Baş aşağı tepeden kaymak benim için eğlenceli değil. | Open Subtitles | لا تتمثل فكرتي عن المتعة في التزلج والوقوع بمؤخرتي في صدع |
-Hayır, paten kaymak istiyorum. | Open Subtitles | يمكنني أخذه. لديّ حذاء التزلج في السيارة بالفعل |
Pist temizleme makinesi varken paten kaymak yasaktır. | Open Subtitles | ألا تعرفين أي شيء؟ ممنوع التزلج أثناء وجود كاسحة الجليد بالخارج. |
Neden yerin üstünde kayayım ki yerin altında kaymak daha eğlenceli. | Open Subtitles | لماذا التزحلق على نصف أنبوب، عندما يمكنك التزحلق على أنبوب مجاري؟ |
İçeri ilk sen kaymak ister misin? | Open Subtitles | أتريدين الإنزلاق إلى الداخل أولاَ ؟ |
Manda yoğurdunda bir parmak kaymak olur. | Open Subtitles | هناك كمية جيدة من القشدة في لبن الجاموس. |
Sol tarafta hokey oynayabilirsiniz. kaymak için sağ tarafı kullanın. | Open Subtitles | من يريد لعب الهوكي من هذه الناحية اما التزلج الحر فمن هذه الناحية |
Ayrıca, kaymak daha uygun ve eğlenceli. | Open Subtitles | أجل، بالحديث عن التزلج الجيّد، ركوب تلّة المبتدئين كان ممتعاً طوال اليوم، |
Ve sen kaymak istiyorsan, Git kay. | Open Subtitles | لذا يمكنني البقاء هنا في الكوخ إن أردتما التزلج أكثر |
Sadece kaymak istedim ama Jake beni götürmedi. | Open Subtitles | لقد اردت التزلج لكن جيك لم يرد ان يأخذنى |
Tek başına kaymak, kafeteryada yanına kimsenin oturmadığı ezik olmakla aynı şeydi. | Open Subtitles | في التزلج يعادل كونك الفاشل الذي لا يرغب أحد بالجلوس معه في الكافيتريا |
Şimdi tek yapmam gereken kaymak. | Open Subtitles | الآن كلّ ما يجب أن أفعله هو التزلج |
Ya biri gerçekten buraya gelir ve kaymak isterse ne olur? | Open Subtitles | ماذا سيحدث لو أن أحدهم أتى إلى هنا وأراد التزحلق فعلا ؟ |
İnsanlara yardım etmek istedim ve o harika direklerden aşağı kaymak istedim. | Open Subtitles | أردت مساعدة الناس ونعم أردت التزحلق على هذه الأشياء |
Lağım kanallarında kaymak varken basit bir platformda neden kayarlar ki? | Open Subtitles | لماذا التزحلق على نصف أنبوب، عندما يمكنك التزحلق على أنبوب بالوعات! |
İçeri ilk sen kaymak ister misin? | Open Subtitles | أتريدين الإنزلاق إلى الداخل أولاَ ؟ |
Ben değil, oğlan istiyor bal kaymak. | Open Subtitles | هذا ليس أنا يريد الولد القشدة والعسل |
"İnsanlar durup bize bakıyorlar çünkü o Bay kaymak ve ben şimdi onun karısıyım." | Open Subtitles | الناس ينظرون إلينا كثيراً لأنه السيد (لاسى) وانا الآن زوجته |
- Galiba üstü kaymak tutmuş onun. | Open Subtitles | أعتقد أن هذا تخثّر |
En iyisi kaymak ya da yağ yapmak. Perakende satarım. | Open Subtitles | الأفضل لهم أن يخلطوا الزبدة مع القشطة وبيعها بالتجزئة |
Yavaşça o kaymak gibi elleri taşrada küçük bir kasabada yaşayan herhangi birinin ellerine dönüşmüştü. | Open Subtitles | ببطئ تلك الأيدي الناعمة تجولت الى زوجين من الأيدي التي تنتمي الى أحد هذه الجالية الريفية الصغيرة. |
Paten kaymak hakkında ne derler bilirsin. | Open Subtitles | وتعرفين ما الذي يقولونه عن التزلّج |
Temizlenmemiş. Operasyon. kaymak. | Open Subtitles | غير نظيف، عمليات، تخثير |