İleri görüşlü insanlardan oluşan bu harika grup yine mali olarak gerçekten muhafazakâr kiliselere bağlıydı. | TED | هذه المجموعة الرائعة من الناس متقدمي الأفكار، ومع ذلك، كنا مرتبطين ماليًا مع الكنائس المحافظة. |
Ama yine de herkes bir sürü insanın neden kiliselere koştuğunu bilirdi. | Open Subtitles | لكن عرف الجميع لمـا كان دائماً هناك حشـوداً في الكنائس |
Yüzbinlerce insan tapınak, sinagog ve kiliselere sığındı. | Open Subtitles | مئات الآلاف احتشدوا فى المعابد و الكنائس |
Hayır. Sadece kiliselere baktım. Niye ki? | Open Subtitles | لا، حتى الآن كنت أتتبع هذه الكنائس فحسب؟ |
kiliselere para akıtmayı bilirler ama topraklarınızı istila edenleri dışarı atmanız için size yardım etmezler. | Open Subtitles | ،وكل تلك الأموال التي نمنحها للكنائس في حين يجب علينا أن نساعدكم في التحرر من الغزاة الذين استعمروا أرضكم |
Aileleri katledilmişti ve kiliselere kapatılmışlardı. | Open Subtitles | لقد إخترقت العائلات الكنائس و تكدّست بها. |
Diğer kiliselere de gittim ama hep suçlu ve kirli hissederek ayrılıyordum. | Open Subtitles | ذهبتُ للعديد من الكنائس... لكن دوماً كان تخلّف لي الشعور بالذنب والدناءة. |
Yarın milyonlarca insan kiliselere doluşup Tanrılarının onları cehennemin sonsuz ateşinde yakmamaları için dua edecek. | Open Subtitles | غداً ملايين البشر سيبدأون فى الاحتشاد فى داخل الكنائس ويصلون لربهم العطوف |
Genç müzisyenler Norveç'teki kiliselere dalga dalga saldırılarda bulundu. | Open Subtitles | تسبب الشباب الموسيقيين موجه من الهجمات على الكنائس في النرويج |
kiliselere ve okullara eşek yüküyle para harcadı. | Open Subtitles | ينفق الكثير من المال على الكنائس و المدارس و قد كوّن ثروة |
kiliselere bu kadar bağış yapmanızı talep ettiklerine göre, sizce Tanrı var mı? | Open Subtitles | هل لديك أن الله موجود ، و التبرع بالمال ل الكنائس ؟ |
Tüm dünyadan kiliselere sadece faks çekerek onları benim için dua etmeye teşvik etmeyi başardı. | Open Subtitles | كانقادرعلىحشد الكنائس بجميع أنحاء العالم للصلاة من أجلى ببساطةبإرسالفاكسلهم |
Eski kiliselere bakmaktan keyif alıyorum. | TED | احب النظر الى الكنائس القديمة. |
Ona gelinlik giydir. Eline henüz vefat eden kocasının resmini tutuştur. kiliselere gönder. | Open Subtitles | اجعلها ترتدي ثوب زفاف واذهب بها الى الكنائس "مع صورة لزوجها الذي " توفي للتوّ |
Ellerinden alınan kilise malları ve yıkılan kiliselere karşılık olarak görüyorlar. | Open Subtitles | عقاباً على نهب الكنائس و هدمها |
İnsanlara göre, bu çılgın adam o gün farklı kiliselere zorla girerek şarkı söylüyordu..." | Open Subtitles | هذا الرجل المجنون إقتحم الكثير من الكنائس ذلك اليوم، "يغني" |
kiliselere de bakıyoruz evet. Size söz. | Open Subtitles | سنقوم بتغطية الكنائس أيضا أعدك بذلك |
Eski kiliselere özellikle ilgiliyiz. | Open Subtitles | مع اشتياق خاص لبعض الكنائس القديمة |
Bir müzik şirketinde yönetici olduğunu ve kiliselere gidip yetenek avcılığı yaptığını söyledi. | Open Subtitles | و هو يذهب للكنائس في المنطقة لصيد المواهب |
Çiftçilere ve kiliselere para veriyorlar. | Open Subtitles | يعطون الأموال للكنائس, والمزارعين |
Ve bu heykelleri halka açık yerlere, Roma'daki kiliselere yerleştirdi. | Open Subtitles | ووضع التماثيل في العلن... في كنائس عبر روما. |