Dünyada yaklaşık 1 milyar insan hayvanlardan alınan ana protein kaynağı olarak balıklara bağımlı. | TED | وتقريباً مليار شخص حول العالم يعتمد على الأسماك كمصدر رئيسي للبروتين الحيواني. |
Bir milyar insan ihtiyaç duydukları hayvansal proteinin ana kaynağı olarak balıklardan besleniyor. | TED | بليون انسان يعتمدون على الاسماك كمصدر رئيسي للبروتين الحيواني. |
Aslında akbaba besin kaynağı olarak ölüme bağlı olan dünyadaki tek hayvandır. | TED | في الحقيقة، النسور هي الحيوانات الوحيدة في العالم التي تعتمد على الموت كمصدر قوتها. |
Engellere bir yaratıcılık kaynağı olarak bakmak benim hayatımın akışını değiştirdi. | TED | النظر إلى المقيّدات كمصدر للإبداع غيّر مجرى حياتي. |
Fakat düzgün şekilde işlerseniz güç kaynağı olarak kullanılabilir. | Open Subtitles | إذا عرفتَ طريقةَ تفاعله، يُمكن أن يُستخدم كمصدرٍ للطاقة. |
Etrafımdaki insanların destek ve sevgileriyle sarılmıştım ve beni bir ilham kaynağı ilham kaynağı olarak görmüşlerdi. | TED | كنت محاطة بهذا الحب والدعم من الأشخاص الذين من حولي، وكانوا ينظرون إلي كمصدر للإلهام. |
Enerji kaynağı olarak kullandığı moleküler hidrojen ile CO2'i metana çevirir. | TED | إنه يأخذ ثاني أوكسيد الكربون إلى الميثان مستخدماً جزيء الهيدروجين كمصدر للطاقة. |
Eğer bu resim dünyanın fakirliğini betimliyorsa, o zaman yarısından çoğu temel geçim kaynağı olarak çiftçilik yapıyor. | TED | ان كانت هذه الصورة تمثل فقراء العالم، اذن فاكثر من نصف العاملين بالزراعة كمصدر اساسي للدخل. |
Temel enerji kaynağı olarak hala odun, kömür ve tezek kullanan bir sürü fakir ülke var ve bunlar temiz yakıtlara ihtiyaç duyuyorlar. | TED | هناك الكثير من الدول الفقيرة التي ما زالت تستخدم الخشب والروث والفحم كمصدر رئيسي للطاقة، وهم بحاجة إلى الوقود الحديث. |
Harlem'de geçen bu kitap kiliseyi hem baskı hem de umut kaynağı olarak ele alıyor. | TED | في حيّ هارلم، سرد الكتاب دور الكنيسة كمصدر سلبي للقمع وأيضًا كمصدر إيجابي للأمل |
Fakat, mineral güç kaynağı olarak büyük bir potansiyele sahip. | Open Subtitles | و لكن المعدن نفسه يبدو مبشرا كمصدر للطاقة |
Belki biri iblisleri öldürüp onları ucuz et kaynağı olarak kullanıyordur. | Open Subtitles | أعني ربما شخصاً يقتل الشياطين ويستخدمهم كمصدر رخيص للحم |
Eğer sessiz kalırsak, Pangara'lılar Egeria'yı ölene kadar ilaç kaynağı olarak kullanmaya devam edecekler. | Open Subtitles | إن بقينا صامتين، البانجريين سيستخدمون إيجيريا كمصدر لعقارهم حتى تموت |
Bu onu bir enerji kaynağı olarak üzerinde çalışmaya devam etmek için önemli kılıyor. | Open Subtitles | هذا يجعله جدير بالدراسة كمصدر طاقة محتمل |
Labaratuarım dip-uzay araştırmalarında kullanmak üzere güç kaynağı olarak kullanılabilecek sezyum üreteçleri üzerine deneyler yapıyor | Open Subtitles | .. أجرىينا تجربة مولدات السيزيوم كمصدر للطاقة في مسبار الفضاء العميق |
Yok olmuş. Ve onun vücudunu karbon kaynağı olarak kullanıyorlar. | Open Subtitles | بل مُلتَهم، إنهم يستخدمون جسده كمصدر للكربون |
Ya da Eskiler'in enerji kaynağı olarak kullandığı süper ağır bir element. | Open Subtitles | أو عنصر ثقيل جدا القدماء استخدموه كمصدر للطاقة |
Sindirim sistemini kan kaynağı olarak kullanıyor. | Open Subtitles | الجنين يستخدم أمعاءها كمصدر للتروية الدموية مما سبب النزف الشرجي |
Ancak hem onlar hem bizim için asıl önemli olan şey Downton'ın bir istihdam kaynağı olarak devam etmesi değil mi? | Open Subtitles | لكن أليس الشئ الأكثر أهمية بالنسبة لهم، أو لنا "هو الحفاظ على "داونتون كمصدرٍ للتوظيف؟ |