak domuzun sesini kaybetmesine neden oldu. TED في أحد العروض، تمكن من جعل خنزير يفقد صوته بربط أحد أعصابه.
    Bazen senin haksız olduğunu düşünüyor... ve seni çok fazla sevmesi kendine hakimiyetini kaybetmesine sebep oluyor. Open Subtitles ولأنّه يحبّكِ كثيرا، فإنه يميل الى ان يفقد أعصابه
    Herhangi bir kayış, yedi yıldır beklediği şeyi kaybetmesine yol açacak. Open Subtitles أيُّ هفوة الآن , وسوف يخسر ما كان ينتظره لسبع سنين.
    Bu yüzden sahip olduğunu hiç bilmediği en büyük hediyeyi kaybetmesine izin veremem. Open Subtitles ولهذا فأنني لن ادع رايلي يخسر افضل نعمة يعرف انه حصل عليها
    Hiçbirimizin ne adam kaybetmesine ne de zayıflamasına gerek yok. Open Subtitles لا أحد منا بحاجة لخسارة أي رجل ولا أي منا يريد أن يغدو ضعيفاً
    Dolar'ın Yen karşısında değer kaybetmesine neden olabilirsin. Open Subtitles أنت سَتَكُونُين خطر على الدولار مقابل الـ (ين)؟
    Bilgi mührü, birinin aklını kaybetmesine sebep olacak kadar teknolojik değildir. Open Subtitles أن كبسولة المعلومات هو تكنولوجيا بدائية. انها ليست كافيه لجعل رجل يفقد عقله.
    Ve Irak gazisi ellerini kaybetmesine rağmen hissetme yeteneğini kaybetmedi. Open Subtitles وعلى الرغم أنا ذلك المحارب في العراق فقد يديه لم يفقد قدرته في الشعور
    Korkarım ki bu durum efendinizin benimkinin dostluğunu kaybetmesine yol açabilir. Open Subtitles وأخشى أنه قد يفقد سيدك صداقته مع سيدي الآن ، أنا جائع
    2008 yılında çıkan global ekonomik kriz on milyonlarca insanın tasarruflarını, işlerini ve evlerini kaybetmesine neden oldu. Open Subtitles لقد تسببت الأزمة الاقتصادية العالمية فى أن يفقد عشرات الملايين من البشر مدخراتهم و أعمالهم و منازلهم
    Sonuç, dünyaya trilyonlarca dolara 30 milyon kişinin işini kaybetmesine Birleşik Devletler'in borcunun iki katına çıkmasına yol açan global bir ekonomik durgunluktu. Open Subtitles كلف العالم عشرات التيريليوانت من الدولارات مما تسبب فى أن يفقد 30 مليون إنسان عملهم و ضاعف الدين القومى فى أمريكا
    Bence bir şeyler yapmayı deniyor ama attığı her adımda bir şey onu sinirlendirip kendini kaybetmesine sebep oluyor. Open Subtitles أعتقد إنّه يحاول لكن كلّ خطوة يتخذها، أمرٌ ما يجعله يفقد هدوئه و يتذمر لوحده
    Çocuk bugün babasını kaybetti. Annesini de kaybetmesine izin vermem. Open Subtitles فقد ذلك الفتى والده اليوم و لن أدعه يفقد والدته أيضاً
    Noah, kontrolünü kaybetmesine neden olacak hiçbir şeyi sevmezdi. Open Subtitles نوا لا يحب أى شئ يجعله يشعر بأنه يفقد السيطره
    - Sanırım siz olmalısınız. - Kimsenin kazanmasına ya da kaybetmesine gerek yok. Open Subtitles ــ أعتقد بأنه يجب أن يكون أنت ــ ليس على أحد أن يفوز أو يخسر
    Kötü benzetme. Kimsenin başını kaybetmesine gerek yok, tamam mı? Open Subtitles مقارنة سيئة اقصد لا احد عليه ان يخسر رأساً ، حسنا ؟
    Henry'nin daha fazla kaybetmesine lüzum yok. Open Subtitles لا يجب أن يخسر أكثر. إنّه محبط يا سيّدتي العمدة.
    Eğer... ameliyat edersen lisanını ve görme yetisini tamamen kaybetmesine yol açacak hafızasını mahvedebilirsin. Open Subtitles اذا عملت العملية, من الممكن ان يخسر النطق بالكلام,
    - O ne demek şimdi? Patronunun epey para kaybetmesine sebep oldun. Open Subtitles لقد قمت بجعل الموزع يخسر الكثير من المال
    Onun yüzünden, Malefiz'in çocuğunu kaybetmesine neden olan yola girdik. Open Subtitles بسببه سلكنا درباً أدّى لخسارة ابنة (ماليفسنت)
    Dolar'ın Yen karşısında değer kaybetmesine neden olabilirsin. Open Subtitles أنت سَتَكُونُين خطر على الدولار مقابل الـ (ين)؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد