Evet, saat 1'de bir sosyal yardımcı Kevin'i öğle yemeğine götürmüş. | Open Subtitles | نعم، موظف خدمات إجتماعية خرج مع كيفين للغداء في 1: 00. |
Bilmem, ama biri Kevin'i benden alıyor olsaydı hayatımın sona erdiğini hissederdim. | Open Subtitles | لكن اذا حاول اي شخص أخذ كيفين مني ساشعر بانها نهاية العالم |
Benim anlaşmam ise Kevin'i alıp, Nate'e bunun son olduğunu söylemekti ki böylece sigortamuz hiçbir şekilde zarara uğramayacaktı | Open Subtitles | نهايتي في الاتفاق هو إبادة كيفين للاولى ، أثبت لنيت انني في الاسفل للمدى البعيد للثانية تأسيس وثيقة تأمين |
Lütfen Kevin'i çağır. Kevin! | Open Subtitles | اريد ان اتكلم مع كيفين اطلبية الان من فضلك |
Kevin'i özlediği için garip davranıyordur belki diye düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت انه يتصرف بغرابة لأنه مشتاق لكيفن |
Kevin'i korumak için seçilenin kendin olduğunu sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقد بأنّك الواحد الذي إختر حماية كيفين. |
Murray, Lenny, Kevin'i tanıyorsunuz. Kevin, bu Dan. | Open Subtitles | يا موري, ليني, انكما تعرفان كيفين يا كيفين, هذا دان |
Ama niye Kevin'i öldürdüler? Niye daha fazla para vermediler? | Open Subtitles | لماذا يقتلون "كيفين" اذا كانوا يستطيعون عرض عليه ثمن آخر؟ |
Benim gibi. Bu yüzden sahte polis tuttuk. Kevin'i dolaba kilitlkedik. | Open Subtitles | لذا، إستأجرنا شرطيا مزيف ونحن ربطنا كيفين ووضعناه في الحجرة. |
Daha sonra, bir bahaneyle, Vicki, Kevin'i uyandırdı. | Open Subtitles | بعد ذلك وبعذر كاذب فيكي أيقظت كيفين كيفين مرحبا |
Kevin'i alacağız, Zoe'yi alacağız ve hala yapabiliyorken, bu oyundan çıkacağız. | Open Subtitles | حسنا سناخذ كيفين وزي وسيكون علينا البقاء بعيدا ما استطعنا عن هذا الجحيم |
Kevin'i ziyaret etmeye geldiğimde oraya giderdim. | Open Subtitles | اعتدت الذهاب لهناك عندما آتي للزيارة وكان كيفين يطلب مني أن أبقى |
Kevin'i 20 yıldır bir gösteri derneğinin başkanı, ve üç çocuk babası... | Open Subtitles | لطالما تصورت كيفين ان يكون رئيس جمعية المجتمع |
Artık sevgili Kevin'i son uykusuna uğurlayalım. | Open Subtitles | الأن دعونا نرسل المحبوب كيفين لمثواه الأخير بنثر رماده |
Ona gelip Kevin'i almasını söylediler. | Open Subtitles | و أخبروها بالمجيء لأخذ كيفين من مخفر المنتزه المركزي |
Ben erkeği, siyah Kevin'i gözledim. | Open Subtitles | شاهدت الولد الأسود كيفين وكان لديه خدش في الوجه |
Batı tarafına gidiyorduk. O zaman Kevin'i gördüm. Kevin'i o zaman mı gördün? | Open Subtitles | كنت عند الناحية الغربية عندما رأيت كيفين عندما رأيت كيفين؟ |
Kevin'i beklerken bu bizim eğlencemiz olacak. | Open Subtitles | في الوقت الذي ننتظر فيه كيفين هذه ستكون متعتنا |
Saldırgan, çeteye tüm mermileri boşaltır ve Kevin'i takip etmek zorunda kalır ve onu ölümüne döver. | Open Subtitles | مطلق النار استخدم كل ذخيرته لينسف الثلاثي وكان عليه مطاردة كيفين للاسفل وحاول ضربه حتى الموت. |
Kevin'i özlüyorsun demek. | Open Subtitles | اذن انت مشتاق لكيفن |