Bence atlara baktı diye bu yaşlı keçiye eşit pay verilmesi çok fazla. | Open Subtitles | ولقد خصصت حصة لتلك الماعز الكبيرة من أجل مراقبة الخيول وهذه حصة كبيرة |
Olaylar nasıl başlamışsa başlasın o keçiye kötü şeyler olmuş olması fikri aklımdan çıkmıyor. | Open Subtitles | مهما كانت تلك القصّة الأولى، لا يسعني إلاّ أن أفكّر أنّ هناك أمور فظيعة حدثت لذلك الماعز. |
Ama bu yıl biz bu keçiye bir isim de verdik. | Open Subtitles | ولكن هذه السنة ,فكرنا في منح الماعز اسما |
- Boğazımı sıkmayı bırak, yoksa kusacağım. - keçiye benziyor. | Open Subtitles | أخرجه من حلقي , سوف أتقيأ يمكن ان تكون عنزة |
Adı "Önden Buyrun" olan bir keçiye oynarsan olacağı bu işte. | Open Subtitles | ماذا تتوقع حين تراهن على عنزة اسمها بعدك ؟ |
Tam bu sırada yaramaz bir velet elindeki sopasıyla keçiye vurunca, keçi babanın kalçalasına geçirdiği gibi onu 3 metre uzağa çifteledi. | Open Subtitles | ومن ثم أزحت العنزة أباك بقرنيها مسافة ثلاثة امتار |
O kulaktan DNA'sını çıkardılar, klonlanmış yumurtasını bir keçiye naklettiler, keçi hamile kaldı ve yaşayan bebek bir Bucardo doğdu. | TED | أخذوا الحمض النووي من أذنها زرعوه بما يشبه البويضة المستنسخةوخصبوا به ماعز مرت فترة الحمل عادية ليولد بوكاردو صغير. |
Lâkin şimdilik, o ihtiyar keçiye istediğini sağlamalısınız. | Open Subtitles | ولكن الان يجب ان تعطوا ذلك الماعز العجوز ما يريد |
Joe'ya, o keçiye ne olduğunu söylersen ölüm senin de hayatının bir parçası olur. | Open Subtitles | إذا اخبرت جو مالذي حدث لذلك الماعز سيكون الموت جزء من حياتك |
keçiye sor sana açıklasın. | Open Subtitles | اطلب من الماعز أن تشرح لك ذلك. |
"Araştırmalarım sırasında keçiye benzeyen bir yaratığı gözlemledim." | Open Subtitles | "لقد تبعتُ و لاحظتُ مخلوقاً يشبهُ الماعز |
Ama cazibeye kapılıp bu savaşı kaybeder, keçiye binmeyi tercih edersek çekeceğimiz eziyeti biliyoruz. | Open Subtitles | ولكن إذا خسرنا معركتنا بالإغراء وآخترنا ركوب الماعز عندها سنعلم العذاب الذي سيكون علينا! |
Garip bir keçiye benzeyen. | Open Subtitles | واحد الذي يشبه الماعز على شكل غريب. |
Kafadaki kan bir keçiye ait. | Open Subtitles | اذا , الدم على الراس كان من عنزة |
Lily Teyzenizin bir çiftçiyi konuşması için sınıfına davet ettiğini ve o çiftçinin bir keçi getirdiğini ve tüm sınıfa günün ilerleyen saatlerinde keçiye ne yapacağını anlattığını ve Lily Teyzenizin merhamet duygularının kabarıp kaderini değiştirmek için o keçiyi adamdan satın aldığını. | Open Subtitles | بشأن قيام (ليلي) بإحضار مزارع محلي" "ليتحدث إلي فصلها ، وكيف أنه أحضر عنزة وكيف أنه أخبر الفصل بأكمله ما سوف " "يفعله بهذه العنزة لاحقاً في ذاك اليوم وكيف أن عمتكم (ليلي) بدافع الرحمة" "اشترت العنزة من الرجل من أجل تأجيل ذبحها |
Daha çok eşeğe ya da keçiye benziyordur. | Open Subtitles | بل هو شيء أقرب إلى الحمار أو العنزة |
Peki çift başlı keçiye ne diyorsun? | Open Subtitles | -ماذا عن تلك العنزة ذات الرأسين؟ |
iki farklı canlı türü arasındaki hücre, doku veya organ naklini açıklayan bebekler üzerinde çalışıyor, ve ayrıca, birkaç sene öncesinden, keçiye örümcek geninin verilmesi. | TED | انه يعمل على الدمى التي تفسر زراعة الأعضاء من عدة سنوات أيضا نقل جينات من عنكبوت إلى ماعز |
Bir yarasaya,bir keçiye, ya da bir nun rahibesinin kıçına. | Open Subtitles | أو خفاش، أو ماعز أو موخرة راهبة |
O yaşlı keçiye karşı durmak yaptığım en iyi şeydi. | Open Subtitles | مواجهة ذاك التيس العجوز, كان أفضل شيء فعلته على الإطلاق |