Hala anlayamıyorum. Buraya geldiğimi kimseye söylemedim. | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم الأمر لم أخبر أحداً أني سآتي إلى هنا |
Buraya geldiğimi kimseye söylemedim. - Gitmek ister misin? | Open Subtitles | ما زلت لا أفهم الأمر لم أخبر أحداً أني سآتي إلى هنا |
Babana mı söyledin? kimseye söylemedim. Bu çocuğu tanımıyorum. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً حتى إنني لا أعرف هذا الولد |
Bunu kimseye söylemedim ama her zaman sizin mesleğinizi yapmak istemişimdir. | Open Subtitles | لم أخبر أحدا بهذا لكن كنت دائماً أود فعل ما تفعلين |
Bunu kimseye söylemedim ölümünden bir kaç ay önce bana birisiyle aşk yaşamaya başladığını söylemişti. | Open Subtitles | لم أخبر أي أحد بهذا لكن بضعة شهور قبل موتها أخبرتني أنها كانت تعاشر |
kimseye söylemedim, yani sana bir özür borcum yok. | Open Subtitles | حسناً ، لم أخبر أحد لذا ، ليس لديّ أعتذار لك |
Biliyorum. kimseye söylemedim. Endişelenme. | Open Subtitles | أعلم ، لم أخبر أي شخص ، لاتقلقي |
kimseye söylemedim. Bu çocuğu tanımıyorum. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً حتى إنني لا أعرف هذا الولد |
Bunu daha önce hiç kimseye söylemedim ama bin yıl önce aya bakıp bir astronot olmayı hayal ederdim. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً قط بهذا، ولكن قبل ألف سنة كنت أنظر إلى القمر وأحلم بأني رائد فضاء. |
-Yavaş yavaş belli oluyor. İşte kimseye söylemedim çünkü elimdeki iyi davaları kaybederim ve odamda sinek avlamaya başlarım. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً بالعمل إن فعلت لن أحظى بأي قضايا جيدة |
Olay yerinde, kurbanın boynuna mızrak işareti kazındığını gördüm, ama kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا الرمح محفور على عنق الضحية بمسرح الجريمة و لم أخبر أحداً |
Daha kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبر أحداً بعد حتى متى سأستطيع أن أتحمل هذا ؟ |
Bunu hiç kimseye söylemedim ama ben komadayken bana birşey oldu. | Open Subtitles | الآن لم أخبر أحداً قط بهذا لكن حينما كنتُ في تلك الغيبوبة ثمّة ما قد حدث لي |
Yeni bir bedenim var... ve küçük sırrımı henüz kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لدي جسم جديد... وأنا لم أخبر أحدا بسري لحد الآن. |
Bunu hiç kimse bilmiyor.Hiç bir zaman hiç kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لا أحد يعرف ذلك ، لم أخبر أحدا به |
Neyse, merak ediyorsan eğer şu anda içinde dar pembe bir iç çamaşırı olduğunu kimseye söylemedim. | Open Subtitles | على أية حال لم أخبر أي أحد أنّك ترتدي سروالًا وردي تحت ملابسك |
Bunu kimseye söylemedim ölümünden bir kaç ay önce bana birisiyle aşk yaşamaya başladığını söylemişti. | Open Subtitles | لم أخبر أي أحد بهذا لكن بضعة شهور قبل موتها أخبرتني أنها كانت تعاشر |
kimseye söylemedim ama hep küçük bir kızım olsun istedim. | Open Subtitles | لم أخبر أحد أبداً، لكن لطالما أردت فتاة صغيرة |
Bunu hiç kimseye söylemedim ben. Yani bir kişi dışında. | Open Subtitles | .. لم أخبر أي شخص بذلك ، أعني عدا |
Onu Dorne'a göndermek istediğimi kimseye söylemedim. Senden başka. | Open Subtitles | لم أخبر أحدًا أنّي سأقدّمها للدورنشيون سواك |
kimseye söylemedim çünkü şu anda formalite aşamasında ama sivilce losyonunu kaybettik. | Open Subtitles | لم اخبر احدا لانه ربما انه شكليّ في هذه اللحظة لكن "كليرسيل" قد انسحب |
Gerçekten bunu daha önce kimseye söylemedim ama... | Open Subtitles | لم أخبر احد بهذا الأمر سابقًا ولكن... |
Gerçek şu ki hasta olduğumu henüz kimseye söylemedim. | Open Subtitles | .. الحقيقة هي انا انا لم اخبر اي احد بأنني مريضة |
Duyulmasın diye kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لم أقل لأحد في العالم خوفاً بأن يكشف الأمر |
Bunu kimseye söylemedim, ama annem hep berbat dans ettiğimi düşünürdü. | Open Subtitles | أنا لم أخبر أحداً بهذا ولكن أمي في الحقيقة اعتقدت أنا رقصي كريه حقاً ؟ |
Henüz kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لم أخبر اي احد بعد آسف، رجلي الصغير |
Bunu daha önce kimseye söylemedim Tracy ama birlikte olduğum en iyi hatun sensin. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنا أبداً مَا قُلتُ هذا قبل تريسي، لكن... أنت أفضل حبيب مرّ عليّ لحدّ الآن. |
Daha önce hiç kimseye söylemedim. | Open Subtitles | لم اخبر أحد قبل هذا |