ويكيبيديا

    "kemik" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العظام
        
    • عظمة
        
    • عظم
        
    • العظمي
        
    • عظمية
        
    • العظمية
        
    • عظمي
        
    • العظمة
        
    • للعظام
        
    • العظم
        
    • بون
        
    • وعظام
        
    • بعظمة
        
    • عظماً
        
    • عظام
        
    Bu yaklaşıma, yaşayan organizma içinde biyoreaktör adını verdik ve bu yaklaşım sayesinde çok büyük miktarlarda kemik ürettik. TED وهذه المقاربة ندعوها المفاعل حيوي داخل الكائن الحي، وقد استطعنا أن ننتج كميات هائلة من العظام باستخدام هذه الطريقة.
    Yani sadece kırmızı ışıkla kemik ve bedenlerimizin içini görebiliyoruz. TED لذلك باستخدام الضوء الأحمر نستطيع المرور عبر الجمجمة، العظام واللحم.
    Sonunda,iki kemiğin arasında bulunan Menisküs tamamen yırtılmış ve kemik çatlamış. TED الغضروف المفصلي ما بين العظام تمزق تماما و العظم نفسه تحطم.
    Polis raporunda kafatasının yanında ikinci bir kemik bulunduğu yazıyor. Open Subtitles كلا، تقرير الشرطة يقول إنهم وجدوا عظمة ثانية قرب الجمجمة
    Dr. Brennan, tam olarak ne olduğunu bilemediğim fazladan bir kemik parçası buldum. Open Subtitles أيتها الطبيبة برينان لقد عثرت على قطعة عظم زائدة لا يمكنني التقرير عنها
    Paranın mutlaka yardımı dokunurdu ama kardeşimin kemik iliği nakli olması gerekiyor. Open Subtitles حسنٌ، المال بالقطع يساعد، لكن أخي يحتاج إلى عملية زرع النخاع العظمي.
    Joe, beni yemeden önce kuçu kuçuya biraz kemik getir. Open Subtitles جو قد أحضر بعض العظام إلى باتش قبل أن يأكلني
    Eğer gerçekten bir yamyamsa ona kemik kanseri olduğumu söylerim. Open Subtitles وماذا لو كان يأكل البشر.. سأخبره أنني مصاب بسرطان العظام
    Son aşama meme kanseri, sırtı ve bacaklarında kemik metastazı. Open Subtitles سرطان الثدي في نهاية المرحلة، العظام ميتس لها الظهر والساقين.
    Önem verdiğin kemik parçalarıyla ilgili söylemek istediğin bir şey var mı? Open Subtitles نعم, اي شيء تريدين إخبارنا به بخصوص قطع العظام التي تهتمين بها؟
    kemik çatırtısını andıran seslerden başka bir şey duymak mümkün değil. Open Subtitles يمكن للمرء أن يسمع صوت العظام وهي تتكسر في تلك المباراة
    Karanfil içen ve kemik iliği yiyen sanatçı görünümlü bir hatunla çıkmıştı. Open Subtitles هناك الفتاة المهتمة بالفنون التي واعدها التي تدخن القرنفل وتأكل نخاع العظام
    Ameliyat daha fazla kemik büyümesine ya da faydadan çok zarara neden olur. Open Subtitles من الواضح أن الجراحة ستسبب نمو المزيد من العظام و ستحدث ضرراً أكثر
    Kız ergenlik çağında, kemik yapımı ve yıkımı da yükseltmiş olabilir. Open Subtitles إنّها مراهقة، مما يعني نموّ العظام وبالمقابل تدميرها، يمكننا تجاهل ذلك
    Bu kadın tek bir tane bile romantik kemik yok vücudunda. Open Subtitles حسنا تلك التى رأيتها لا تملك عظمة رومانسية واحدة بداخل جسدها
    Insan elinde 27 kemik oldugunu bildigini biliyorum. Bu biraz zaman alacak. Open Subtitles واثق أنكَ تعرف بوجود 27 عظمة باليد البشرية، قد يستغرق هذا فترة.
    FBI adli tıp ekibi bir milyon kadar kemik parçası getirdi. Open Subtitles فريق الأدلّة الجنائيّة للمباحث الفيدراليّة سلّم للتو قرابة المليون قطعة عظم
    Ama vücudumuzun hemen her yerinde yetişkin kök hücreler var. Biz bunları, benim alanımda kemik iliği naklinde kullanıyoruz. Geron, daha geçen yıl insan embriyonik kök hücrelerini TED لدينا أيضا خلايا جذعية بالغة في جميع أنحاء الجسم. في مجال عملي، نستعمل هذه الخلايا لزرع النخاع العظمي. بدأ غيرون ، خلال السنة الماضية فقط، أول محاولة
    Bu üzerinde çalıştığım fosilleşmiş kemik kalıntıları Dallas'taki patlama alanından elde edildi. Open Subtitles تلك أجزاء عظمية متحجرة تم جمعها من موقع القنبلة في دالاس
    Vücudun kendi salgıladığı bazı biyokimyasal maddelerin kemik dokusunu böyle eritme özelliği vardır. Open Subtitles بعض الكيميائيات الحيوية التي يطلقها الجسد تكون لها القدرة على إذابة الأنسجة العظمية
    Uzun boylu, geniş omuzlu, bir deri bir kemik gibi inceydi. Open Subtitles كان طويلاً بأكتاف عريضة و كان رفيعاً رفيعاً جداً كأنه عظمي
    Ne cins bir kemik olduğunu bilmiyorum, ama inkar etme. Open Subtitles لست متيقناً ما هو نوع هذه العظمة, لكن لا تنكري
    Bir düşünün: 2013'te, milenyumun ikinci 10 yılında, eğer bir kanser teşhisi ile ilgili endişeleriniz varsa doktorunuza gidersiniz, kemik taramaları biyopsiler ve kan testleri yaptırırsınız. TED تخيلوا ذلك : في عام ٢٠١٣ العقد الثاني من الألفية وقد ساورك الشك بشأن الإصابة بالسرطان فذهبت للطبيب ، وأجريت مسحا للعظام وتحليلا للخلايا، واختباراً للدم
    Ve bu kemik süslenmiştir, ışığın kafatasından saçılmasıyla gördüğünüz gibi, boşluklarla, yani soluduğumuz havayı ısıtan ve nemlendiren sinüsler ile. TED وهذا العظم يتخلله، كما ترون، ضوء ساطع من خلال الجمجمة مع تجاويف والجيوب الأنفية، التي تدفئ وترطب الهواء الذي نتنفسه.
    Ona Bone diyorum çünkü vurduğunda kemik kırar. Open Subtitles أطلق عليه (بون) لأنّها طريقته في كسر العظام عندما يضرب
    Daha fazla yaralanma ve kırık kemik bulmayı bekliyorum. Open Subtitles أنا أتوقع العثور على سبعة إصابات أخرى وعظام محطمة
    İyi bir köpek olduğumda ara sıra bir kemik atarlar önüme. Open Subtitles وعندما اكون كلبا جيدا فإنهم احيانا يلقون لي بعظمة
    Jason o pire torbasına etli kemik mi verdi? Open Subtitles أعطىَ جيسن ذلك المغفّلِ عظماً يوجد عليه لحماً؟
    Zaten günümüzde yapılabileciğini bildiğiniz birşey, kemik dokusu geliştirmek, ki bundan bir evlilik yüzüğü yapabilesiniz, sevdiğiniz insanın kemik dokusundan - gerçekten. TED شئ يمكن أن يصنع بالفعل هو أن تصنع أنسجة عظام لكي يمكنك صناعة خاتم للزواج من أنسجة عظام الشخص الذي تحبه نفسه

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد