Eğer o kişiyi tanımıyorlar ise, çocuklarına ikramları geri çevirmelerini öğrettiklerini anlattı. Çünkü o kişi kendilerinden daha muhtaç olabilir. | TED | أخبرتني أنهم يعلمون أولادهم أن يرفضوا أي شيء من أي شخص لا يعرفونه لأنه ربما ذلك الشخص يحتاجه أكثر منهم. |
Hayır, asıl çılgınlık birlikte yaşadığın kişiyi seviyormuş gibi yapmaktır. | Open Subtitles | لا، الجنون هو أن تتظاهر بحب الشخص الذي تعيش معه. |
İkisi beraber yedi kişiyi öldürdüler 100.000 dolara yakın parayla birlikte kaçtılar. | Open Subtitles | الإثنان قتلا سبعة أشخاص و أفلتوا من العقاب بعد سرقة 100,000 دولار |
Hiç dört kişiyi aynı sorgu odasına koymadık. Nedenini bilmek ister misiniz? | Open Subtitles | لا نضع أربع أشخاص معا للاستجواب في غرفة واحدة، هل تعلم لماذا؟ |
Bunu izleyen aylarda, Batı Afrika, Ebola virüsü hastalığından binlerce kişiyi kaybedecekti. | TED | خلال الأشهر التالية ستفقد إفريقيا الغربية الآلاف من الناس بسبب فيروس إيبولا. |
Bir kadın ailesinde 15 belki de 20 kişiyi kaybediyor | TED | بعض النساء فقدن 15 , 20 شخصاً من افراد عائلتها |
Bir dakika memur bey, doğru kişiyi yakaladığınıza emin misiniz? | Open Subtitles | تمهل أيها الشرطي,هل أنت متأكد إنك حصلت علي الشخص الصحيح؟ |
10 yıldır yinelenen kayıp ve acı rüyaları aynı kişiyi öne çıkarır. | Open Subtitles | الأحلام المتكررة من الخسارة والألم لمدة عشر سنوات ويتشارك فيها نفس الشخص |
Yanlış kişiyi takip edecekler ve onun parayı bana getirdiğini düşünecekler. | Open Subtitles | ..و هم سيراقبون الشخص الخطأ يعتقدون أنها سوف تحضر المال لي |
Bilgilere göre gerçek kişiyi ikizinden ayırmanın tek yolu göz taraması yapmakmış. | Open Subtitles | تشير البيانات إليها الطريق الوحيد للتمييز الشخص الحقيقي من الضعف بمسح بصري. |
Eğer bu çekiciyi sahile götüren kişiyi bulursak, bazı cevaplar alırız. | Open Subtitles | إذا وجدنا الشخص الذي أخذ هذه الرافعة إلى الشاطيء سنجد الإجابات |
Her sabah uyanıp da yanında yatan kişiyi görmemenin ne olduğunu bilmiyorlar. | Open Subtitles | لا يعلمون كيف هو ان تقوم كل صباح ولاترى هذا الشخص بجوارك |
Dinle, 3 kişiyi öldürdüklerini gördüm. Ve karım 4. olmayacak. | Open Subtitles | اسمع لقد رأيتهم يقتلون ثلاثة أشخاص ولن تكون زوجتي الرابعة |
Tehlikeli bir hasta, şiddet eğilimli. Bizim bildiğimiz yedi kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | إنها مريضة خطيرةٌ وعنيفة لقد قتلت سبعة أشخاص على حد علمنا |
Bu sırada bu puşt da iki haftada yedi kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | في هذه الأثناء, هذا اللعين قد قتل سبعة أشخاص في أسبوعين. |
- Bir milyon kişiyi, beş milyar kişiyi. - Ne? | Open Subtitles | نعم ، ملايين الاشخاص خمسة ملايين من الناس ماذا ؟ |
Bu da Guinness Rekorlar Kitabından gelmiş, beni tebrik ediyorlar... en fazla kişiyi vurup öldüren kadın FBI ajanı olduğum için. | Open Subtitles | هذه رسالة من كتاب غينيس للأرقام القياسية يهنءونني فيها على حصولي على لقب العميلة الفدرالية التي قتلت أكبر عدد من الناس |
Karantina bölgesinin dışında, yeni hastalık salgını 27 kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | خارج منطقة الحظر تسبب هجوم جوي جديد بمقتل سبعين شخصاً |
İki kişiyi kaldırmaz. Sallanmasını engelle yeter. Ben kendi kayışımı yolluyorum. | Open Subtitles | لن يتحمل ثقل شخصين حافظ عليه ثابتاً سوف أرسل لها حمالتي |
1969'den 1973'e kadar Hewitt Ailesi, Texas eyaleti sınırları içinde 33 kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | من سنت 1969 إلى 1973 قتلت عائلة هيوويت 33 شخصا في ولاية تكساس |
6 haftada 5 evi hedef aldı ve 8 kişiyi öldürdü. | Open Subtitles | لقد استهدف 5 منازل و قتل 8 اشخاص في 6 اسابيع |
Ticari açıdan başarılı olmayabilir ama pek çok kişiyi kızdırdım. | Open Subtitles | ربما لم يكن عملاً جيداً لكنني أغضبت الكثير من الأشخاص |
5.000 kişiyi beslemek ilk 2009 yılında başlattığım bir etkinlikti. | TED | إطعام 5.000 شخص هو حدث نظمته أول مرة عام 2009. |
Bu insanları katleden kişiyi yakaladığımızda, bir tek soru bile sormak istemiyorum. | Open Subtitles | عندما نمسك الرجل الذي قتل هؤلاء الناس لاأهتم لسؤاله عن أي شئ |
Bu sokaklarda iki kişiyi öldürdü. Ve üçüncüyü öldürmeye hazırlanıyor. | Open Subtitles | لقد قتل شخصان في هذه الشوارع وعلى وشك قتل الثالث |
Kim bilir şimdi kaç kişiyi öldürmeye çalışacak. | Open Subtitles | مَن يدري كم شخصًا سيحاول قتله في المرة المقبلة |
Biri kurban olarak etiketlendiğinde, o kişiyi "arızalı, lekelenmiş, aşağı" olarak sınıflandırmak çok daha kolaydır. | TED | بمجرد إعتبار شخصٍ ما ضحية، من السهولة بمكان تصنيفهم كشخص محطّم، مُهان، أقل شأنًا. |
Polis kuvvetlerine katıldığımdan beri, hiç yanlış kişiyi tutukladım mı? | Open Subtitles | هل حصل وأمسكت بالشخص الخطأ طوال فترة خدمتي؟ |
Şimdi bu gösteriyor ki patlama herhangi bir kişiyi hedef almıyordu... | Open Subtitles | الآن يبدو أنّ هذا الهجوم لمْ يكن مُوجّهاً لأيّ فرد بعينه، |