Çünkü diyor ki, bir kaz gibi düşünüyor --- ve aslında bunu kanıtladı, kendini beğenmişlik değil, kanıtladı bunu -- kazlar, küçük meralara hapsolduklarında yönetildiklerini düşünüyorlar. | TED | لانه كما أخبرني احس بأن الأوز واثبت ذلك لي ليس فقط كفكرة ولكن بالبرهان ان الاوز تحس بالتلاعب عندما يتم سجنها |
Bak, Danny, kazlar. Sürüler halinde kuzeye uçuyorlar. | Open Subtitles | إنظر يا دانى ، الأوز شلات خيوط منهم تطير شمالا |
Bir gün Noel'de hindi yersiniz, sonraki gün biliyorsunuz Lord'lar sıçrıyor ve kazlar yumurtluyor. | Open Subtitles | في يوم تأكل ديك رومي و اليوم الآخر أنت تعرف ؟ الطيور تهاجر بينما الأوز يضع بيضه |
Tıpkı şahinler gibi kazlar da göçmen kuş rotası denilen bilindik güzergâhlardan geçiyor. | Open Subtitles | مثل الصقور ,أوز الثلوج تسافر على طرق محددة المعالم. تعرف بطريق الطيور المهاجرة. |
Tüm kazlar arasından birbirlerini seçiyorlar ve ölüm onları ayırana kadar birlikte kalıyorlar. | Open Subtitles | يختاران بعضهما من بين جميع الإوز في العالم ويبقيان سوية حتى يفرقهما الموت |
Bahar zamanı, kazlar kuzeye doğru uçuyor olmalılar. | Open Subtitles | إنه فصل الربيع ، لذا الإوزات لابد أنها تطير متجهة نحو الشمال |
"Bütün evcil kazlar uçamaz hale getirilmek zorundadır." | Open Subtitles | ينص على أن الأوز المنزلى يجب أن يمنع من الطيران |
kazlar takip ediyorsa, belki nadir bulunan kuşlar da öğrenebilir. | Open Subtitles | وإذا نجح الأوز فى ذلك فيمكن لطيور أخرى مهددة بالإنقراض كالبجع الترومبى وغيرها |
Burada, kazlar yere nispeten daha güvenle yuva yapabilir. | Open Subtitles | هنا، الأوز يُمْكِنُ أَنْ يُعشعشَ على الأرضِ في أمانِ نسبيِ |
kazlar yaz sonuna ve kış onları güneye sürene kadar tundrada otlamaya devam edecek. | Open Subtitles | الأوز سَيَستمرُّ برِعاية التندرا حتى النهاياتِ الصيفيةِ، ثم سيُجبرونَ للتَوَجُّه جنوباً في الشتاء. |
Bu lanet olası kazlar niçin içeride, Maureen? | Open Subtitles | لماذا هذه الأوز اللعينة فى الصالة يا مورين? |
Parktaki aptal kazlar var ya, temizlenmesine yardımcı oluyor. | Open Subtitles | أيضاً هل شاهدت الأوز المزعج في الحدائق العامة؟ |
kazlar havada kalıp süratlerini koruyarak daha kuzeydeki verimli topraklara ulaşmak için sıkı kanat çırpmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب على الأوز ان ترفرف بقوة وبشكل سريع لتبقى عاليا وتندفع الى الأمام نحو الأراضي الخصبة التي تقع إلى الشمال. |
kazlar için motor şaşkınlık verici, ama Christian ın güven verici varlığı korkacak bir şey olmadığını doğruluyor. | Open Subtitles | بالنسبة لفراخ الأوز, المحرك مفاجأة الى حد ما, ولكن شخصية كريستيا تعيد طمأنتهم ليس هناك ما يدعو للخوف. |
Ayı kanatlarına almış Uçan yabani kazlar | Open Subtitles | أوز بري و هو يطير و ضوء القمر يتخلل أجنحته |
Ayı kanatlarına almış Uçan yabani kazlar | Open Subtitles | أوز بري و هو يطير و ضوء القمر يتخلل أجنحته |
Misisipi rotasını izleyen Mavi kazlar Nebraska üstünden geçiyorlar. | Open Subtitles | تأخذ أوز الثلوج طريق الميسيسيبي للمرور عبر نبراسكا. |
Fransada ise genç kazlar ilk uçuşu için hazırlanıyorlar. | Open Subtitles | صوت المزمار مرة اخرى في فرنسا, الإوز الصغار يستعدون لأول طيران. |
Tıpkı vahşi kazlar gibi anneleri yolu gösteriyor. | Open Subtitles | تماما مثل الإوز البرية, الأم تبين لهم الطريق. |
O kazlar saldırdığından beridir, korna sesine dayanamadığımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعلم أنّي لا أطيق سماع بوق السيارة منذ أن هاجمتني تلك الإوزات |
Hava açar açmaz kazlar kutup bölgesindeki üreme alanlarına kalan son kısa mesafeyi de aşıyorlar. | Open Subtitles | عندما يكون الطقس صاف تفعل الاوزة وثبتها القصيرة والاخيرة. نحو منطقة التكاثر في القطب الشمالي. |
Açık su alanı daraldıkça, kazlar daha da yakınlaşmak zorunda kalıyorlar. | Open Subtitles | حين تنحسر المياه شيئًا فشيئًا تضطر الإوزّ للتراصّ تدريجيًا |