ويكيبيديا

    "klasik bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • كلاسيكي
        
    • كلاسيكية
        
    • تقليدي
        
    • كلاسيكيّ
        
    • الكلاسيكي بدون
        
    • تقليديّة
        
    • حالة معتادة
        
    70'lerden klasik bir filmi kim yeniden çekmek istiyor lan? Open Subtitles من يريد ان يعيد إنتاج فيلم كلاسيكي لعين من السبعينات؟
    Kadın: Eğer Dan bir marka olsaydı, o üstü açılan klasik bir Mercedes Benz olurdu. TED المرأة: إذا دان لبس علامة تجارية، قد يكون متحول كلاسيكي مرسيدس بنز.
    klasik bir gama retrovirüs, ama tamamen yeni; kimse daha önce görmemişti. TED انه نوع كلاسيكي من فيروس الغاما و ذلك جديد للغاية لم يره أحد من قبل قط
    Rory Stewart: Pekala, bence Libya var olan klasik bir sorunu teşkil ediyor. TED روي ستيورات : أعتقد أن ليبيا هي مشكلة كلاسيكية
    Tasarruf klasik bir ikili benlik problemidir. TED إن التوفير هي مشكلة كلاسيكية بين النفس الحاضرة و تلك المستقبلية
    Ve bence- Şu tusunami mesela: klasik bir örnek bu. TED و أعتقد ، بالنظر إلى تسونامي، و هو مثال تقليدي.
    Tepedeki Ev'in tarihinin bu kadar klasik bir şemayı izlemesini kastediyorum. Open Subtitles أعني؛ الطريق و تأريخ بيت التل يتبع نمط كلاسيكي
    klasik bir pariyi kaçırıyorsun. Open Subtitles أنت جوتا يَجيءُ في هنا. أنت مفقود حزب كلاسيكي.
    Bu, CIA'in ödevini yapmadığını gösteren klasik bir örnek daha. Open Subtitles إنه مثال كلاسيكي آخر أن و كالة المخابرات المركزية لا يقوموا بواجبتهم جيدا ً
    Bu müthiş bina, erken Venedik sanatçılığının klasik bir örneğidir ve bir çok büyük Avrupa sarayı için model teşkil etmiştir. Open Subtitles هذا البناء الهائل هو مثال كلاسيكي للصعنة الفينيسية في مراحلها الأولي وقد اسُتخدم كنموذج للقصور الاوروبية العظيمة
    SoylentGreen. Gurmeleriçin klasik bir tat. Open Subtitles سويلنت أخضر, مكون كلاسيكي يستخدمه الطباخون و المعركة قد بدأت
    Psikayatrist Peter Wason tarafından düzenlenen klasik bir deneyde size üçlü bir rakam dizisi verilir ve bunları oluşturan kural sorulur. TED هناك دراسة كلاسيكية للعالم النفسي بيتر واسون يعطيك مجموعة من ثلاثة أرقام ويطلب منك التفكير في القاعدة التي تجمعهم
    Asıl amacı oraya seyahat edip egzotik bir bölgeden çeşitli türlerin klasik bir hikayesini paylaşmaktı. TED الفكرة الأساسية كانت للسفر هناك وإحضار قصة كلاسيكية عن التنوع بين المخلوقات عن طبيعة مختلفة،
    Neyse işte klasik bir cinayet sonrası intihar vakasıymış. Open Subtitles لقد كانت حالة كلاسيكية من جرائم الانتحار
    klasik bir televizyon karakterini, öylece öldüremezsin. Open Subtitles لا يمكنكم أن تقتلوا شخصية تلفزيونية كلاسيكية.
    Hayır, bence klasik bir Seconal kadını. Open Subtitles مممم لا تود اعتقد اننا بين ايدينا إمرأة سيكونال كلاسيكية
    Bu klasik bir dava. Teknolojinin bir sanatçı araması. Open Subtitles هذه حالة كلاسيكية من التكنولوجيا للبحث عن فنان
    "Blog"lar, kitlesel amatörleşmenin klasik bir örneği. TED التدوين على الإنترنت هو مثال تقليدي على النضج الشامل.
    Suçu başka birine atmaya çalışmak klasik bir suçlu davranışıdır. Open Subtitles يلقي باللوم على شخص آخر هذا سلوك إجرامي تقليدي
    Tamam, tamam bu sadece klasik bir yanlış anlaşılma. Open Subtitles حسناً، حسناً، هذا مجرّد سوء تفاهم كلاسيكيّ.
    Vera Wang siyah straplez klasik bir elbise dikmişti çok daha pahalıydı ama ileride her türlü yerde giyilebilirdi. Open Subtitles ولكن (فيرا وانغ) صنعت هذا الفستان الأسود الكلاسيكي بدون حمالات، كان أغلى ولكن يمكنك ارتدائه لجميع أنواع الأحداث المستقبلية.
    klasik bir Noel kutlaması sayılmaz. Ama etkili ve çok şey anlatıyor. Open Subtitles هذه ليست تحيّة عيد ميلاد تقليديّة لكنّها تمتلكُ الإيجاز والإختصار
    Bu halk arasında bilinen klasik bir "başarısızlık korkusu" durumu. Open Subtitles أعتقد أن ما لدينا هنا هو حالة معتادة للخوف من الفشل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد