Bakın, onun tanık olduğunu söyledim ama, ...çocuğu bulan kişi o. | Open Subtitles | اسمع، لقد أخبرتُ بإنه الشاهد، إنه هو من عثر على الفتى. |
Çünkü işin sonunda takımın seçimlerinden sorumlu olan kişi o. | Open Subtitles | لأنه هو الذي هو في النهاية المسؤولة عن يختار الفريق. |
Geçmişim ve annem hakkında bana cevaplar sunabilecek tek kişi o. | Open Subtitles | إنه الشخص الوحيد الذي بإمكانه منحي إجابات بشأن ماضيّ ، وأمي |
Eğer birini öldürseydim, oturma odamın zeminine cesetleri gömmeme yardım etmesi için arayacağım kişi o olurdu. | Open Subtitles | , لو أنني قتلت شخص ما هي من سأتصل بها من أجل اخفاء الجثة معي |
Bu işin yürümesini istiyorsan, memnun etmen gereken kişi o. | Open Subtitles | هذا هو الشخص المطلوب اسعاده اذا أردتى ان ينجح الأمر |
İçinizde halka açık yerde bana ateş etmeyecek tek kişi o. | Open Subtitles | انه الشخص الوحيد الذى لن يطلق النار فى مكان عام |
Annesini bulursan onu da bulursun. Güvendiği tek kişi o. | Open Subtitles | جد أمه، وحينها ستجده، إنها الشخص الوحيد الذي يثق به |
Seni bodruma kilitleyen kişi o. Kafanın içini pislikle dolduran o. | Open Subtitles | هي التي اغلقت عليك في تلك الغرفه هي التي ملئت راسك بالتفاهات |
Geçmişimizi bize karşı kullanacak kadar iyi bilen tek kişi o. | Open Subtitles | بيلي هي الشخص الوحيد الذي يعرفنا كفاية ليستخدم ماضينا ضدنا |
Sadece anlamanı istiyorum korkman gereken tek kişi o değil. | Open Subtitles | أريدك أن تعي أنّه ليس هو من يجب أن تخشاه. |
Çocuklar, zaman geldi. Bu o, büyüyü yapan kişi o. | Open Subtitles | شباب فى الوقت المناسب أنه هو من كان ينطق هذه اللعنه |
İlgilenmemiz gereken kişi o, ben değilim. Benim için yapılacak bir şey yok. | Open Subtitles | أنه هو من يجب أن نهتم به هذا ليس له علاقة بي |
John arkadaşı hademe onu mutlu edecek çünkü bunu yapabilen tek kişi o. | Open Subtitles | جون الودود الطيب هو الذي سيجعلها سعيدة لأنه الوحيد القادر على ذلك |
Yardım etmeyeceğim kişi o değil, sensin. | Open Subtitles | ليس هو الذي لا أُريد أن أُساعده. إنهُ أنت |
Ona sor. Anlatması gereken kişi o. | Open Subtitles | اسأليه , إنه الشخص الذي يفترض به إخباركِ |
Soğutma sistemini tasarlayan kişi o, öyle değil mi? | Open Subtitles | إنه الشخص الذي صمم نظام التبريد هذا، أليس كذلك؟ |
Onu tanımak falan istemiyorum. Neden bunu anlayamıyorsun? O gece ölmesi gereken kişi o olmalıydı. | Open Subtitles | لا اريد ان اعرفها الا تفهم انها هي من كان يجب ان يموت تلك الليلة |
Bu işin yürümesini istiyorsan, memnun etmen gereken kişi o. | Open Subtitles | هذا هو الشخص المطلوب اسعاده اذا أردتى ان ينجح الأمر |
Senin dostundur kendisi, bize yardım edeceğini söylemişti. Güvenebileceğimiz tek kişi o. | Open Subtitles | انه صديقك,قال انه سيساعدنا انه الشخص الوحيد الذي نثق به |
Jane. Geçmişi soru işaretiyle dolu bu binadaki tek kişi o. | Open Subtitles | إنها الشخص الوحيد بذلك المبنى ، الذي يُعد ماضيها علامة إستفهام |
Bu da demek oluyor ki, emre itaatsizlik eden kişi o değilmiş. | Open Subtitles | هذا يعني أنها على الأرجح ليست هي التي عصت أوامر والدك |
Ameliyatı benim yapacağım şekilde yapacak olan tek kişi o. | Open Subtitles | هي الشخص الوحيد الذي سيفعلها كما سأفعلها أنا. |
Köprü yıkıldıktan sonra bu adaya gelmeyi başaran tek kişi o. | Open Subtitles | إنّه الشخص الوحيد الذي وصل إلى هذه الجزيرة بعدما تعطّل الجسر. |
Sormanız gereken kişi o. - Elimizdeki o değil ama. | Open Subtitles | أنه الشخص الذي يجدر بكم سؤاله. |
Affedersin ama burada güçlü pozisyonda olan kişi o. | Open Subtitles | أستميحك عذراً؟ إنها التي في موقع القوة هنا |
Komiseri ara. Bizimle burada buluşmasını söyle. Aradığımız kişi o. | Open Subtitles | اتصلي بالقائد ، اطلبي منه لقاءنا هنا انها الشخص المطلوب |
Onun saklandığı yeri bilebilecek tek kişi o. | Open Subtitles | "إن كان ثمّة من يعرف مكان اختبائه فهي من تعرف" |
Sörfçü'yü kurtarmalıyız. Sahip olduğu gücü anlayabilen tek kişi o. | Open Subtitles | علينا أن نحضر المتزلج , إنه الوحيد الذي يفهم قوته |