Dediğim gibi Peder, ibadetim sırasında kilisenin sessiz olmasını severim. | Open Subtitles | كما قلت ياأبي ، أحب . كنيسة هادئة عندما أصلـّي |
Tanıklarından biri terk edilmiş kilisenin önünde ölü olarak bulundu. | Open Subtitles | تحول أحد الشهود الخاصين بك وجد ميتا خارج كنيسة مهجورة |
Ses, kilisenin caddeye doğru baktığını gösteriyor, bununla birlikte, muhtemelen bir şehir merkezinde. | Open Subtitles | حجم الصوت يدل على أن الكنيسه تقع عبر الطريق وربما تكون فى ميدان |
kilisenin damındakiler tepeye ateş ederken size destek versin. | Open Subtitles | الرجال الذين على سقف الكنيسه إحضرهم ليدعموا نيرانك ضد العدو فى جانب التل |
Ve de kiliseye gitmememin nedeni de çoğu kilisenin eşcinselleri pek düşünmemesi. | Open Subtitles | وسبب عدم ذهابي للكنيسة هو أن أكثر الكنائس لا يفكرون كثيراً بالشوّاذ |
kilisenin geleceğin ne olabileceği hakkında kesinlikle kendi fikri vardı ve o geleceğe giden yolu satın alabilirdiniz. | TED | كان للكنيسة فكرتها بالتأكيد عمّا يمكن أن يكون عليه المستقبل، وقد استطتعتم فعلًا دفع تكاليف ذلك المستقبل. |
O kilisenin üyeleri kafayı yemişler! | Open Subtitles | انهم شياطين يا رجل. الراهبون والراهبات في الكنسية ليسوا معهم |
Tanıklarından biri terk edilmiş kilisenin önünde ölü olarak bulundu. | Open Subtitles | تحول أحد الشهود الخاصين بك وجد ميتا خارج كنيسة مهجورة |
Oldukça ikonik bir kulesini kasırgada kaybetmiş tarihi bir kilisenin karşısındaki sokakta yaşıyoruz. | TED | نحن نعيش على الجهة المقابلة من كنيسة تاريخية والتي فقدت برجها الشهير في العاصفة. |
Queens'te bir kilisenin bodrumunda toplum temelli bir dernek kurmadan önce Amerika'da çeşitli işlerde debelenip durdum. | TED | كنت قد تعثرت بشكل أساسي بوظائف عديدة في امريكا قبل أن أبدأ منظمة مجتمعية في قبو كنيسة في كوينز. |
Ben patron değilim ama kilisenin nasıl yapılacağını biliyorum. | Open Subtitles | أنا لست رئيس ولكن أعرف فقط كيف أريد أن أبني كنيسة صغيرة |
" kilisenin yargısına boyun eğmeyeceğini sadece Tanrı hükmünü tanıdığını söyledin." | Open Subtitles | لقد قلتى انكى لن تمتثلى لحكم الكنيسه ولكن لله فقط |
Bilginler, kilisenin otoritesi hakkında bir bilgin olmadığını tehlikeli bir biçimde Tanrı inancında yanıldığını, batılın çocuğu olduğunu, dinden uzaklaştığını şeytanları çağıran, putperest bir kafir olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بالاعتماد على هذه الوثيقه لا يوجد لديك ادراك بسلطات الكنيسه والتى افسدتيها فى مسأله الايمان |
Bu kilisenin görüp görebileceği en büyük bira şenliğini düzenliyorum. | Open Subtitles | بأعداد أكبر حفله لشرب الجعه فى تاريخ الكنيسه |
Yıllarca Sor Juana kilisenin değerli hazinesi olarak görüldü. | TED | لسنوات، اعتبرت سور خوانا كنز ثمين للكنيسة. |
Bir zamanlar dinsiz dünyasının metresi, şimdi kilisenin laik mevkisinde. | Open Subtitles | في ما مضى كانت سيدة العالم الوثني، الآن هي مقعد علماني للكنيسة. |
Emin olmak zorundayız çocuğum. kilisenin iyi bir evladı mısın? | Open Subtitles | علينا التأكد , بنيتي أنتِ ابنة صالحة للكنيسة |
Ama senin için işlediğim günahlar, kilisenin benim işim olmadığımı sana kesinlikle göstermiş olmalı. | Open Subtitles | لكن الخطايا التي أتركبتُها من أجلك يجب أن تقنعك بإن الكنسية ليست المكان المناسب لي |
kilisenin çatısı, garnizonun üst katından alçak mı, yüksek mi? | Open Subtitles | هل سقف الحامية اعلى او ادنى من سقف الكنيسة ؟ |
Yani kilisenin bu durumun varlığından... haberdar olduğunu mu düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | فإنك إذاً تؤمن بالكنيسة. هل أنت على دراية بمدى هذه.. |
Bu dünyada ve cennette, kutsal kilisenin tüm ayinlerinden ve kutsal kiliseden, onu dışlıyoruz. | Open Subtitles | ونقصيه من كنيستنا المقدسة العظمى، وكل قرابينها المقدسة بالسموات والأرض |
O adamın kiliseni desteklediğini desteklemese kilisenin burada olmayacağını da biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأن هذا الرجل أيضاً يدعم كنيستك ولن تكون هنا إن لم يكن يدعمه |
Bunu burada. tam kilisenin önünde yapmalı mıyız sence? | Open Subtitles | تَعتقدُ بأنّنا يَجِبُ أَنْ نَفعلُ ذلك هنا أمام الكنيسةِ ؟ |
Her evin kendi ruhu, her kilisenin de kendi Tanrısı vardı. İnsanlar gençti! | Open Subtitles | ,كل بيت لديه روحه العائلية الخاص به . وكل كنيسه لديها ربها |
Ben de onu kilisenin otoparkında yalnız kaldığı an haklayacağım. | Open Subtitles | "وهنالك سأخطفه عندما يكون وحيداً في موقف السيّارات في كنيسته" |
İlk olarak kilisenin bu binası yapılmış, tüm borular buradan geçiyor. | Open Subtitles | المصلى كان أول مبنى وضع وكل الأنابيب تجري منه |
Tanrının ve kilisenin huzurunda.. | Open Subtitles | وأعلنوا أمنيتكم... . أمام الله |
Her zaman kilisenin ve inancın koruyucusu olmuşumdur. | Open Subtitles | لقد كنت دائما المدافع عن الأيمان والكنيسة. |